Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Farklı yönler ve alışılmışın dışına çıkmak

    Fatih Özatay, Dr.29 Mart 2011 - Okunma Sayısı: 1385

     

    Enflasyon hedeflemesi rejimlerinde enflasyon ve çıktı açığının yanı sıra finansal istikrarın da gözetilmesi gerektiği tartışılır oldu.

    Merkez Bankası'nın son kararları hakkında yapılan 'sürpriz' yorumlarını eleştiren yazıyı gönderdiğim gün Dünya'da, ertesi gün ise Radikal'de sevdiğim ve izlediğim iki yazarın karar hakkındaki yazıları çıktı (Taner Berksoy ve Servet Yıldırım). Onlar da bu kararları 'sürpriz' olarak niteliyorlardı. Bazı yetkililerin "Mart sonuna kadar bekleyeceğiz" mealindeki açıklamalarına dayandırıyorlardı 'sürpriz' tanımlamasını.

    Olaylara farklı yönlerden bakmak her zaman yararlıdır. Ben 'sürpriz' tanımlamaları üzerine 'La havle' falan da dediğim o yazıyı anlaşılan bu ilkeyi unutarak yazıp, iki arkadaşıma (yazıları çıkmadan önce de olsa) laf yetiştiriyor duruma düşmüşüm. Para Politikası Kurulu toplantılarından birkaç gün sonra yayımlanan ayrıntılı açıklamaların yer aldığı metinlerin eski sayılarına dayandırmıştım savımı. Onlar ise yetkililerin açıklamalarına dayandırıyorlardı görüşlerini.

    Neyse, yine de haklı çıkmaya çalışayım: Birincisi, kararın 23 Mart'ta açıklandığını ve bu tarihin mart sonuna oldukça yakın bir tarih olduğuna dikkat çekeyim. İkincisi, bu tür para politikası kararlarının Para Politikası Kurulu tarafından alındığını ve 'kurul'un açıklamalarına dikkat edilmesi gereğini vurgulayayım.

    Farklı yönlerden bakabilmek kadar alışılmışın dışına çıkabilmek de önemli. Bu ülke enflasyon hedeflemesi uygulaması ile 2002 yılının başında tanıştı. Daha önceki birkaç yıl tartışılmış ama böyle bir politika uygulanmamıştı.

    O tarihte 'örtük' biçimiyle uygulanmaya başlanan enflasyon hedeflemesi rejimi, 2006'da açık biçime dönüştü. 2002 başından 2010'un ortalarına kadar uygulamada radikal bir değişiklik olmadı. Dolayısıyla dokuz yıla yakın bir süredir sürdürülen ve zamanla herkesin kanıksadığı bir para politikası çerçevesi oluştu.

    2002 öncesindeki dönemde uzun yıllar boyunca enflasyon yüksek düzeylerde seyrettiği için örtük enflasyon hedeflemesinin ilk yıllarında hep tek amaç vurgulandı: Fiyat istikrarı. Üretim düzeyi ile potansiyel üretim düzeyi arasındaki fark (çıktı açığı), bu nedenle, hep arka plana itildi. Zamanla enflasyon tek haneli rakamlara inince çıktı açığına da vurgu arttı. Küresel krizin işsizlik ve üretim düzeyi üzerindeki tahrip edici etkisinin hissedilmesiyle birlikte de işsizlik ve üretim giderek daha çok vurgulanmaya başlandı. "Uygulamada radikal bir değişiklik yok" derken bu değişiklikleri de dikkate alıyorum.

    Oysa 2010'da koşullar giderek değişmeye başladı. Yüksek cari işlemler açığı ağırlıklı olarak kısa vadeli sermaye girişleri ile finanse edilir oldu. Bu olgu, geçici olduğu bilinen ama ne kadar süre sonra ortadan kalkacağı belli olmayan bir uygulama nedeniyle ortaya çıktı: Gelişmiş ülkelerin faizleri çok düşük, para arzlarını ise çok yüksek düzeylerde tutmaları, bu gelişmede önemli bir rol oynadı. Beraberinde Türkiye'de çok hızlı bir kredi genişlemesi gözlendi.

    Koşullar değişti

    Küresel kriz, bu tür hızlı kredi genişlemelerinin, hele bir de böyle geçici ama bir süre devam edeceği anlaşılan uygulamalara dayanıyorlarsa çok tehlikeli olacağını gösterdi. Enflasyon hedeflemesi rejimlerinde artık enflasyon ve çıktı açığının yanı sıra finansal istikrarın da gözetilmesi gerektiği sıkça tartışılır oldu. Mesela, IMF'nin iki hafta önceki konferansının ana tartışma konularından biri buydu.

    Bu ortamda, enflasyon hedeflemesi rejimini hiç değiştirmeden sürdürmek garip olmaz mıydı? Bu anlamda, ezber bozmak; eski para politikası rejiminin dışına çıkmak gerekmiyor mu? Şu sorular önemli: İlk soru: Eski çerçeve değişen koşullar için uygun mu? İkinci soru: Değilse, nasıl bir çerçeve çizmeli? Üçüncü soru: Uygunsa, ileride istikrarı bozabilecek kısa vadeli döviz girişini ve hızlı kredi genişlemesini engelleyecek, bu arada da enflasyon hedefini tutturacak politika öneriniz nedir?


    Bu köşe yazısı 29.03.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır