Arşiv

  • Mayıs 2024 (3)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Büyümede değişenin farkında mısınız?

    Güven Sak, Dr.26 Ekim 2010 - Okunma Sayısı: 1083

     

    Ekonominin büyümesini sağlayan bir faktör artık ya devreden çıkmak üzere ya da yakında çıkacaktır.

    Ben doğduğumda sene 1961'di ve Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 32'si şehirlerde yaşıyordu. O vakit şehirler bu kadar kalabalık değildi. Bugün ben elli yaşıma basmak üzereyim ve artık Türkiye nüfusunun yüzde 70'i şehirlerde yaşıyor. Şehirde yaşayan nüfus açısından İtalya'yı geçmiş bulunuyoruz. Bunun ne anlama geldiğini hiç düşündünüz mü? Türkiye'nin ihtiyacı daha akıllı bir iktisat politikası yönetimidir. Bakın neden böyledir?

    Kentte sanayide çalışanların verimliliğine 100 birim dersek, kırda, tarım sektöründe çalışanların verimliliği 27 birimdir. Hizmetler sektöründe ise çalışan başına verimlilik aynı hesapta olsa olsa 95 birim kadardır. Bunlar TÜİK verilerinin bize söylediğidir. Veriler resmi verilerdir. Gelin meseleyi basitleştirelim: Kırda çalışan başına verim kentin dörtte biri kadardır. Buradan çıkartılacak sonuç şudur: Kırdan kente devam eden göç Türkiye ekonomisinde çalışan başına verimliliği, çalışanların katma değerini kendiliğinden arttırmıştır, arttırmaktadır. Bu ne demektir? Kırdan kente gelen bir kişi, iş bulabildiği takdirde, yalnızca göç etmiş olduğu, verimliliği daha yüksek bir iş bulmuş olduğu için, ülkemizin büyüme hızını otomatik olarak arttırmaktadır. Türkiye'de ortalama büyüme hızının yüzde 5 seviyesinde olmasının nedenleri arasına kırdan kente göçün son elli yıldır tempolu bir biçimde devam ediyor olmasını da mutlaka eklemek gerekmektedir. Bu Türkiye ekonomisinde büyüme üzerine düşünürken akılda tutulması gereken ilk noktadır.

    Temelinde göç var

    Siz kırdan kente göçe baktığınızda, gittikçe yaşanması zor hale gelen kentler görebilirsiniz. Kentlerin hazmetme kapasitesinin önemini vurgulama eğiliminde olabilirsiniz. Hatta kırdan kente geçişi zorlaştırmanın faziletine de inanabilirsiniz. Haksız da sayılmasınız. Ama bütün bu resim içinde hakikat şudur: Türkiye kırdan kente göç devam ettiği için kendiliğinden büyüyebilmektedir. Ortadaki mucizenin yapısal nedenlerinden bir tanesi de budur.

    Kırdan kente göç olgusuna bakıldığında, ikinci aklımızda tutmamız gereken nokta ise şudur: Memlekette kentli nüfusun toplam nüfus içindeki payı İtalya gibi yüzde 70'lere ulaşmıştır. İspanya'da yüzde 75'ler civarındadır. Ama orada oran tarihsel olarak bizden hep yüksektir. Ulaştığımız kentleşme oranı Kore'nin yüzde 60'lardaki oranının da üstündedir. Türkiye, bu alanda Yunanistan'ı da geçmiş bulunmaktadır. Kişi başına milli gelir düzeyi açısından bir türlü yakınsayamadığımız ülkeleri kentleşme oranı açısından geçmiş bulunuyoruz.

    Nasıl okunmalı

    Peki, bu sonuç nasıl okunmalıdır? Türkiye ekonomisinin yapısal olarak büyümesini sağlayan bir faktör, artık ya devreden çıkmak üzeredir ya da yakında devreden çıkacaktır. Türkiye ekonomisi bundan böyle kırdan gelip, kentte çalışmaya başlayanların otomatik olarak fazladan katma değer yaratması yoluyla büyüme avantajını kullanamayacaktır. Büyüme artık kırdan kente geliyorlar diye otomatikman olmayacaktır.

    Kentleşmenin sınırına geldiysek, otomatikman büyüme dönemi de kapanmış demektir. "2011 yılında Türkiye nasıl büyür?" diye düşünürken hesaba bu noktayı da eklemekte fayda vardır. Artık büyümenin yolu, kentlerde çalışanların verimliliğinin arttırılmasıdır. Yarınlara geçit vardır. Yalnızca yol artık daha çetindir.


    Bu köşe yazısı 26.10.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır