Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Dicle'de Avrupa Heyecanı

    Güven Sak, Dr.26 Kasım 2010 - Okunma Sayısı: 1496


    Habur Sınır Kapısı'nın bulunduğu Şırnak'ta güzel şeyler oluyor. Dicle Kalkınma Ajansı'nın kapısında, AB bayrağı görmek güzeldi.


    guven hoca cizre

    Dicle Bölgesi'nde hoş şeyler oluyor. Bu değişimi açılım sürecine bağlama eğilimindeyim ve gelişmelerden etkilendiğimi de söylemeliyim.

    Geçen gün Şırnak'taydım. Günlerden 24 Kasım'dı. Hava güzeldi. Cudi Dağı'nın başı yine dumanlıydı. Cudi, kentten bakınca pek ihtişamlı duruyordu. Şırnak, hiç de haberlerden alışık olduğumuz gibi değildi. 24 Kasım'da Şırnak'ta pek güzel vakit geçirdim. Dicle bölgesinde, bu kez, hoş bir şeyler oluyor. Benim ilk izlenimlerim bir dizi hoş sürprizdir. Mardin-Şırnak izlenimlerimi dinlemek isteyenleri aşağıya beklerim, efendim.Mardin Şırnak arası yaklaşık 200 kilometre. Saat hesabına vurursanız, hiç durmadan, şöyle üç-üç buçuk saat kadar sürüyor. Yol kötü. Hadi, Mardin, Nusaybin, Midyat'tan en son İdil'e kadar bir derece, ama özellikle Cizre'den sonra Şırnak'a kadar, yol böbrek taşı düşürmeye daha bir müsait hale geliyor. Kötüleşiyor derken abartmayayım; yol kötü olmasına kötü de mesela Yemen'deki Hudeyde ile Sana arası kadar da değil yani. Orada yaklaşık 175 kilometreyi resmen 7,5 saatte filan alabilmiştim daha bu Ağustos'ta. Önce bunun altını bir çizeyim. Ama bana kalırsa mesele yalnızca karayolunun durumu ile de alakalı değil. Trafikle de yakından alakalı. Mardin ile Şırnak arasında yoğun bir karayolu trafiği var. Bu benim için Dicle bölgesindeki ilk hoş sürpriz oldu. Etraf cıvıl cıvıldı. Ortada yoğun bir sivil hareketlilik vardı. Şimdi diyeceksiniz ki, "Canım, o zaten Irak'a doğru giden ticari trafiktir. Habur sınır kapısı Şırnak'ta değil mi? " Doğru, Habur gümrük kapısı Şırnak'ta. Habur gümrük kapısı ve bu kapı vasıtasıyla Irak'la devam eden ticaret Dicle bölgesi için son derece önemli. Bunda şaşırılacak bir durum yok. Ama yalnızca bu tür ticari trafiğin yoğun olduğu Mardin-Cizre arası değil, Cizre-Şırnak arasında da, trafik son derece yoğundu. Etrafta bir hareketlilik vardı ve bunun askeri sevkiyat ile doğrudan bir alakası yoktu. Gündüz de öyleydi. Gece de öyleydi bu arada. Bunu görmek, benim için ilk hoş sürpriz oldu. İkinci hoş sürprizi ise bölgenin iş dünyası ile sohbet ederken yaşadım. Dicle Kalkınma Ajansı'nın ilk proje başvuruları daha yeni sonuçlanmıştı. Baştan beri Dicle bölgesi dememin nedeni esasen Dicle Kalkınma Ajansı bölgesinden bahsediyor olmam. Bu bölge, Mardin, Siirt, Şırnak ve Batman'ı içeriyor. İşadamları ve yöneticiler arasında ilk gördüğüm, 'bir yeni heyecan'dı. Kimi kabul edilmeyen projesinin önemini anlatmaya çalışırken, kimi de kabul edilen projesini nasıl hazırladığını anlatıyordu. Danışmanlık şirketlerini karşılaştırıyorlardı. Projelerin bölgede istihdam yaratma önceliğine dayalı olarak seçilmesine özen gösterilmiş. Şikayetler yok mu? Elbette var. Ama ben anlatılanları "çala çala bir havaya dönecek" yaklaşımına pek de aykırı bulmadım. Sorunlar vurgulanırken, bir yandan da sorunlara çözüm getirmeye çalışan projelerin tartışılıyor olması, Türkiye için hoş bir yenilik. Biz esasen yalnızca birincisine alışığızdır. Bölgede yeşeren umutları bir bütün olarak, açılım sürecine de bağlama eğilimindeyim ve de gelişmeden etkilendiğimi de söylemeliyim. Bu gezimin ikinci hoş sürpriziydi.
    Üçüncü hoş sürpriz ise Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA)'nın kendisi oldu. Kapısında, Avrupa Birliği (AB) bayrağı ile görmek pek güzeldi. Buradan çıkacak sonuç ise şudur: AB süreci, Türkiye'de sapasağlam ayaktadır ve küçük projelerle, yerel karar alma süreçlerini güçlendirmek için örnek oluşturarak, işbaşındadır. Ben Şırnak'tan umut dolu olarak döndüm.


    Bu köşe yazısı 26.11.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır