Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    TCMB'ye yeni bir uygulama çerçevesi çizmek gerekiyor

    Fatih Özatay, Dr.19 Ağustos 2010 - Okunma Sayısı: 849

    Şu satırlar Merkez Bankası'nın (TCMB) yayınladığı 2010'un ilk Enflasyon Raporu'nun ikinci sayfasından alınma: "Yıllık enflasyondaki yükseliş genel fiyatlama davranışlarındaki bozulmadan ziyade bir çok geçici unsurun bir arada ortaya çıkmasından kaynaklanmıştır. Nitekim, temel enflasyon göstergeleri son çeyrekte yüzde 4 ile yüzde 5 arasında bir enflasyon eğilimine işaret etmiş ve orta vadeli hedeflerle uyumlu seyrini sürdürmüştür."

    'Temel gösterge', son yazımda çekirdek enflasyon göstergesi olarak adlandırdığım gösterge. Raporda bu temel göstergelere ilişkin iki tane de grafik var. Dolayısıyla, TCMB'nin odaklandığı temel göstergelerin ne olduğu buradan da açık biçimde ortaya çıkıyor: TÜİK'in yayınladığı H ve I enflasyon göstergeleri. Son iki yazımdaki ana tema açısından önemli olan nokta şu: Bu temel göstergeler fiyatları dolaylı vergilerdeki değişikliklerden ve idari kararlardan etkilenen mal ve hizmetlerin fiyatlarını dışlıyorlar.

    TCMB aynı sayfada şöyle devam ediyor: "Bütün bu gözlemler, enflasyonda yılın son çeyreğinde gözlenen artışın, enflasyonun temel bileşenlerinden ziyade para politikasının etki alanı dışında kalan kalemler ile geçici unsurlardan kaynaklandığını göstermektedir."
    Ne diyor TCMB? Birincisi, temel enflasyon göstergelerinin enflasyonun izlediği ana eğilimin orta vadeli hedeflerle uyumlu olduğunu gösterdiğini vurguluyor. İkincisi, o dönemde enflasyonda gözlenen artışın, para politikasının etki alanı dışında kalan unsurlardan kaynaklandığını belirtiyor.

    Benzer paragraflara başka enflasyon raporlarında da rastlamak mümkün. Mesela 2008'in ilk çeyreğine ait raporun birinci sayfasında şöyle deniliyor: "Petrol, gıda ve yönetilen/yönlendirilen mal fiyatlarındaki gelişmeler gibi para politikasının etki alanı dışında kalan unsurlar enflasyondaki düşüşü sınırlamış ve enflasyon 2007 yılının sonunda yüzde 8.39 olarak gerçekleşerek belirsizlik aralığının üst sınırı olan yüzde 6 seviyesini aşmıştır. Gıda, enerji ve tütün ürünleri hariç TÜFE'nin artış oranı ise yüzde 4.8 olmuştur."

    Yine temel göstergelerden birine atıf var. Aynı raporun ikinci ve üçüncü sayfasından da alıntı yapayım. "Akaryakıt ürünlerinden alınan özel tüketim vergisindeki ayarlamalar, 2007 yılında akaryakıt ürünlerinin fiyatlarında yüksek artışlara neden olmuştur. Ayrıca belediyelerin su fiyatlarında kuraklığın da etkisiyle yaptığı artışlar enerji gurubu fiyatlarını yükselten bir diğer unsur olmuştur."

    Sonrası şöyle: "Gıda ve enerji fiyatlarında süregelen olumsuz gelişmelere rağmen temel enflasyon göstergelerindeki belirgin yavaşlama para politikasındaki sıkılaştırmanın kademeli olarak azaltılabilmesi için elverişli bir ortam sağlamıştır. Sonuç olarak Kurul, Eylül 2007-Ocak 2008 döneminde politika faizlerinde toplam 200 baz puan indirime gitmiştir."

    Bu kadar alıntı yeter. Meramım açısından oldukça çarpıcı olduklarını düşünüyorum bu paragrafların. Şu çıkarsamayı yapabiliriz: Eğer temel göstergelerdeki gidişat orta vadeli enflasyon hedefleri ile uyumlu ise, TÜFE ile ölçülen enflasyon hedefin üzerinde de olsa TCMB faizleri artırmıyor. Hatta son alıntıda olduğu gibi düşürebiliyor da.
    Sorun şu ki, 2006'dan bu yana enflasyon gerçekleşmeleri 2009 hariç hep hedefin üzerinde kaldı. Arada bir de hedef yukarıya doğru değiştirildi. Üstelik enflasyon, 2005'ten bu yana yüzde 6-11 gibi bir aralıkta dolaşıp duruyor. Ortada bir sorun var.

    Birkaç yazıdır tekrarlıyorum; sorunlardan bir tanesi şu: Enflasyona etkisinin geçici olduğu düşünülen unsurlardan bir tanesi geçici değil: Bütçeyi toparlamak için dolaylı vergilerin artırılması, yönetilen/yönlendirilen mal fiyatlarına yapılan zamlar gibi. Temel enflasyon göstergelerine bakarken bunları dışlamamak gerekiyor. Zira bu ürünlerin fiyatlarını artıran uygulamalar sık aralıklarla tekrarlanıyor.

    Sorun sadece bu değil elbette. Daha temel olarak şu: TÜFE ile ölçülen enflasyon temel göstergelerle ölçülen enflasyona, farklı bir ifadeyle enflasyonun ana eğilimine bir türlü yakınsamıyor. Bu durumda, TÜFE'ye değil de temel göstergeye bakılarak tepkisiz kalınması, hatta yukarıdaki alıntıdaki gibi faiz indirilmesi, sorun yaratıyor. Sanıyorum TCMB'nin yeni bir uygulama çerçevesine gereksinimi var. Devam edeceğim.

     

    Bu köşe yazısı 19.08.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır