Arşiv

  • Mayıs 2024 (7)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Mobese sayılmaz Sayın Başbakanım

    Güven Sak, Dr.31 Aralık 2010 - Okunma Sayısı: 1415


    Mobese kameraları da kişi başına kamu harcaması kapsamına girebilmektedir.


    Geçenlerde Tayyip Bey, galiba, Mardin'deydi. Bir Başbakan küçük bir kente gittiğinde, bu ülkede ezelden beri neler oluyorsa, onlar protokol sırasıyla arka arkaya oluyor. Bu arada elbette Başbakan da birkaç konuşma yapacak. Amaç esasen bu. İşte Tayyip Bey, orada, söze, "Şehrinize tam 1500 adet Mobese kamerası yatırımı yaptık" diye başladı. Sonra diğer kamu harcaması kalemlerini sıraladı. Kulaklarımla duydum. Sürreal bir durumdu. Müsaadenizle bugün "Mobese kameraları sayılmaz, Sayın Başbakanım" diyeyim. Bunun ne demek olduğunu merak edenleri aşağıya beklerim, efendim.

    Bölgesel dengesizlik

    Yılın son gününü, geçenlerde üzerinde durmaya başladığım "Doğu'nun Sessizliği" meselesine ayırayım. Önce çıkan kısmın hızlı özeti: İSO'nun 1000 büyük sanayi firması araştırmasına göre, 5 ve daha fazla sanayi işletmesine sahip illeri Türkiye haritasına işlerseniz Türkiye'nin doğusu, kuzeyde Artvin ve Kars'tan; güneyde Mardin ve Hakkâri'ye kadar bomboştur. Kürt meselesinin tartışa tartışa bir çözüm yoluna doğru ilerlemekte olduğu bugünlerde, gözlerimizi bu bölgesel dengesizlik meselesine dikmekte fayda vardır. Bu boşluk, "Kürt Meselesi"nden daha kocamandır. Ortadaki idari yeniden yapılanma tartışmasını, retorikten çıkartıp, sonuca doğru ilerletecek olan da bana kalırsa budur.

    Doğu'da bir bütün olarak neden sanayi yoktur? Açık ki, söz konusu olan bütün bir Doğu'dur ve burası sanayinin gerektirdiği "imkânlar seti"nden yoksundur. Ortada bir bölgesel iktisadi ve sosyal farklılık meselesi vardır. 5 ve daha fazla işletmeye sahip illeri haritaya işlerseniz göreceğiniz bölgesel iktisadi dengesizliğin resmidir. İnsani gelişmişlikle de yakından alakalıdır. 5 ve daha fazla işletmeye sahip olamamanın nedeni şehrin yaşanabilir olmasıyla da alakalıdır. Buraya kadar sanırım açık. Karışık olan bundan sonrası. Bölgesel dengesizlikleri gidermenin yolu, şehrin "imkânlar seti"ni genişletmektir. Bu imkânlar setine fiziki altyapı kadar, okul ve sinema sayısı da, şehrin sosyal altyapısı ve yaşanabilirliği de dahildir. Bölgesel dengesizlikleri gidermeye kararlı bir hükümetin yapması gereken, kamu harcamalarıyla, geride kalan illeri desteklemektir. Peki, Türkiye'de yalnızca kamu harcamaları bölgesel gelişmişlik farklarını bertaraf etmek için, geride kalan illerin imkânlar setini genişletmek için kullanılıyor mu? Hayır. TEPAV yönetişim analistleri buna bir süreden beri 'kişi başına kamu harcamaları' vasıtasıyla bakıyorlar. Kişi başına kamu harcamaları ile illerin imkânlar setini yan yana getirirseniz, göreceğiniz şudur: Türkiye uzun bir süredir zaten gelişmiş, imkânlar seti genişlemiş olan yerlerde daha fazla kişi başına harcama gerçekleştirmektedir. Harcamalar bölgesel dengesizlikleri hafifletecek bir araç olarak kullanılmamaktadır. Kamu harcamaları deseni, Doğu'nun boşluğunu giderecek biçimde tasarlanmış değildir. Bu yanlıştır.

    Dönelim başa. Elbette bizim kişi başına kamu harcamaları tanımı da çok doğru değildir. Hal böyle olunca, Mobese kameraları da kişi başına kamu harcaması kapsamına girebilmektedir. Mobese'yi ilin imkânlar setine katkısı son derece sınırlıdır. "Size Mobese kamerası yaptık" demek, elektriği gidip gelen bir kente, ki Mardin öyledir, "Size plastik fabrikası açtık, ama işin tam ortasında elektrik gittikçe, makineleri her gün birkaç kere fazladan temizleyiverirsiniz artık" demek gibidir. İşin aslının çözümüne bir katkısı yoktur. Bu nedenle, "Mobese kameraları sayılmaz, Sayın Başbakanım". Harcamayı yapmak kadar, amaca uygun yapmak da önemlidir. İyi yıllar!


    Bu köşe yazısı 31.12.2010 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır