Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Mehmet Şimşek öyle demiş midir?

    Güven Sak, Dr.03 Aralık 2010 - Okunma Sayısı: 1271


    WikiLeaks haysiyet cellatlığının bir kamu yönetimi aracına dönüşmesinin delilidir.

    WikiLeaks sızıntısını takip ediyor musunuz? Doğrusu ya, ben sabahları erkenden, "Bakalım yeni neler var?" diye şöyle bir bakınmaktan kendimi alamıyorum. İstemesem de bakıyorum. Bu 'röntgenci' ruh hali sanki giderek yaygınlaşıyor. Sızıntı, daha birkaç ay sürecekmiş. Sindire sindire, olup biteni iyice görelim diye, yavaş oluyormuş. Hadi hayırlısı.

    Şimdiki Maliye Bakanımız Sayın Mehmet Şimşek'le ilişkili olarak aktarılan meseleyi de evvelki gün okudum. Belge, Eylül 2008 tarihliydi. Sayın Bakan'ın, bundan önceki bakanlığı sırasında, Londra'daki bir toplantıda, "Doğan Holding hisse senetlerini satın" dediğini, şöyle geçerken öylesine, aktarıyordu. Doğan Holding ile ilgili yürütülen soruşturma iyidir, kötüdür de demiyordu. Basın baskı altında da demiyordu. Yalnızca ortada ilgili şirketin hisse senedi performansını olumsuz etkileyebilecek bir hadise olduğuna dair bir 'ima' söz konusuydu. İddiaya göre ima eden, böyle bir malumata sahip olma potansiyeline sahip bir bakandı. Sonra Sayın Mehmet Şimşek bunu yalanladı.

    Hukuk dışıdır

    Bana kalırsa Sayın Mehmet Şimşek uluslararası sermaye piyasalarını bu kadar yakından tanıyan biri olarak, öyle bir 'ima'da bulunmamıştır. Hani başkası olsa bulunabilir ama o bulunmamıştır. Çünkü 'içeriden öğrenenlerin ticareti' (insider trading), uluslararası sermaye piyasalarında, ağır suç kapsamındadır. Öyle ayıp filan değildir, düpedüz suçtur. Suçu kanıtlamak da son derece zordur.

    Daha bu kasımın 19'unda Habertürk gazetesinde, eski bir Sermaye Piyasası Kurulu çalışanı, Sayın İbrahim Haselçin tam da bu konuyu anlatıyordu. Buna göre "Sermaye Piyasası Kanunu'nun 47'nci maddesi 'cezai sorumluluk' başlığını taşır. Bu maddenin A bendinde 7 suç tanımlanmıştır. Bu suçlar sermaye piyasasının ağır suçlarıdır ve bu suçlar için hapis cezası da öngörülür. Kanunun 47-A/1 bendi 'insider trading' dediğimiz, 'içerden öğrenenlerin ticareti' suçunu düzenlemektedir. Kanuna göre sermaye piyasası araçlarının özellikle hisse senetlerinin değerini etkileyebilecek ama henüz kamuya açıklanmamış bilgileri kendisi kullanarak veya yakınlarına bilgi vermek suretiyle kullandıran kişiler içeriden öğrenenlerdir ve bunların bu bilgilerle yaptıkları alım satım işlemleri de içeriden öğrenenlerin ticaretidir. (...) Kanuna göre bu suçu işleyenler hakkında Sermaye Piyasası Kurulu tarafından yapılacak suç duyurusu üzerine açılacak ceza davasında 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istenebilir. (...) Görüldüğü üzere, insider trading suçu genellikle şirket yönetici ve üst düzey çalışanları tarafından işlenmektedir. Bizim borsamız da insider trading suçunun işlenmesi bakımından adeta bir cennettir." Şimdi burada söz konusu olan esasen tam da bu hadise değil midir? Öyledir. Peki, yapılabilecek bir şey var mıdır? Yoktur. İtham edilenin gidip kendini aklamaya çalışmasından başka bir yol var mıdır? Yoktur. Bu hukuk dışı değil midir? Öyledir. Eskiden bu gibi durumlarda, Türkçe olarak 'haysiyet cellatlığı'ndan ya da İngilizce 'karakter suikastı'ndan (character assassination) bahsedilirdi. Olan budur.

    Korkarım, WikiLeaks, haysiyet cellatlığının, bir kamu yönetimi aracına dönüşmesinin delilidir. Son zamanlarda memleketimizde kural haline gelen imzasız ihbar mektubu furyası artık küreselleşmiştir.

    Allah sonumuzu hayreylesin.


    Bu köşe yazısı 03.12.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır