Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Mısır ve Tunus'u bekleyen ekonomik sorunlar

    Fatih Özatay, Dr.24 Mart 2011 - Okunma Sayısı: 1224


    Türkiye, demokrasiye geçmeye çalışan Mısırlı ve Tunuslu dostlarımızla aynı orta ve uzun vadeli temel ekonomik sorunlarla karşı karşıya.

    Arap ülkeleri, İran ve Türkiye için Ekonomik Araştırma Forumu'nun (ERF) on yedinci yıllık konferansı 20-22 Mart günleri Antalya'da yapıldı. Yıllık konferanslarda bu bölge için yapılan çeşitli akademik çalışmalar sunuluyor ve tartışılıyor. Ayrıca konularında uzman davetli konuşmacılar belli konularda sunuş yapıyorlar. ERF, merkezi Kahire'de olan bir araştırma ağı.

    Bu yılki konferansın davetli uzmanların sunuş yaptığı bölümlerin konu başlıkları şöyleydi: 'Demokrasi ve ekonomik kalkınma', 'Kurumsal kısıtlar politika yapıcılar üzerinde etkili oluyorlar mı?' ve 'Politik ve ekonomik dönüşüm'. İlk ikisinde konuşmacı olarak bölge dışından tanınmış uzmanlar da sunuş yaparken, üçüncü toplantıda sadece Arap ülkelerinden konuşmacılar bölgenin içinde bulunduğu durum ve geleceği hakkında görüşlerini ilettiler.

    Yolsuzluklar arttı

    Konferansta bir oturumdaki iki akademik çalışmayı eleştirmek görevim vardı, ama konferansa asıl katılma nedenim, sözünü ettiğim üçüncü toplantıdaki konuşmaları merak etmemdi. Bu yazıda, sözünü ettiğim bölümdeki üç konuşmacıdan biri olan ve ayaklanmadan sonra Tunus Merkez Bankası Başkanı olarak atanan Mustapha Nabli'nin görüşlerinden kısaca söz edeceğim.

    Mısır ve Tunus'taki son olayları üç nedene bağlıyor: Birincisi, son yıllarda yolsuzlukların çok yüksek bir boyuta çıkması. Bunun, haksızlık algılamasını arttırması ve adil yollardan elde edilmeyen servete karşı tepkileri yoğunlaştırması. İkincisi, özellikle üniversite mezunları arasında işsizliğin çok artması. Bu nedenle, bu gençlerin gelecek beklentilerinin olmaması. Üçüncüsü, teknolojinin organize olmayı son derece kolaylaştırması. Mesela cep telefonları, e-postalar ve twitter'lar yoluyla haberleşerek kısa sürede eylem yapmak için toplanılabilmesi.

    Ekonomik istikrarsızlık

    Konuşmacı, bu ülkelerin kısa dönemde önemli ekonomik sorunlarla karşılaşacaklarının altını çizdi. Mısır ve Tunus ekonomilerinin daralacağını ve işsizliğin artacağını söyledi. Birkaç nedenle: Bu ülkelerin turizm gelirlerinde ve çektikleri yabancı sermaye miktarında önemli bir düşüş bekleniyor. Güvenliğin azalması ve belirsizliğin artması, yatırımları keskin biçimde düşürecek. Bankaların açtıkları kredi miktarında şimdiden bir düşüş olmuş; sürmesi öngörülüyor. Bir de bazı üretim tesisleri zarar görmüş.

    Bu olumsuz olası gelişme, devrimin (olan biten için henüz devrim demek için erken de olsa konuşmacılar 'devrim' olarak tanımlıyorlar) önündeki en büyük risk olarak gösteriliyor. İşsizlik, devrimin üç temel nedeninden biri iken, devrimin kendisi işsizliği daha da arttıracak. Bu sürecin yönetilebilmesi ve demokrasinin kurulması sürecini geri dönülemez bir yola sokacak zamanın kazanılabilmesi için bütçe harcamalarının arttırılması gerekiyor. Bu da bütçe açıklarını yükselterek, zaten istikrarsız olan ekonomileri daha da istikrarsızlaştırabilecek.

    Orta ve uzun dönemde ise ekonomik açıdan temel yanıtlanması gereken soru, konuşmacıya göre şu: Yüzde 4.5-5 arasında olan uzun dönemli büyüme hızı, yüzde 7'lere nasıl yükseltilebilecek? İstihdam dostu bir büyüme nasıl sağlanacak? Bu son iki sorunun yanıtı Türkiye açısından da önemli. Anlaşılan, demokrasiye geçmeye çalışan Mısırlı ve Tunuslu dostlarımızla aynı orta ve uzun vadeli temel ekonomik sorunlarla karşı karşıya Türkiye.


    Bu köşe yazısı 24.03.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır