Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Kriz, sandığı teğet geçmiyor

    Güven Sak, Dr.07 Eylül 2010 - Okunma Sayısı: 1142

    Sağda solda seçim faaliyetlerini takip ediyor musunuz? Bakın, Türkiye artık seçim mevsiminde. Siz, adının referandum olmasına, içinin bir sürü meseleyle süslenmesine filan bakmayın, sandık sandıktır. Bu ülkede 1950'den beri hepimizin en özgür ânı sandığın başıdır. Sandık önünüze geldiğinde, sonucu belirleyen hayattan memnuniyetinizdir. Memnunsanız evet dersiniz, memnun değilseniz hayır. Her şeyin iyi olacağına dair inancınız yüksekse evet dersiniz, değilse hayır. Ben bu çerçeveden bakıldığında, burada da dünyanın başka yerlerinde de krizin, sandığı teğet geçmeyeceğini düşünüyorum. Hatırlayın bundan önceki yerel seçim denemesinde de böyle olmuştu. "Nereden çıktı şimdi bu" demeyin, önce bir dinleyin.

    Türkiye, seçim mevsiminde olan tek ülke değil. Gerçi belki, "2014'e kadar sürekli seçim atmosferinde olacak tek ülke" konumunda olabiliriz. Ama neyse. Bu günlerde Amerika Birleşik Devletleri'nde de seçim var. Kongre'nin kısmi yenileme seçimleri iki ay sonra yapılacak. Herkes bu aralar seçim çalışmaları ile meşgul. Geçen cuma günü ABD'nin prestijli gazetesi The New York Times'ta bir haber yayımlandı. Buna göre, 'Genç seçmenler artık daha az Demokrattı'. 2008 seçimlerinde Başkan Obama önderliğindeki Demokratlar'a Kongre'nin her iki meclisinde de çoğunluk verenler arasında gençler önemli bir grubu oluşturuyorlardı. O vakitlerde, 18-28 yaş grubu içinde Demokrat olduğunu söyleyenlerin oranı yüzde 62 düzeyindeydi. Cumhuriyetçi olduğunu söyleyenler ise yüzde 30 civarındaydı. Şimdilerde yapılan çalışmalar Demokrat ve Cumhuriyetçiler arasındaki yüzde 30'u aşkın bu makasın giderek daralmakta olduğuna işaret ediyor. 2009 sonu itibariyle bakarsanız, Demokratlar'ın destek oranı yaklaşık sekiz puan düşerek önce yüzde 54'e kadar indi. Bu yılın başında ise yüzde 57 civarındaydı. Demokratlar'ın kaybı, Cumhuriyetçiler'in kazancı oluyor bu arada. Sözün kısası, anketlere göre, genç seçmenlerin artık daha azı Demokrat olduğunu söylüyor. Bu neden böyle? Gayet basit bir nedenle: Cem Yılmaz usulü 'tamamen duygusal' nedenlerle. Aradan 2008 krizi geçmiş bulunuyor. Artan işsizlik, bulunsa bile ortadaki işlerin gençleri tatmin etmemesi burada önem taşıyan faktörler arasında sayılıyor. Sandık önünüze geldiğinde hayatınızdan ne kadar memnunsanız öyle davranıyorsunuz. Burada da orada da bu böyle. Toparlanma sürecinin göz doldurmaması, Amerika Birleşik Devletleri'nde sandığa yansıyacak gibi duruyor. Krizin millete verdiği hasar, sandıkta iktidarı hasara uğratacak gibi duruyor. Herhalde bu nedenle Demokratlar şimdi, kazanılabileceklere hep birlikte odaklanıp, hiç değilse iki meclisten birinde çoğunluğu korumak üzere strateji değiştirmeye çalışıyorlar. Ortak bir kaynak havuzu oluşturup, bunu kazanılabilecek alanlara kaydırmak için Temsilciler Meclisi Başkanı, Demokrat Nancy Pelosi Kongre'nin Demokrat üyelerine mektup yazıyor. Öyle görünüyor ki, kriz sandığı teğet geçmiyor. Üstelik suç Demokratlar'ın da değildi, bu kriz konusunda. Ne diyelim? "Mesele tek başına iktisadi olmasa bile önemli bir iktisadi boyutu vardır kardeşim."

    Peki, benzer bir gelişmeyi Türkiye'de de beklemek gerekir mi? Uzun seçim mevsimi başlangıcında bir durum değerlendirmesi yapmakta fayda var. Türkiye'de genç seçmen daha da önemli. Çünkü daha çoklar. Seçmenin yaklaşık yüzde 32'sini oluşturuyorlar. Bu konuda, test ise ortada. Bakalım, mesela, 18-28 yaş arası seçmen önümüzdeki referandumda ağırlıkla ne diyecek? Anketin sonucunu 13 Eylül sabahı biliyor olacağız. Bu arada, bu asıl ankete dair anketler ne diyor derseniz, ortada bir sürüsü var. Buradan görülen şudur: 18-28 yaş grubu içinde halen 'hayır' daha ağırlıklı duruyor. Neden hayır? Elbette ABD'deki 'hayır'la aynı nedenle. Vaziyetlerinden memnun olmadıkları için. Üstelik bu mutsuzluğu göstermek için referandum son derece uygun bir yöntem. İhtar etmek için uygun bir yöntem. Öyle değil mi? Şimdilik iktidar değişikliği filan da getirmeyecek.

    Nasıl denirdi? Mesele iktisadidir kardeşim. Pardon ama "It's the economy, stupid!" demeyeceğim.

     

    Bu köşe yazısı 07.09.2010 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır