Arşiv

  • Mayıs 2024 (7)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Aklı olan sanayiye zaten girmiyor

    Güven Sak, Dr.08 Mart 2011 - Okunma Sayısı: 1390


    Türkiye'nin bir sanayi politikasına ihtiyacı vardır. Türkiye'nin en büyük sorunu sanayisizleşmedir.

    Türkiye'nin seksen küsur yıllık cumhuriyet tarihinde en büyük kazanımı nedir" diye sorsam, herhalde birden çok cevabınız olur. Bana sorarsanız, cumhuriyet tarihinin en büyük kazanımı, Türkiye'nin bir sanayi ülkesine dönüşmüş olmasıdır. Soruma cevap olarak aklınıza gelenlerin bileşkesi, Türkiye'nin bir sanayi ülkesi haline gelebilmesini sağlamıştır. Ama artık vaziyet kötüdür. Türkiye, son beş-altı yıldır bir sanayisizleşme süreci içindedir. Nedeni, Türkiye'nin sağlıklı bir ekonomi politikası çerçevesine sahip olmamasıdır.

    Daha önce "Aklı olan bu devirde sanayiye girmez" demiştim. Müsaadenizle devamını getireyim: Aklı olan bir süreden beri sanayiye zaten girmemektedir. İmalata yatırım az Geçen sefer size konuyla ilgili bir-iki anekdot yazmıştım. İsterseniz yeni bir tane daha ekleyeyim. Geçenlerde Anadolu'nun ortasında, yoktan sanayi var eden bir ilimizden bir sanayici ile konuşuyordum. Üç kuşaktır sanayinin içinde olan bir aileden gelmenin haklı gururunu taşıyordu. Sanayi, bir üstün organizasyon kabiliyetidir. Gururlanmayı haklı kılar. Dostum, "Yahu, çok utanıyorum" dedi. "Yeğenim okuldan yeni mezun oldu. Aile meclisinde oturduk, konuşmaya başladık. Çocuğa artık bir iş kurmak lazım. Düşündük, taşındık ve ilimize bir McDonald's şubesi açmaya karar verdik." Üç kuşaktır sanayici olan bir aileden gelen biri olarak alınan kararı anlatmakta güçlük çekiyordu. "Eskiden olsa böyle yapmazdık. Ama artık böyle. Ne yapayım?" diye ekledi. İşte mesele budur. Eline kalemi kâğıdı alan, hesabını yaptığında, imalat sanayii dışında bir alanın daha kârlı olduğunu görüyorsa ne olur? Sanayisizleşirsiniz.

    Peki, hiç holdinglerimizin birleşme ve devir alma kararlarına bir baktınız mı? TEPAV iktisatçıları İstanbul Sanayi Odası'nın (İSO) ilk 1000 firması içinde yer alan 26 holdingimizin birleşme ve devir alma kararlarını tasnif etmeye başladılar. İlk sonuçlar aşağıdaki grafikte yer alıyor. Sonuç şudur: Türkiye'nin en kocaman 26 holdingi 2002-2010 yılları arasında kahir ekseriyetle imalat sanayii dışındaki alanlara yatırım yapmaya karar vermişlerdir. Rakamlar öyle demektedir.

    Şekil: Türkiye'nin en büyük 26 holding grubunun 2002-2010 dönemindeki satın almaları.

    sekil

    Rakamlar, "imalat sanayii yatırımı yok" demiyor elbette. Ancak net olarak bakıldığında, imalat sanayii alanına 80 yatırım kararı alınırken imalat sanayii dışı alanlara yönelik 263 yatırım kararı alınmış. İmalat sanayii dışındaki alanlara yönelik rağbet görünüyor zaten. Grafik orada. Ayrıca bu 80 yatırım kararı da öyle daha yüksek teknolojili alanlara filan yapılmamış. İşin niteliği elbette önemli. Ona da gelirim.  Siz hele bir bunu düşünün bakalım. Daha önce söyledim. Müşteriniz ne kadar gelişmişse, sanayinizin gelişme potansiyeli de odur. Türkiye'nin Avrupa Birliği pazarından kopabilmesi pratik olarak mümkün değildir.

    Ne ekersen, onu biçersin. Kurucu atalarımız doğru tohumu attıkları için bu ülkede sanayi vardır. Şimdi biz yanlış yaptığımız için ülkenin sanayi kapasitesi harap olmaktadır. Biri bu işe bir an önce el atmalıdır. Türkiye'nin bir sanayi politikasına ihtiyacı vardır. Türkiye'nin en büyük sorunu sanayisizleşmedir.


    Bu köşe yazısı 08.03.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır