Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    FED'le gelen FED'le gider

    Fatih Özatay, Dr.28 Kasım 2010 - Okunma Sayısı: 1255

     

    'FED'in bilançosu da faizleri de bu büyüklükte kalmayacak.'

    2010 yılının Türkiye açısından yakın geçmişten ayırt edici önemli özelliklerinden biri şu: Yurtdışından gelen dövizler (sermaye) asıl olarak kısa vadeli. Yılın ilk dokuz ayında, şirketler kesimi aldığı uzun vadeli krediden 5.5 milyar dolar daha fazlasını geri ödedi. Bankalar için bu rakam 0.4 milyar dolar. Dışarıdan sermaye girişlerinin en arzu edileni olduğu sıkça belirtilen doğrudan yabancı sermaye yatırımlarında büyük düşüş var: Sadece 4 milyar dolar. 'Sadece' diyorum çünkü 2006-2009 döneminde gerçekleşene kıyasla çok düşük bu değer.

    Buna karşın bankalarda kısa vadeli borç kullanımı oldukça yüksek durumda: 5 milyar dolar. Şirketler kesimi için de aynı olgu bir ölçüde geçerli: 0.9 milyar dolar. Ayrıca portföy yatırımları aracılığıyla Türkiye'ye 13 milyar dolar kısa vadeli sermaye girişi var.

    Pazar günü için çok rakam oldu. Bari bir de grafik vereyim. Yok, Türkiye'ye ilişkin değil bu grafik. ABD'ye gidiyoruz şimdi. 2007'den bu yana ABD Merkez Bankası'nın (FED) kısa vadeli faiz politikasını resmediyorum (Bkz. Grafik). Kısa sürede çok hızlı bir düşüş var; şu anda yüzde 0.25 düzeyinde.

    Hay Allah! Şu işe bakın ki yine birkaç rakam vermem gerekiyor. O kadar uzun yolu şimdi kim çekecek; ama gelin görün ki yine ABD'ye gidiyor ve yine FED'in yaptıkları ile ilgileniyorum. FED'in grafikte gösterilen büyük faiz indiriminin başlangıcı Haziran 2007 sonunda. Aynı yılın Temmuz ayı sonunda FED'in bilanço büyüklüğü 874 milyar dolar kadarmış. 2008 sonuna gelindiğinde bu büyüklük 2.3 trilyon dolara çıkmıştı. Şu anda da bu düzeyde: Müthiş bir parasal genişleme (Meraklısına not: Bu parasal genişlemenin 1 trilyon dolarlık kısmı, finansal kurumların bilançolarındaki ipotekli konut kredilerinin FED'e aktarılması ile yaratıldı.)

    Bu likiditenin önemli bir kısmı önce ABD'deki finansal sistemdeki yangını söndürmek için, sonra da onları kredi açabilir duruma getirmek için aktarıldı. Ama ABD'deki kredi kanalı henüz düzgün işlemiyor. Mesela ipotekli konut kredisi stoku 2010'un ikinci çeyreğinin sonunda 2009'a göre daha düşük bir düzeyde. 2009 değeri de 2008'e göre daha düşük.

    Bu kadar düşük faiz ve bu kadar bol likidite, AB ve ABD'deki sorunlar dikkate alınınca bizim gibi ülkelerin başına bela oluyor. Yazının başında Türkiye'ye ilişkin verdiğim rakamlar bir tesadüf olmasa gerek. Sorun şu ki FED bilançosu bu büyüklükte kalmayacak. FED faizleri de öyle.

    Neydi o özlü söz? 'FED'le gelen FED'le gider'.

     

    Grafik: 2007 başından by yana FED'in politika faizi

    fo1128


    Bu köşe yazısı 28.11.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır