Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Dövize müdahale neden sadece TCMB'nin yetkisinde olsun ki?

    Fatih Özatay, Dr.26 Eylül 2010 - Okunma Sayısı: 1096

     

    Uzun zamandır elim bir türlü gitmiyordu yazmaya. Hazır döviz kuru üzerinde ahkâm kesiyorum, hazır perşembe sabahı ekonomi kanallarının sabah haberlerine düştü; sırasıdır. Haber, Japonya'nın döviz piyasasına yaptığı müdahale ile ilgili. Sanal âlemde hem bu müdahale hem de öncekilerle ilgili çok sayıda haber yer alıyor. 15 Eylül tarihli bir banka haberinin raporundan alıntı yapayım:


    "Japonya Maliye Bakanlığı son altı yılda döviz piyasasına ilk kez müdahale etti. Maliye Bakanı Noda müdahaleyi doğruladı ve denizaşırı ülkelerdeki otoriteler ile de fikir alışverişinde bulunduklarını beyan etti... Maliye Bakanlığı'nın bir trilyon yen sattığı söyleniyor... Japonya Merkez Bankası Başkanı Shirakawa, Maliye Bakanlığı'nın yen satış müdahalesinin döviz piyasasını istikrara kavuşturmasını umduğunu ifade etti."            
    Şu alıntı ise Meksika Merkez Bankası'nın internet sayfasından (döviz piyasası/Meksika Merkez Bankası'nın döviz piyasası işlemleri/mekanizmalar): "Maliye Bakanlığı ve Meksika Merkez Bankası yetkililerinden oluşan ve Meksika'nın döviz politikasından sorumlu olan Döviz Komisyonu, 22 Şubat 2010'da bir basın duyurusuyla, Merkez Bankası'na dolar satışına izin veren opsiyonlu ihalelerin yeniden başlatıldığını ilan etti."


    Sanal âlemde biraz dolaşarak başka ülkelerden başka alıntılar da yapılabilir. Ancak bu kadarı yeter. Nereye gelmek istediğim sanırım açık: Dövize müdahale edilip edilmeyeceğine, edilecekse yaklaşık tutarının ne olacağına ya da günlük döviz alımı veya satımı yapılıp yapılmayacağına, yapılacaksa bunun yönteminin ne olacağına, ne kadar alınıp satılacağına, illaki merkez bankalarının tek başlarına karar vermeleri gerekmiyor.
    Madem ki Türkiye'de bu kadar şikâyet var döviz kurunun düzeyinden, madem ki bu şikâyetlerin bir kısmı bizzat bakanlardan geliyor, buyurun işte size bir alternatif. Artık Maliye Bakanlığı ile mi olur, Hazine Müsteşarlığı ile mi yoksa dış ticaretten sorumlu Devlet Bakanlığı ile mi, ya da hepsiyle mi, Merkez Bankası da işin içine katılır mı; yasal altyapısını hazırlayarak kurun bir komisyon.


    Elbette bir de 'havalı' bir adı olur bu komisyonun. İster sürpriz şeklinde olsun, ister önceden açıklanan ihaleler yoluyla, tüm döviz müdahalelerine bu komisyon karar verir. Gerekli işlemin yürütülmesi ise Merkez Bankası'na düşer. Olur mu? Olur.


    Peki, niye elim gitmiyordu yazmaya?


    Böyle radikal bir değişiklik bana çok riskli geliyor. Bu alternatif hayata geçirilirse, hakkındaki tüm şikâyetlere karşın işleyen bir sistem, nasıl işleyeceği belli olmayan bir sistemle değiştirilmiş oluyor. Elbette, yeni sistem iyi tasarlanabilir, diğer ülke deneyimleri ayrıntılı biçimde incelenir, 'neyin yapılmaması gerektiği' öğrenilir, falan.


    Ama böyle bir uygulamayla durup dururken arı kovanına çomak sokulacağı izlenimi var bende.


    Bu köşe yazısı 26.09.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır