Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Nasıl paslaşılabilir?

    Fatih Özatay, Dr.03 Şubat 2011 - Okunma Sayısı: 866


    'Asıl yapılması gereken siyasi otoritenin kısa vadeli sermaye girişlerini caydırıcı önlemler almasıdır.'

    Uygulanmakta olan para politikasının temel sıkıntısı neydi? Şu: Bir yandan, bankaların çok hızlı kredi genişlemesine gitmelerini engellemek için kredi açabilecekleri fon miktarı kısıtlanmaya çalışılıyordu. Diğer yandan, politika faizini belirlenen düzeyde tutmak için bankalara haftalık vadede fon aktarılıyordu.

    Bankaların topladıkları fonların önemli bir kısmını oluşturan mevduat çok kısa vadeli. Bu nedenle, bankalar açısından topladıkları mevduat ile TCMB'den aldıkları haftalık borcun birbirinden bir farkı yok. TCMB'den aldıkları fonla da kredi açabilirler. Bu durumda, TCMB'nin kredi açılabilecek fon miktarını kısıtlama isteğinin gerçekleşmesi çok az bir ihtimal.

    Bu ihtimalin 'çok az' olmaması bir koşulla geçerli olur: Bankalar bu hafta TCMB'den borçlandıktan sonra gelecek haftalarda tekrar borçlanabileceklerinden emin olmazlarsa haftalık vadede TCMB'den aldıkları borçla daha uzun vadeli kredi açmazlar. TCMB bu belirsizliği getirebilir mi?

    BDDK topa girebilir

    Bu sorunun yanıtı 'hayır' şeklinde. Zira bankalara gelecek haftalarda borç vermemesi ya da verdiği borç miktarını azaltması için TCMB'nin faizlerin yükselmesine izin vermesi gerekiyor. Oysa bu tür bir gelişme hem faizleri düşürmesi ile ters hem de kısa vadeli yabancı fon girişini caydırmak isteğiyle. Çıkar yol değil. O zaman, önemli bir soruyu ortaya atmak gerekiyor. Şu: TCMB'nin bu politikasının başarı şansını arttırmak, en azından kendi içinde tutarlı kılmak için, bundan sonra neler yapılabilir?

    Burada BDDK'nın devreye girmesi gerekiyor. BDDK, TCMB'den aldıkları haftalık vadedeki fonlar ile bankaların kredi açmalarını engelleyecek düzenlemeler tasarlayabilirse TCMB'nin uyguladığı politikadaki çelişki ortadan kalkar.

    Peki, BDDK 'topa girip', bu tür bir mekanizma tasarlasa ve uygulamaya koysa TCMB'nin bankaların kredi genişlemesini engelleme amacına ulaşılabilir mi? Dahası, özellikle kısa vadeli yabancı fon girişleri ile sağlanan kredi genişlemesi engellenebilir mi?

    Bankalar yurtdışından rahatlıkla borçlanabildikleri sürece, mevduatlardan alınan zorunlu karşılıklar istenildiği kadar arttırılsın bankalar yine kredi genişlemesini sürdürebilirler. Bu kanalı tıkamak için yapılabilecek iki şey var: Birincisi, BDDK bankaların bu tür fonlarla kredi açmalarını daha maliyetli hale getirebilir. İkincisi, siyasi otorite doğrudan kısa vadeli yabancı fon girişlerine vergi koyar.

    Şirketler engellenemez

    Neresinden bakarsanız bu ikinci politika daha akılcı bir politika olarak görünüyor. Birkaç nedenle: Birincisi, TCMB'nin bu kadar 'takla' atıp ezberimizi bozmasına gerek kalmıyor. İkincisi, yine ezber bozucu politikanın bir yan etkisi olarak ortaya çıkan yurtiçi finansal piyasaların sığlaşması ihtimali ortadan kalkıyor. Türkçesi, kendi bankalarınızı cezalandıracağınıza, kısa vadeli fon girişlerini cezalandırıyorsunuz.

    Üçüncüsü, topa BDDK girse ve yukarıda belirtilenleri yapsa bile, şirketlerin yurtdışından kısa vadeli borçlanmalarını engelleyemiyorsunuz. Oysa siyasi otoritenin alacağı karar, şirketler kesiminin bu tür borçlanma olanaklarını da azaltıyor.

    Kısacası, amaç gerçekten kısa vadeli fon girişlerini ve bu tür fonlara dayalı kredi genişlemesini engellemek ise asıl yapılması gereken siyasi otoritenin kısa vadeli sermaye girişlerini caydırıcı önlemler alması. Tıpkı şu sıralarda bize benzer çok sayıda ülkenin yaptığı gibi.


    Bu köşe yazısı 03.02.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır