Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Ramallah'tan Beytüllahim'e kaç saatte gidilir?

    Güven Sak, Dr.16 Ekim 2010 - Okunma Sayısı: 1723

     

    Yukarıdaki sorunun yekten söylenebilecek bir cevabı yoktur. Geçen hafta bizim Musa öyle söyledi. Harita üzerinden bakarsanız, Ramallah'la Beytüllahim'in arası yaklaşık 20 kilometredir. Ancak Ramallah'tan Beytüllahim'e kaç saatte varılabileceğine ilişkin bir sorunun doğrudan cevabı yoktur. Çünkü Ramallah da, Beytüllahim de İsrail işgali altındaki Filistin şehirleridir. Orada hiçbir şey kolay değildir. Her an her şey olabilir. Hiç o topraklarda iş yapmanın nasıl bir şey olabileceğini tahayyül ettiniz mi? İşte bu yazı Filistin'de iş yapmanın nasıl bir şey olduğunu tahayyül edebilmeniz içindir. Filistin'de iş yapmak zordur. Filistin'de sanayiyi geliştirmek de zordur ama imkansız değildir. Aynı geçen gün Diyarbakır için dediğim gibi, iş yapmanın maliyeti fazladır esas olarak. Ama bu kez bakın nasıl fazladır?

    Önce bir notla başlayalım. Ben uzun bir süreden beri bölgeye gidip geliyorum. Burada gördüklerime bakarak, bölgemizde sanayinin gelişmesine en elverişli yerin Filistin toprakları olduğuna içtenlikle inanıyorum. İsrail'in güvenlik endişeleri Filistin için yatırım ortamını zorlaştıran önemli bir faktördür. Hakikaten kurumsal bir paranoya gibidir buradaki güvenlik endişesi.  Ama aynı zamanda, Filistin'in yanı başındaki İsrail lojistik altyapısı, yolları, limanları Filistin'in yatırım ortamını Orta Doğu ortalamasının kat be kat üstüne taşımaktadır. Yineleyeyim, bana göre, bölgemizde, Türkiye'den sonra, sanayileşmeye aday ilk ülke Filistin'dir. Filistin devleti kurulmadan adımları tasarlamaya başlamakta fayda vardır. Şimdilerde "Müslümanların çoğunlukta olduğu ülkelerde özel sektör nasıl gelişir" benzeri "kayıp halka nerededir?" çalışmaları giderek artıyor. İslam Kalkınma Bankası ve İslam Konferansı Örgütü ilk kez doğru öncüller üzerine yığınak yapıyor. Bu iyi bir haberdir. İslam dünyasının küresel ekonomiye entegrasyonu günün en temel hadisesidir. Bu ülkelerin küresel ekonomiye oldukları gibi, dönüşmeden eklemlenmiş olmaları, yaşadığımız problemlerin kaynağıdır. Önce bunu bir kenara not edelim isterseniz.

    Sonra günün sorusuna dönelim. Ramallah'tan Beytüllahim'e kaç saatte gidilir?  Bu sorunun cevabı öncelikle "duruma bağlı"dır. Nasıl duruma bağlıdır? Arabanın plakası uygunsa, yani İsrail plakası varsa, Batı Şeria'daki işgal altındaki topraklardan çıkıp, İsrail üzerinden otobandan giderseniz, Ramallah'tan Beytüllahim'e bir saatte varabilirsiniz. Yok, araba yalnızca Batı Şeria'ya uygun bir Filistin plakası taşıyorsa, o vakit, Ramallah'tan Beytüllahim'e gitmek için minimum üç saate ihtiyacınız vardır. Minimumu olanın maksimumu da olur. İşte orada esasen sınır yoktur. Filistin'de verdiği randevuya geç kalan hemen ne der? "Yahu bugün İsrailliler pek huzursuzdu. Kontrol noktasından bir türlü geçemedik. Didik didik aradılar. Bekleme kuyruğu iki kilometreye uzayıverdi. Ondan geciktik." Olmasa da, böyle dediğinizde akan sular durur. Filistinli bakanlar dahil, herkesin aklına hemen İsrail kontrol noktaları gelir. Onların sayısı hem çoktur, hem de değişkendir. Öngörülemezlik başattır.

    İsterseniz yukarıdaki açıklamadaki birkaç noktayı biraz daha açıklığa kavuşturayım. Bunları daha geçen hafta bir İsrail vatandaşı Filistinli Musa'dan dinledim.  Beni önce Kudüs'ten aldı. Sonra Ramallah'tan Beytüllahim'e getirdi. Plakaların farkını yol boyunca görerek anladım. Orada arabaların plakaları bölük bölüktür. Her araba, her yola giremez. İki tür plaka vardır: İsrail plakası ve Filistin plakası. İsrail plakalı araçlar Filistin'e girebilir ama Filistin plakalı araçlar yalnızca Filistin'de kalabilir. Hadi diyelim ki, her işe yarasın, işler çabuk hallolsun diye, iki adet araba edindiniz. Böylece hareket kabiliyeti kazanır mısınız? Yine duruma göre, bu kez de arabanın içindekilerin kimliği ön plana çıkar. İsrailliler, yasalara göre, Batı Şeria'ya giremez. Cezası yüksektir. İsrailli Araplar girebilir ve geri de çıkabilir. İsrailli Araplar, sınırın öteki tarafında yaşayan Filistinlilerdir. İşleri oradadır. İsrail seçimlerinde oy kullanırlar. Şimdilerde İsrail hükümetinin zorlaştırmaya çalıştığı işte tam da bu vatandaşlık bağıdır. Musa, "Ne olacağını biz de bilmiyoruz ama bekliyoruz. Ne yapalım ki, yapacak bir şeyimiz yok. İsrailliler bizi Filistinli, Filistinliler de bizi İsrailli olarak görüyorlar" dedi. Bir ara size ne yapılmaya çalışıldığını da anlatırım. Ama ne diyeyim? Eski Yunan tragedyalarında Olimpos'un efendileri yok etmek istediklerini önce çıldırtırlarmış ya, işte öyle bir şeydir bugünlerde ciddi ciddi yapılmaya çalışılan. Bir anlamsız uğraştır. Neyse dönelim Filistin'de insanoğlu kısım kısım muhabbetine, Batı Şeria'daki Filistinliler ise, özel (iş insanı) izin belgeleri olmadan öteki tarafa geçemez. O geçiş belgelerini almanın yolu İsrail'in bir nevi işgal idaresi olan "Sivil Yönetim"e başvurmaktan geçer. Kolay geçiş belgesi alınamadığı, bu satırların yazarı için tecrübe ile sabittir. Yok canım, öyle değil, diyen olsa olsa uydurmaktadır.

    Ne demiştim? Filistin'de iş yapmak zordur. Daha Batı Şeria'daki toprak rejimine, kimin nerede ne konuda yetkili olduğuna gelmedim. Bakın oradaki A, B ve C bölgeleri bir başka hikayedir. Filistin'de iş yapmak hakikaten zordur. Ama bu da ayrı bir hikayedir. Yeri geldiğinde bunları da anlatırım.

    Öngörülemezliğin olduğu noktada, kontratların bağlayıcılığı olmaz. Filistin'de sorunların kaynağında işte tam da bu vardır. Peki, bunun bir çözümü yok mudur? Son gittiğimde Dünya Bankası'nın ve Amerikalıların yatırım sigortalama şirketleri MIGA ve Overseas Private Investment Corporation (OPIC)'i ilk kez Filistin'de daha bir faal gördüm. Bu iyidir.

    İş yapmaya niyetiniz varsa, yolu mutlaka vardır.


    Bu köşe yazısı 16.10.2010 tarihinde Referans Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır