Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Yatırımlar toparlanmakta nazlanıyor

    Fatih Özatay, Dr.26 Temmuz 2010 - Okunma Sayısı: 1125

    Krizler sırasında yatırımların keskin biçimde daraldığını biliyoruz. Tüketimdeki azalma yatırıma kıyasla daha az oluyor. Nedeni açık: Tüketim harcamalarının önemli bir kısmı zorunlu tüketim harcamaları. Bunlardan vazgeçmek mümkün değil; daha çok daha düşük kalitedeki mallara kaçış görülüyor zorunlu tüketim harcamalarında. Krizlerden çıkılarken genellikle yatırım harcamalarındaki hareketler çıkışlara paralel olmuyor. Bunun temel nedeni olarak, krizden çıkışın kalıcılığından emin olunmak istenmesi gösterilebilir.
    Son kriz sırasında Türkiye'deki yatırım ve tüketim hareketleri de bu genel gözlemlerden farklı değil. Grafik 1'de düz çizgi ile özel tüketim harcamalarının, kesikli çizgi ile de özel yatırım harcamalarının 2007'nin başından bu yana seyri yer alıyor. İki seri de mevsim etkilerinden arındırılmış halde. Ayrıca, grafik rahat okunsun diye, kriz öncesindeki ulaşılan zirve değerler 100 olacak şekilde serilerin tüm değerlerini yeniden ayarladım. 



    Grafik 1: Mevsim etkilerinden arındırılış özel tüketim (düz çizgi) ve özel yatırım (kesikli çizgi) harcamaları: 2007 ilk çeyrek  2010 ilk çeyrek (endeks)
    İki saptama: Birincisi, yatırımın dip noktası tüketiminki ile karşılaştırılmayacak kadar aşağıda. İkincisi, her iki seride de toparlanma olmasına karşın, özel tüketim kriz öncesi zirve değerine ulaşmışken, özel yatırım hala çok aşağıda. Özel yatırımın bu davranışı yazının başında belirttiğim genel gözlemlerle uyumlu olsa da, yine de durup düşünmek gerekiyor.
    On yıllardır hiç görmediğimiz kadar düşük bir faiz ortamında yaşıyoruz. Tüketici kredileri yüzde 11 dolaylarında. İyi şirketler kredi almak isteseler, kendilerinden talep edilecek faiz oranı daha fazla değil. Hem gerçekleşen, hem de ileriye yönelik beklenen enflasyon dikkate alındığında, enflasyondan arındırılmış (reel) faizlerin de hiç olmadıkları kadar düşük düzeylerde oldukları açık.
    Bankaların açtıkları kredilerde de önemli artışlar var. Bu artışlar sadece nominal kredi değerlerinde değil, fiyat hareketlerinden arındırılmış kredilerde de gözleniyor. Öyle böyle değil; haziran ortalaması dikkate alındığında yılbaşına kıyasla reel toplam krediler yüzde 14.5, reel tüketici kredileri ise yüzde 10.1 oranında artmış.  
    Buna karşın özel kesim yatırımlarındaki toparlanma yavaş. TEPAV'da sürdürülen bir araştırmanın ilk sonuçları, büyük şirketlerin belirgin bir bekle-gör tavrı içinde olduklarını ima ediyor. Ama hemen belirtmek gerekiyor: Hem sözünü ettiğim çalışma, hem de yukarıda verdiğim grafiğin dayandıkları en güncel veriler 2010'un ilk çeyreğine ait.
    Daha güncel iki gösterge var: İlki yatırım malları ithalatının mayıs ayı değerleri. Hem taşıt dışı ithalatın, hem de taşıt ithalatının mevsim hareketlerinden arındırılmış değerleri hala kriz öncesindeki zirve değerlerinin oldukça altında. 'Oldukça'dan kasıt yüzde 20 ve yukarısı. İkinci gösterge ise Merkez Bankası'nın yayınladığı reel güven endeksi. Hatırlarsanız, mayıs ve haziran ayında ardı sıra düşüş yaşanmıştı reel kesim güveninde. Temmuz ayı değeri ise bu hafta açıklanacak. Gelişmiş ekonomilerin toparlanma hızındaki yavaşlama sinyalleri ve önümüzdeki 'kesintisiz' seçim dönemi dikkate alındığında, özel kesim yatırımlarından büyümeye gelecek katkı yüksek olmayacak gibi görünüyor.

    Bu yazı 26.07.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır