Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bu aralar hükümete beceriksiz demeyeceğim

    Güven Sak, Dr.10 Aralık 2010 - Okunma Sayısı: 1263

     

    Sorunun çözümü AB'nin merkez ülkelerinde. Bankaların yeniden sermayelendirilmesi gerekiyor.

    Daha önce Yunanlılara işkence etmişlerdi. Şimdilerde bir benzerini İrlanda için yapıyorlar. Avrupa'nın dizboyu iktisat politikası beceriksizlikleri karşısında, artık bizim hükümete beceriksiz demeyeceğim, ki öyledir. Ama beterin beteri vardır. Angela Merkel başta olmak üzere Avrupalı devlet ve hükümet başkanları, vaziyeti daha da kötüleştirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar. Peki, neden böyle oluyor? Kamuoyu anketlerine bakıp memleketi, hatta bir kıtayı idare etmeye çalışmak kötüdür. Ufku kısaltır. Hedefi küçültür. Olan galiba budur. Eriyen Avrupa Birliği projesidir. Ve başta Merkel, politikacılar ne yapacaklarını bilmemektedirler.

    AB rüyası bitti mi?

    İrlanda hükümeti, bugünlerde, yeni imzaladığı ekonomik istikrar anlaşmasını parlamentodan geçirmeye çalışıyor. Ama bekleyin. Bu haliyle bu anlaşma onaylanırsa, birkaç yıl sonra yine aynı parlamento bu anlaşmayı reddeder. Neden? İrlanda'nın kamu borç stokunun milli gelirine oranı yüzde 130 civarında. AB'den sağlanan imkâna ödenecek faiz oranı ise yüzde 6'ya varıyor. Buradan bakınca İrlanda kemer sıkacak, sıkacak... Çalışanların maaşları ve emeklilik ödemeleri tırpanlanacak, büyüme azalacak ama kamu borcunun milli gelir içindeki payı yüksek faiz ödemeleri nedeniyle azalmayacak. Tıpkı Yunanistan. Birkaç yıl sonra, İrlanda'nın, aldığı para karşısında, yıllık olarak ödemesi gereken tutar İrlanda milli gelirinin yüzde 10'u gibi bir toplama ulaşıyormuş. Geçenlerde Barry Eichengreen, Handelsblatt'ta öyle yazıyordu. Ödenmesi gereken tutarı ise 'tazminat' olarak nitelendiriyordu. Birinci Dünya Savaşı sonrasında Almanya'ya ödettirilmeye çalışılan savaş tazminatını hatırlatarak. Doğru, buna olsa olsa tazminat denir. AB rüyasını yıkma tazminatı.

    Şimdilerde başka ülkelerin de benzer işkence düzenlemelerini kabul etmesi sağlanmaya çalışılıyor. Neden? Avrupa'da bankacılık sistemlerinde bir problem var. Bankalar hasta. Durumları sürdürülebilir değil. Tedbir almak gerekiyor. Ama bankalar Avrupa ekonomisini birbirine bağlayan ulaşım şebekesi gibi aynı zamanda. Bir yerdeki problem diğerini de etkiliyor. Yapılması gereken önce Alman, İngiliz ve Fransız bankalarını yeniden sermayelendirecek kamu kaynaklı bir mekanizma tasarlamak. Bu tasarlandığında, Yunanistan, İrlanda, İspanya, Portekiz, İtalya gibi ülkelerden kaynaklanan devlet iç borçlanma senetlerini (DİBS) yeniden yapılandırmak mümkün olabilecek. Aslında İrlanda'nın riskini Alman bankası taşıyor. İrlanda borçlarının bir bölümünü ödemeyeceğini açıklasa, Alman bankası olumsuz etkilenecek. İrlanda'ya işkence etmektense, Almanların kendi bankalarını nasıl yeniden sermayelendireceklerini tasarlamaları gerekiyor. Ama bu gerçeği kendi milletine 'acımasızca' söyleyebilecek bir lider ortada görünmediği için bir oyundur oynanıyor.

    Hakikat şudur: Sorunun çözümü, AB'nin merkez ülkelerindedir. Bankaların yeniden sermayelendirilmesi gerekir. Bunu kabul etmekse AB projesinin işlemediğini kabul etmektir. Neden? Avrupa Birliği projesi, herhangi bir konuda, Berlin'de uygulanan kural neyse, aynı kuralın, Dublin ve Atina'da da geçerli olması ilkesine dayanır. Banka bilançolarına bakarsanız, vaziyet tam da öyle değildir. Atina ve Dublin'den Berlin'deki DİBS gibidir diye alınan kâğıtlar şimdi DİBS çıkmamıştır. Teorik bir kurgu olarak A projesi hayatın renkleri karşısında solgun durmaktadır. Lenin bunun hep böyle olacağını yıllar önce söylememiş miydi?


    Bu köşe yazısı 10.12.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır