Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Fikri takip: Kredi artışı yavaşlıyor mu?

    Fatih Özatay, Dr.26 Nisan 2011 - Okunma Sayısı: 1197


    Yeni politika ile amaçlanana ulaşılamamış olduğu anlaşılıyor. Ancak birkaç haftalık veriye daha ihtiyaç var.

    Merkez Bankası (MB) yeni para politikası çerçevesinde, lira cinsi zorunlu karşılık oranlarını geçen hafta aldığı kararla kısa vadeli mevduatlar için arttırdı. Bu, Eylül 2010'dan başlayarak aynı doğrultuda alınan altıncı karar.
    Böylelikle kredi artışı frenlenmek isteniyor. Bunun, iki temel amaçtan biri olan finansal istikrar amacına ulaşılması için gerekli olduğu düşünülüyor. Konu hakkında çok sayıda yazı yazdım. Temel soru şuydu: Enflasyon hedeflemesi uygulayan bir merkez bankası, bankaların yükümlülüklerinin ortalama vadesi kısa iken ne ölçüde zorunlu karşılık oranlarını arttırarak kredi genişlemesini yavaşlatabilir?

    Likidite sıkıntısı var

    Fiyat istikrarı amacına ulaşmak için MB'ce kullanılan temel politika aracı olan repo faizinin, kendisine yüklenilen bu görevi görebilmesi için bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde ortaya çıkan faiz haddinin repo faizine yakın bir yerde oluşması gerekiyor. Bankacılık sisteminde 2010'dan bu yana olduğu gibi likidite sıkıntısı varsa, bu koşulun sağlanması için MB'nin devreye girmesi lazım. Farklı bir ifadeyle bankaların talep ettikleri kısa vadeli likiditenin MB'ce sağlanması gerekiyor.

    Bu durumda, zorunlu karşılık oranları yükseltilerek kredi genişlemesinin frenlenmesi amacına ulaşılabilmesi için, bankaların azalan kredi açılabilir mevduat miktarını MB'den aldıkları borç ile telafi etme yoluna gitmemeleri gerekiyor. Bunun sağlanması için ise zorunlu karşılık oranının yeteri kadar yüksek olması ve bankaların bu oranın aşındırdığı krediye çevrilebilir mevduat miktarını telafi etmek üzere haftalık vadede MB'den borçlanmayı riskli görmeleri gerekiyor.

    Amaca henüz ulaşılamadı

    Bu eşik zorunlu karşılık oranı düzeyine gelip gelmediğimizi görmek, açıklanan yeni verilere bakmakla mümkün. Peki, yeni veriler ne diyor? Son tüketici kredisi verileri 15 Nisan tarihli; artış eğiliminde belirgin bir değişiklik yok. Bunun dışında kalan krediler için ise en güncel veri 8 Nisan tarihli; son haftanın rakamları bir önceki haftaya kıyasla daha düşük. Bu kalıcı bir durum mu? Henüz belli değil.

    Öte yandan, bankaların krediye çevrilebilir mevduatlarındaki azalmayı telafi etmek üzere MB'den aldıkları borç miktarı artıyor. Bu borç miktarı (APİ), hem bankaların MB'ye yatırdıkları zorunlu karşılık miktarı ile hem de krediler ile paralel bir seyir izliyor (Grafik 1). Şimdilik, yeni politika ile amaçlanana ulaşılamamış olduğu anlaşılıyor. Ancak, mart ayında karşılık oranlarında yapılan büyük artışın etkilerinin tam görülebilmesi için birkaç haftalık veriye daha ihtiyaç var. Kısacası, bu konu ve benzeri bir grafik birkaç hafta sonra bu sütunda yine boy gösterecek.

     


    Bu köşe yazısı 26.04.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır