Arşiv

  • Mayıs 2024 (4)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İlk yarı olumlu, ya ikinci yarı?

    Fatih Özatay, Dr.16 Eylül 2010 - Okunma Sayısı: 1756

     

    Üst üste iki önemli veri açıklandı: Yılın ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) ve haziran dönemi işsizlik oranı. GSYH'ye ilişkin iki önemli olumlu noktayı vurgulayarak başlayayım.


    Birincisi, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 3.7 oranında arttı. Bu, oldukça yüksek bir artış. İkincisi, bir önceki çeyreğe kıyasla gerçekleşen bu yüksek büyüme hızı, ulaşılan GSYH değerinin krizden önceki zirve GSYH değerini aşmasını sağladı. GSYH'nin krizden önce ulaştığı zirve üretim değeri 2008'in ilk çeyreğindeydi.


    Daha önce bu köşede yer almıştı: 2001 krizi sırasındaki mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH hareketlerini küresel krizdeki hareketlerle karşılaştırmak ilginç sonuçlar veriyor. Grafik 1'de bu karşılaştırma yer alıyor. Grafikte yatay eksende '0' değeri kriz öncesindeki zirve GSYH değerlerini, artı işaretli rakamlar ise bu zirvelerin gerçekleştiği çeyreklerden sonra kaçıncı çeyrekte olunduğunu gösteriyor.


    Küresel krizdeki dip noktası biraz daha derin. Bununla birlikte her iki krizdeki GSYH hareketlerinin çok benzer olduklarını söylemek mümkün. Özellikle dip noktasından sonraki hareketler neredeyse çakışık.


    Krizden önceki zirve değerine dönüş her iki krizde de dokuz çeyrek almış. GSYH verisine ilişkin bir de olumsuz noktanın altını çizmek gerekiyor. Şu: Bir önceki çeyreğe kıyasla yüzde 5.6 gibi yüksek bir artış olmasına karşın, 2007'nin son çeyreğinde ulaşılan kriz öncesindeki zirve değerinden yüzde 15.5 oranında daha düşük özel yatırımların düzeyi. Yatırımların daha geç toparlanması kriz sonrasında beklenmedik bir gelişme değil. Sonuçta mevcut kapasite eksik kullanılıyordu; kapasite kullanımının yatırımları tetikleyecek düzeye gelmesi için bir süre geçmesi gerekiyor.


    Haziran dönemindeki işsizlik oranı ise bir yıl öncesinin aynı dönemine kıyasla 2.5 puan düştü ve yüzde 10.5 oldu. Daha önemli olan, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış işsizlik oranının seyri Bu oran, bir ay öncesine göre 0.2 puan gibi sınırlı bir iyileşme ile yüzde 11.7 oldu. Grafik 2'de 2007'nin başından bu yana bu orandaki gelişim gösteriliyor. Kriz öncesinin yüzde 10 dolaylarındaki işsizlik oranının hâlâ belirgin biçimde üzerindeyiz.


    Hem büyüme hızı hem de işsizlik oranı açısından bundan sonraki gelişmelerin daha az olumlu olacağını vurgulamak gerekiyor. Muhtemelen mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH, üçüncü çeyrekte bir önceki çeyreğe kıyasla artmayacak. Yine aynı biçimde ölçülen işsizlik oranı da sabit kalacak. Nedenlerini daha önce bu köşeye taşımıştım; ilerideki yazılarımda yine ele alırım.


    Grafik 1: Küresel kriz ve 2001 krizinde mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış GSYH (endeks, '0' noktası 2001 krizi için 2000'nin son çeyreği, küresel kriz için 2008'in ilk çeyreği)



    Grafik 2: Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı: Ocak 2007 Haziran 2010 (%)

     

    Bu köşe yazısı 16.09.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayınlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır