Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Ekonomi politikasında atalet

    Fatih Özatay, Dr.06 Eylül 2010 - Okunma Sayısı: 1055

    Piyasanın işleyişine zinhar karışmamak gerektiğini düşünüyor, ekonominin kendi dinamikleriyle dengeye geleceğine inanıyorsanız, büyümeye ilişkin son günlerde gelen olumsuz sinyalleri dert etmeniz gerekmiyor. Tersi doğru değil ama. Bu olumsuz sinyalleri dert etmiyorsanız, illaki ekonominin eninde sonunda potansiyel büyüme hızına ulaşacağını düşünüyorsunuz anlamına gelmez. Belki, daha 'ulvi' işlerle uğraşıyorsunuzdur. Referandum vardır, sonra da genel seçim. Hele onlar bir geçsindir, bakın ne güzel kararlar alıp ekonomiye yeni bir canlılık vereceksinizdir.


    Ama durun bir dakika. Daha sonra yerel seçim yok mu? Sonra da cumhurbaşkanlığı seçimi? O zaman da önemli meşgaleler olacak; şimdi bu 'karda kışta' kim uğraşacak büyüme hızıyla ve de işsizlikle?


    Muhtemelen bu kadar 'basit' değildir. Belki de olumsuz bir sinyal falan olduğu düşünülmüyordur. Geçen seneye göre üretim artmakta, işsizlik de azalmaktadır. Faizler düşüktür, enflasyon düşüktür, ihracat yükselmektedir. Türkiye, bazı yabancı yorumcuların da dediği gibi iyi performans göstermektedir. Her şey yolundadır. Sizi bilmem ama ekonomi politikası açısından ortadaki atalete bakınca benim kafam karışıyor. Gerçekten ne düşünülüyor çok merak ediyorum. Neyse, kendi penceremden son günlerdeki gelişmelere kısaca bakayım.


    Büyümeye ilişkin hem yurtiçinde açıklanan göstergeler olumsuz sayılabilecek sinyaller veriyorlar hem de küresel gelişmeler. Bu durumda, büyüme hızımızın o düşük bulduğumuz potansiyel düzeyine erişmesi bile zor olacak gibi görünüyor 2011'de. Özel sektörün yatırım yapma eğilimi hakkında bilgi veren reel kesim güven endeksi hala olumlu bölgede, ancak son dört aydır güvende belirgin bir aşınma var. Küresel kriz nedeniyle, uzun bir süredir şirketlerimiz net dış borç geri ödeyicisi konumundaydılar. İlk defa mayıs ayında şirketler kesimi geri ödediğinden daha fazla borçlandı. Bu durum kalıcı olmadı. Haziran ayında şirketlerimiz yine net dış borç geri ödeyicisi durumuna döndüler. Bu da özel sektör yatırımları açısından olumsuz bir gelişme. Geçen hafta içinde açıklanan tüketici güven endeksi de kötü sinyal verdi.


    Ağustos ayında kapasite kullanım oranı bir ay öncesine kıyasla önemli ölçüde azaldı. Bu hafta içinde temmuz ayı sanayi üretim gerçekleşmesini öğreneceğiz. Haziran ayında (mevsimlik hareketlerinden arındırıldığında) bir önceki aya kıyasla belirgin bir düşüş gerçekleşmişti sanayi üretiminde.


    2010'daki büyüme hızımız açısından ihracat belirleyici olacak. TİM'in ağustos ayı için açıkladığı veri de olumlu değildi: Geçen yılın aynı dönemine göre artış var ama bu artış, geçen yılın düşük ağustos ihracatı dikkate alındığında oldukça az sayılabilecek bir düzeyde. Üstelik temmuz ayına göre (bir kısmı mevsimlik nedenlerle olsa da) belirgin bir azalma var ihracatta. Ek olarak 2008'deki ağustos ihracatının da belirgin biçimde altında.


    Küresel gelişmeler de olumsuz yönde. ABD'nin ikinci çeyrek büyümesi aşağıya doğru güncellendi. Üstelik konut piyasasına ve işsizlik yardımı başvurularına ilişkin de beklenenden daha olumsuz rakamlar yayımlandı. Bu çerçevede yılın ikinci yarısında ABD ekonomisinin önceden tahmin edilenin altında büyüyeceği düşünülüyor. Yeni bir küçülme döneminin başlaması olasılığının arttığını ifade edenler de var.


    İhracatımızın yarıya yakın bir kısmını yaptığımız AB'de ise Almanya dışında pek olumlu bir büyüme haberi yok. Almanya diğer gelişmiş ülkeleri kıskandıracak bir hızla büyüdü ikinci çeyrekte, ancak Almanya'nın büyümesi ise daha çok ihracat ağırlıklı. 'Ancak'; çünkü iç talep ağırlıklı büyüseydi, ihracatımız açısından daha çok sevindirici olacaktı.
    Ben olsaydım bu gelişmeleri 'dert' ederdim.

     

    Bu köşe yazısı 06.09.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır