Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Ne ararsanız var son iki günün verilerinde

    Fatih Özatay, Dr.29 Temmuz 2010 - Okunma Sayısı: 951

    Haftaya olumlu verilerle başladık. Merkez Bankası pazartesi günü temmuz ayına ait kapasite kullanım oranını ve reel kesim güven endeksini açıkladı. Güven endeksinde mayıs ve haziran aylarında görülen bozulma, temmuz ayında yerini iyileşmeye bırakmış.
    Kapasite kullanım oranında da hem bir yıl öncesine, hem de geçen aya kıyasla belirgin bir artış var. Bu gelişmeye karşın, hala kriz öncesindeki zirve kapasite kullanım oranına göre düşük bir düzeyde olduğunu not edeyim son açıklanan kullanım oranının.


    Salı günü, Merkez Bankası bu sefer yılın üçüncü çeyreğine ait Enflasyon Raporu'nu açıkladı. Enflasyon öngörüleri aşağıya doğru güncellendi. Bu yılın sonunda gerçekleşmesi beklenen enflasyon bir önceki raporda yüzde 8.4 düzeyindeydi, yeni raporda yüzde 7.5'e indirildi. Gelecek yıl için beklenen enflasyon ise, bir önceki rapordan 0.1 puan daha düşük ve yüzde 5.3 düzeyinde.


    Türkiye'de enflasyonla mücadelenin ne kadar zor bir iş olduğu, böylelikle bir kez daha ortaya çıktı. Bu olguyu tekrar gözler önüne seren ilk neden,  2010 için beklenen enflasyon düzeyi. İşsizliğin bu kadar yüksek olduğu, üretimin ve kapasite kullanım oranının kriz öncesindeki zirve değerine kıyasla hala oldukça düşük bir düzeyde seyrettiği ve liranın değerlenme eğiliminde olduğu bir dönemde yüzde 6.5 ile yüzde 8.5 arasında (orta nokta yüzde 7.5) bir yerde olacağı tahmin ediliyor enflasyonun. Bu arada, tahmin aralığının alt sınırının geçen sene sonunda gerçekleşen enflasyon kadar olduğunu hatırlatırım.


    Enflasyonla mücadelenin ne denli zor olduğunu bize tekrar anımsatan ikinci neden ise, iki rapor arasında geçen üç aylık sürede aşağıya doğru yapılan 0.9 puanlık revizyon. Revizyonun nedenleri (eski rapora kıyasla) şunlar: Gıda fiyatlarının artış hızının 1.5 puan ve varil başına ham petrol ithal fiyatının 5 dolar daha düşük olacağı düşünülüyor. Ayrıca, avro bölgesinin büyüme hızında aşağıya doğru yapılan güncellemeleri de dikkate alıyor Merkez Bankası. Hem bu nedenle (avro bölgesine daha az ihracat yapacağız), hem de başka nedenlerle üretimin potansiyel üretim düzeyinden (yine eski rapora kıyasla) daha aşağıda gerçekleşeceği düşüncesi var.


    Bu son faktör dışında kalanlar Merkez Bankası'nın kontrolünde değil. Sonuncusunun, yani çıktı açığının ise ancak dolaylı yollardan ve gecikmeyle kontrol edilebileceği sanırım açık. Tüm bunlar şu anlama geliyor: Kontrol dışındaki unsurlar önemli bir etkiye sahip enflasyonun nasıl bir seyir izleyeceğinde. 2004'ten bu yana enflasyonda görülen atalete bir de bu çerçeveden bakmakta yarar var. Dolayısıyla, 2011'de yüzde 5.3 düzeyinde gerçekleşirse enflasyon, bayağı büyük bir iş başarmış olacağız.


    Bir önceki raporda yeni bir veriyi tanıtmıştı Merkez Bankası: 'İhracat ağırlıklı küresel faaliyet' adı verilmiş. İhracat yaptığımız ülkelerin büyüme hızlarını ihracatımızdaki payları ile ağırlıklandırarak oluşturuluyor bu endeks. Bizim bu pazarlara sattığımız mallara olan talep açısından iyi bir gösterge. Avro bölgesindeki büyüme hızı tahminlerinde yapılan aşağıya doğru revizyon bu göstergeye de yansımış. Revizyon küçük, ama ihracatımız açısından bu köşede sıkça dile getirilen beklentileri ne yazık ki destekleyen olumsuz bir gelişmeye işaret ediyor.


    Yine bu köşede daha önce dile getirilen bir noktaya dikkat çekiliyor raporda. İhracatımızın yarıya yakının yönlendiği avro bölgesinin büyüme kompozisyonunda da değişiklik var. Kısıtlı büyümenin iç talepteki artıştan daha çok ihracata dayalı olacağı tahmin ediliyor. Bu da bizden daha az mal alacakları anlamına gelir.


    Yazıya olumlu gelişmelerle başladım, olumsuz gelişme olasılığı ile sona geldim. Oldu olacak, temmuz ayının ilk 25 günlük ihracat sonuçlarını da vereyim: İhracatçı Birlikleri'nin geçici rakamlarına göre bir ay önceki ihracat düzeyi kadar temmuz ayındaki ihracatımız. Bu rakam ayın kalanında elbette oynar, ama ihracatta bir duraklamaya işaret ettiği de açık.

     

    Bu köşe yazısı 29.07.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır