Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bir taş, çok kuş meselesi

    Fatih Özatay, Dr.22 Temmuz 2010 - Okunma Sayısı: 973

    Birkaç yazı ile liranın değerlenmesine karşı para politikası çerçevesinde yapılabilecekleri tartışmaya açmıştım. Çeşitli gazete köşelerinde epey yazı çıktı bu konuda. Önerilerimden biri, hatırlarsanız, enflasyon yüzde 5-6 gibi bir düzeye düştükten sonra enflasyon hedeflemesi rejiminde değişikliğe gitmekti. Bu değişiklik, enflasyon ile hedeflenen enflasyon arasındaki fark ve üretim ile potansiyel üretim düzeyi arasındaki farka ek olarak reel kuru da dikkate alan bir çerçeve oluşturarak yapılacaktı.
    Reel kurun da para politikası amaçları arasında yer alması önerisini açmak gerekiyor. En iyisi öncelikle bunun ne olmadığını anlatmak. Bunu yaparken bu önerime getirilen bir eleştiriyi bu köşeye taşıyayım öncelikle. Şöyle deniyor: "Para politikasının birden fazla hedefi olamaz. Merkez Bankası'nın bir tane aracı var, o da kısa vadeli faiz. Bir taşla (faiz) sadece bir kuş (enflasyon hedefi) vurulabilir."
    İlk bakışta doğru gibi. Neden doğru? Çünkü bilinen bir gerçeği tekrar dile getiriyor. Öyle ya, havada çok kuş, benim de bir taşım varsa (kuşlardan özür dileyerek) bunlardan bir tanesini vurmaya çalışmalıyım. Hani iki kuş neredeyse yapışık şekilde uçuyorsa, belki attığım taş diğerine de değer, ama bu büyük bir tesadüf olabilir. Sonuç: Tek taş varsa, tek hedef olmalı.
    Doğru elbette. Ama ilk bakışta. İlk bakışta, çünkü biraz düşünülse, önemli bir gerçeği atladığı hemen ortaya çıkacak bu savın. Benim önerim Merkez Bankası'na birbirleri ile alakasız üç tane ayrı hedef verilmesi değil.
    Merkez Bankası'nın yine tek hedefi olacak. O da fiyat istikrarını sağlamak. Zaten Merkez Bankası Kanunu da öyle diyor. Faiz politikasını da bu tek hedefe ulaşmak için ayarlayacak.
    Bakın, enflasyon hedeflemesi rejiminin kendisi böyle zaten. Tek hedef var: Fiyat istikrarı. Bu çerçevede bir enflasyon hedefi açıklıyorsunuz ve ona ulaşmaya çalışıyorsunuz. Diyelim ki ileride gerçekleşmesini beklediğiniz enflasyon hedeften yüksek. Müdahale etmeniz gerekiyor. Yani, faizi yükseltmeniz lazım.
    Buraya kadar sanıyorum anlaşıyoruz. Bütün enflasyon hedeflemesi rejimlerinde yapılan bu zaten. Şu anda dünyada uygulanmakta olan enflasyon hedeflemesi rejimlerini birbirlerinden farklılaştıran temel özellik bundan sonra başlıyor. Bu farklılık faiz tepkisinin nasıl bir yol izleyeceğine dair. Şöyle: Diyelim ki enflasyonun hedeften sapmasını gidermek için faizi dört puan artırmanız gerekiyor. Birinci alternatifiniz çok kısa sürede bu dört puanlık artırımı yapmanız. Böyle yaparsanız 'katı enflasyon hedeflemesi' rejimi uygulamış oluyorsunuz. Teknik deyimiyle, amaç (dikkat: hedef değil) fonksiyonunuzda sadece enflasyon ile enflasyon hedefi arasındaki fark var.
    İkinci alternatifiniz bu dört puanlık artırımı zamana yaymak. Böyle yaparsanız 'esnek enflasyon hedeflemesi' rejimi uyguluyorsunuz. Teknik deyimiyle (yine dikkat: hedef değil) amaç fonksiyonunuzda artık iki değişken var: Enflasyon ile enflasyon hedefi arasındaki fark ve üretim ile üretimin potansiyel düzeyi arasındaki fark.
    Evet, kısacası tek hedef-tek araç var. Ama bu kuşu vurmak için kullanacağınız taşın büyüklüğünü belirleyen farklı amaçlar var. Enflasyon hedeflemesi yazını zaten ağırlıklı olarak bunun üzerine. Bu konuda bilinen en saygın makalelerin tartıştıkları konular bunlar. Tekraren: Katı enflasyon hedeflemesi uygulanırsa bunun faiz politikası açısından ima ettiği nedir? Esnek hedefleme uygularsam bu politika nasıl değişir? Bu farklılık üretimde ne gibi farklı dalgalanmalar yaratır?
    Benim önerdiğim, yine enflasyon hedeflemesi yazınında yer alan ama sadece bir alternatif olarak gösterilip çok da tartışılmayan bir şey: İlla bir isim vermek gerekirse, 'daha esnek bir enflasyon hedeflemesi' rejimi. Yine tek hedef-tek taş var. Ama bu sefer amaç fonksiyonunda üç değişken yer alıyor.
    Bu önerimin 'tek taşla-tek hedef vurulur' gerçeği ile olan farkı, enflasyon hedeflemesi yazınını derinlemesine bilenler, ya da genelde kontrol teorisi ile uğraşanlar açısından çok açık olmalı. Bu farka yol açan önemli bir olgu şu: Bu üç değişken arasında ilişki var. Bu ilişki üç amaç ile yola çıkıp, tek bir hedef için faiz politikanızı oluşturmaya izin veriyor. Elbette üç değişken arasında hiçbir ilişki olmasaydı, üç amaç-üç hedef gibi olurdu.
    Hem bu teknik dilden kurtulmak, hem de zavallı kuşları rahat bırakmak için başka bir örnekle anlatacağım pazar günü: Otomobil, kısıtlı benzin, ulaştırılacak mektup(lar) ve izlenebilecek farklı yollar olacak örnekte.

    Bu yazı 22.07.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır