Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Murat Yetkin'e yanıt

    Fatih Özatay, Dr.28 Nisan 2011 - Okunma Sayısı: 1113

     

    Merkez Bankası'nın çabasına anlayışla yaklaşmak, bu çabalara destek verilmesi halinde ise karamsar olmamak gerekiyor.

    Sayın Murat Yetkin dünkü 'Siyaset yolları kime açık?' başlıklı yazısında sabah 09.00 uçağına binmek üzere Esenboğa Havaalanı'na giderken yaşadığı trafik çilesini anlatmış. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun arabasının iki arkasındaki arabadaymış. 06 CHP 001 plakalı aracın hiç siren çalmadan, trafik eskortu almadan, herkesle birlikte adım adım ilerlemesine bakarak içinde Sayın Kılıçdaroğlu'nun olmadığını düşünmüş. Ben de aynı yolda, aynı saatte, aynı çileyi çekiyordum. Benim aracım, o aracın bir ara bir arkasında, bir ara da hemen yanında seyrediyordu. Aynı düşünceye ben de kapıldım. Ancak havaalanında Sayın Kılıçdaroğlu'nu görünce yanıldığımı anladım; arabanın içindeymiş.

    Bu arada Sevgili Murat'ın atladığı bir şey var: Havaalanı yoluna girdikten, ama Pursaklar'a gelmeden önceki üst geçitte bir bez pankart sallanıyordu ve uzunca bir paragraf yer alıyordu. Hayal meyal 'işaretlere ve işaretçilere' falan gibi bazı sözcükleri, muhtemelen paragrafın yaklaşık beşinci satırında, önünüzdeki-yanınızdaki araçlara çarpmamaya çalışarak giderken, kafanızı yukarıya kaldırırsanız görebiliyordunuz. Anlaşılan Murat'ın aracındakiler seyir halindeyken fark etmemişler o tepedeki pankartı ya da fark edip hızlı gittiklerinden bazı sözcükleri seçememişler ya da yolun ortasında ani bir fren yapıp okumaya kalkışmamışlar. Sevgili Murat; insan eleştirmeden önce bir okur; boşuna mı asılmış o afiş oraya?

    Bir ara, biraz yanımda şarampole doğru asfalt taşıyan turuncu renkli bir kamyon gözüme çarptı. Bizle birlikte o da ilerlemeye çalışıyordu. Geniş üç şeritli yolda dördüncü şerit oluşmuş, o da en sağa sıkışmış vaziyette gidiyordu. "Kaza mı var" sorusu, biraz önce gözüme şöyle bir çarpan afişteki 'işaretlere ve işaretçilere' yazısı ile bu kamyon bir araya geldiğinde, "Yol çalışması mı var" sorusuna dönüştü.

    Yaklaşık 40 dakika adım adım gittikten sonra, yol tek şeride inince anlaşıldı. Üç şeridin iki şeridini trafiğe kapatan ekipler, o iki şeridin kilometrelerce uzunluktaki bir kısmında eski asfaltı kazımışlar, kazılı bölgenin bir kısmına zift dökmüşler, öylece bekliyorlardı. Evet, bekliyorlardı. Şaka gibi, ama değil, asfalt getirecek kamyonları bekliyorlardı. Arkadakileri bilemem, gördüğüm tek bir kamyon vardı; o da asfalt bekleyenlerin yolu tek şeride indirmeleri nedeniyle asfaltı bekleyenlere asfaltı götüremiyordu. O asfaltı yerine taşıyamadıkça da o yol daha uzun süre tek şerit olarak kalacak, yolda sıkışan araç sayısı artacak, ekipler asfalt gelmesini bekleyecekler, asfalt kamyonu iyice sıkışacaktı. Dikkat etmişsinizdir; bu bir kısır sarmal. 'Kısırdöngü' değil, çünkü başladığınız yere dönmüyorsunuz, her seferinde daha kötü bir durumdan başlıyorsunuz; bu anlamda 'sarmal'.

    Geçen sabah evden çıkmadan ekonomi kanallarından birine takıldım; reklamlar vardı. Haberlere kadar geçen sürede, o ekranda yer alan reklamların hepsi konut reklamıydı: Şu plaza, bu rezidans, yok öbürü, bizleri bekliyorlardı. Olamaz mı? Olur, bekleyebilirler elbette.

    Gelişmiş ülkelerdeki çok düşük faiz oranları ve bu ülkelerin oluk gibi sağa sola akıttıkları paralar, bizim gibi ülkelere yoğun miktarda kısa vadeli sermaye girişine yol açıyor. Bu olgunun da katkısıyla yurtiçi kredi hacminde çok hızlı bir büyüme yaşanıyor bir süredir.

    Yakın geçmiş şunu öğretmiş olmalı: Bu tür hızlı kredi artışları, varlık fiyatlarında; mesela böyle rezidans, plaza, konut fiyatlarında balon oluşturabiliyor. Bu balon bir çırpıda belirmiyor elbette. Krediler talebi, talep fiyatları ve yeni kredileri, bir sonraki döngüde yine krediler talebi, talep fiyatları ve kredileri tetikliyor. Bu da kısır bir sarmal.

    Yok, "Bir asfalt dökme işini kısır sarmala dönüştürmeden tamamlama becerisini gösteremeyen bir ülkenin çocukları, nasıl olur da hızlı kredi genişlemesini büyük finansal risklere gebe bir kısır sarmala dönüştürmeden frenleyebilirler" diye karamsarlık yapmayacağım. Aksine (salı günkü ve daha önceki eleştirilerim geçerli kalmak kaydıyla), Merkez Bankası'nın kısır sarmalın oluşmasını engellemek çabasına anlayışla yaklaşmak, bu çabalara başka kurumların da destek vermesi halinde ise karamsar olmamak gerekiyor.


    Bu köşe yazısı 28.04.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır