Arşiv

  • Mayıs 2024 (7)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Neden bu işler bizim mahallede oluyor?

    Güven Sak, Dr.18 Şubat 2011 - Okunma Sayısı: 1860

     

    İnsani kalkınma sıralamasında Mısır 135 ülke arasında en iyi performans gösteren 8. ülke. Türkiye 25.

    Sizce son 40 yıldır insani kalkınma açısından en iyi performansı hangi ülkeler sergilemiş olabilir? Ben cevabı atlamışım. Evvelki akşam, haberi Dani Rodrik'in internet sitesinde gördüm. Tabii hemen 2010 yılının İnsani Kalkınma Raporu'nu (İKR) bulup, okudum. Sıkı tutunun. Gözlerimle gördüm. Kendi insanının yaşama şartlarını son kırk yıl içinde en hızlı iyileştiren ilk on ülkenin beşi Arap ülkesi. Umman, Endonezya, Suudi Arabistan, Tunus, Fas ve Cezayir. "Tunus'ta başlayıp, Mısır'a uzanan, Libya'yı, Yemen'i, Ürdün'ü, Filistin'i ve işte en son İran'ı karıştıran nedir?" diye merak ediyorsanız, artık etmeyin. Bu ülkeleri karıştıran doğrudan kendi yönetimleridir. Bu ülkeler kendi insanına hızla yatırım yaptıkça, beceri seti genişleyen millet o coğrafyada eksik kalanı kendisi tamamlamaya karar vermektedir. Bilselerdi yapmazlardı ama olan budur. Olup bitene "Hah işte, Amerikalılar ordu aracılığıyla darbe yapmak için numara çeviriyorlar" diye bakanların milletin ferasetine yalnızca kendilerine oy verdiğinde inananlar olduğuna dair inancım baktıkça pekişiyor. Gelin bakın, neden bu işler bizim mahallede oluyor?

    Mısır 8'inci

    İKR, 1990 yılından beri Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından her yıl yayımlanıyor. İnsani kalkınma göstergesine göre, 'insanca yaşamak' denince, yeterli bir kişi başına gelir ihtimali olan, yeterli eğitim aldığı için donanım setini küresel normlara göre geliştirebilen ve de yaşam beklentisi çağdaş normlara yakın bireylerden oluşan bir toplumda yaşamayı anlamak gerekiyor. İşte son dönemde bu alandaki yarışta Arap ülkeleri en hızlı gidiyor. Buradan müsaadenizle üç adet sonuç çıkarayım.

    Birincisi, "Peki, Mısır burada yok mu?" diye merak edenlere, son kırk yıl için değil ama Hüsnü Mübarek'in liderliğindeki son otuz yıl için bakarsanız, Mısır, 135 ülke arasında en iyi performans gösteren sekizinci ülkedir. Mübarek otuz yıllık iktidarında malı götürmüş olabilir ama bakın Mısır'ın performansı Türkiye'den iyidir. Aynı Tunus gibi. Türkiye son otuz yılda 135 ülke arasında en iyi performans gösteren yirmi beşinci ülkedir. Bu ilk noktadır.

    Türkiye 83'üncü

    Gelelim ikinci noktaya. Son otuz yıl performansından bahsederken, bu analizin başlangıç şartlarına son derece duyarlı olduğunun da altını çizeyim. Ama bu başlangıç koşulları sapması Türkiye ve Arap ülkeleri için fazla geçerli değildir. Biz zaten onlarla aynı ligdeyiz ve kırk yıl karşılaştırmasına girebiliriz. Türkiye'nin dünyanın on yedinci büyük ekonomisi olduğunu biliyoruz. Peki, Türkiye insani kalkınmışlık açısından nerede? Tam 83. sırada. Ama bakın Tunus sıralamada 81. sırada yer alıyor. Merak edenler için söyleyeyim, Mısır 101. sırada, İran ise 70. sırada. Bu da bizim ayıbımızdır. Nedir şimdi farkımız? Boş zaman olunca insanın aklına garip fikirler üşüşmektedir. Hüsnü Mübarek acaba bizimkilerden daha mı az götürmüştür de arada Mısır'ı insani kalkınmışlık yarışında şahlandırmıştır? Ortada Sayın Ertuğrul Özkök'ün evvelki günkü yazısındaki gibi bir rayiç mi vardır? Ne bileyim!

    Gelelim üçüncü noktaya. Bana kalırsa, bazı ülkeler kendi insanına hızla yatırım yaptıkça, beceri seti genişleyen millet o coğrafyada eksik kalanı kendisi tamamlamaya karar vermektedir. Ortadaki demokrasi arayışının kaynağı buradadır. Dünya küreselleşme ile küçük bir köye döndükçe, Sırbistan'da Miloseviç'i deviren öğrenci muhalefet hareketi Otpor'un örgütlenme biçimi Mısır'da kopya edilebilmektedir. TEPAV sitesinde Erhan Türbedar'ın yazdıklarına bir bakın. Saygıdeğer Hamaney ve Ahmedinecad'a önerim şudur: Eğitim ve hastane yatırımlarını hemen durdurun!


    Bu köşe yazısı 18.02.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır