Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    TCMB'nin sorgulanmaması için

    Fatih Özatay, Dr.10 Şubat 2011 - Okunma Sayısı: 1205

     

    TCMB'ye miktarsal sıkılaştırmayı sağlayabilmesi için destek gerekiyor. Yoksa uyguladığı yeni politika daha fazla sorgulanacak.

    Son bir hafta içinde iki tane olumlu önemli veri açıklandı: Enflasyonda belirgin bir düşüş, üretimde ise çarpıcı bir artış gerçekleşti. Bu gelişmeleri TCMB'nin yeni politikası çerçevesinde değerlendirmeye çalışacağım.

    2010 enflasyon gerçekleşmesi yüzde 6.4 ile 2010 hedefine uygun olmuştu. Ocak ayı enflasyonu yüzde 4.9 ile 2010 gerçekleşmesinin oldukça altına indi. TCMB'nin önem verdiği temel enflasyon göstergesine (I endeksi) göre ise 2009 sonunda yıllık enflasyon yüzde 3.0 iken ocak ayında yüzde 3.2 oldu. Özellikle temel enflasyon, yüzde 5 olan 2010 enflasyonunun oldukça altında.

    Aralık 2010'da bir yıl öncesinin aynı ayına kıyasla sanayi üretimi tam yüzde 16.7 oranında arttı. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilere göre ise bir ay öncesine kıyasla sanayi üretiminde yüzde 5.7 oranında bir artış var. Oldukça yüksek ve etkileyici bir üretim artışı bu.

    Buğday fiyatı yükseliyor

    Böylelikle, krizin sanayi üretimi üzerindeki olumsuz etkisi de artık geride kaldı. Krizden önceki en yüksek sanayi üretimi düzeyine Mart 2008'de ulaşılmıştı. Aralık ayı üretimi bu düzeyden yüzde 5.1 oranında daha yüksek. Sanayi üretiminin beklenenin üzerinde çıkması, 2010'a ilişkin büyüme tahminlerini de yukarıya çekti. Yüzde 9 dolaylarında bir büyüme hızından söz edilmeye başlandı.

    Bunlar olumlu gelişmeler. Ancak işe TCMB'nin yeni politikası açısından bakıldığında ortaya olası bazı sorunlar çıkıyor. Hızlı üretim artışı, çıktı açığının kapanmakta olduğunu gösteriyor. Bu, enflasyonun ileride izleyeceği yol açısından olumsuz bir gelişme. Enflasyonu etkileyen başka değişkenlerin bir kısmı da enflasyon açısından olumsuz sinyaller veriyor. Buğday fiyatları dünyada yükseliyor. Ham petrol fiyatları, varil başına 90 dolara yakın bir düzeyde seyrediyor. Son bir ay içinde döviz kurunda da belirgin bir artış gerçekleşti.

    Yeni para politikası çerçevesinde Merkez Bankası'nın son iki toplantıda faiz indirimine gittiğini hatırlayalım. Enflasyonun ileride izleyeceği yol açısından sözünü ettiğim olumsuz gelişmelerin bu faiz indirimlerinden sonra belirginleşmesi, Merkez Bankası'nın tedirginliğini arttırabilir.

    Ek kararlar alınmalı

    Yeni politika çerçevesinin içerdiği çelişkiyi bu köşede ayrıntılı biçimde tartıştım. Bu çelişkinin azaltılması için BDDK'nin ve siyasi otoritenin ek kararlar almaları gerekiyordu. Yeni politika çerçevesinin yeni kararlarla desteklenmesi gerekirken ve bu destek henüz ortada yokken, faiz arttırımına gidilmesi gereken bir ortamın ortaya çıkması TCMB açısından hoş olmaz.

    Faiz arttırma olasılığının tartışılmadığı bir zaman dilimine gereksinimi var TCMB'nin. Enflasyonun artabileceği yönünde sinyaller gelmeye başlarsa muhtemelen TCMB'nin yapacağı, temel enflasyon göstergesine başvurup, enflasyonun ana eğiliminin orta vadeli hedeflerle uyumlu olduğunun altını çizmek olacak.

    Oysa bu 'savunma biçimi' artık sorunlu. Düşük giden temel enflasyonun ileride de ana enflasyonun düşeceğini ima etmesi için her iki enflasyon arasındaki farkın sıfır etrafında her iki yönde dalgalanması gerekir. Ne var ki 2006 başından bu yana ana enflasyon, hep temel enflasyonun üzerinde gidiyor: Dalgalanma yok; tek yönlü hareket var.

    TCMB'ye 'miktarsal sıkılaştırmayı' sağlayabilmesi için destek gerekiyor. Yoksa uygulamakta olduğu yeni politika giderek daha fazla sorgulanacak.


    Bu köşe yazısı 10.02.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır