Arşiv

  • Mayıs 2024 (7)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İzlanda'daki patlama Nairobi'yi nasıl etkiler?

    Güven Sak, Dr.24 Mayıs 2011 - Okunma Sayısı: 1307

     

    Aralarında neredeyse 9000 kilometre var. Ama İzlanda'daki yanardağ patlaması Nairobi'deki tarım işçilerinin haftalıklarını etkileyebiliyor.

    Kenya nerede, İzlanda nerede? Aralarında neredeyse 9000 kilometre var. Ama bakın İzlanda'daki yanardağ patlaması Nairobi'deki tarım işçilerinin haftalıklarını etkileyebiliyor. Bakın nasıl?

    İzlanda'da bu hafta sonu Grimsvötn yanardağı lav fışkırtmaya başladı. Uzmanlar "Yüz yıldır bu şiddetle patlamamıştı" diyorlar. İzlanda'da Keflavik Havaalanı şimdiden trafiğe kapandı. Çıkan tozlar hava trafiği için zararlıymış. Geçen yıl, bir türlü telaffuz etmesini öğrenemediğim, Eyjafjallajökull yanardağı patlamış ve toz bulutu güneye doğru yayılmıştı da Avrupa hava sahasının önemli bir bölümü kullanılamaz hale gelmişti. İngiliz gazetesi The Guardian'da hafta sonuna doğru Londra'daki Heathrow havaalanının etkilenebileceğine dair bir haber vardı. Öyleyse Kenya'daki tarım işçileri yine emeklerinin karşılığını alamayacaklar demektir. 

    3 bin ton gül çöpe gitti
    2010 yılı nisan ayında Eyjafjallajökull patladığında, Avrupa hava sahası bir haftalığına kapanmak zorunda kalınca, yoldaki herkes başının çaresine bakmaya çalışmıştı. Seyahat halindekilerin sayısının çok olduğunu o zaman görmüştük. Hatta benim Fawlty Towers dizisinden unutamadığım İngiliz aktörü John Cleese'in Oslo'dan Brüksel'e taksi tutarak gitmesi de haber olmuştu. Cleese, yaklaşık 1500 kilometrelik taksi yolculuğu için 3300 euro tutarında ödeme yapmıştı. Halbuki aynı dönemde hava trafiğindeki aksamanın bir dizi gözle görünür sonucu daha oldu. İngiltere'den başlayarak pek çok ülkede marketlerde ananas, mango, passion fruit gibi Ekvator'a özgü bir dizi meyve raflardan eksilmeye ve yok olmaya başladı. Aynı biçimde, taze kesme çiçek bulmak da giderek zorlaştı. Kenya'da yaklaşık 3 bin ton gül çöpe gitmek zorunda kaldı. Günlük kayıp, bilenler tarafından yaklaşık 2 milyon dolar olarak ifade ediliyor. İşte tam bu dönemde, Nairobi'deki tarım işçileri haftalık emeklerinin karşılığını hiç alamadılar.
    Aslında İzlanda'da yanardağ çok. Faal ve faal olmayan yanardağ sayısı 130 civarında. Bunlar sırayla patlıyorlar. Patladıkça da hep aynı şey oluyor. Ama bakın ortaya çıkan etki giderek artıyor. Neden? Elbette değişen yaşama biçimimizden. Küreselleşmenin getirdiği artan karşılıklı etkileşimden. Öncelikle ben, bu hafta içinde, Grimsvötn'deki yanardağ patlamasının sonuçları ile çok yakından alakalı hissediyorum kendimi. Bu hafta ortası Norveç'in başkenti Oslo'da olsam iyi olacak. Ama oradan hafta sonuna doğru Brüksel'e taksi ile geçmek zorunda kalmak istemem doğrusu. Ben öyle "olursa iyi olur" kabilinden bakıyorum ama işleri gereği hafta içinde yaşadıkları yerden farklı bir yerde çalışmak zorunda olanlarımızın sayısı giderek artıyor. Eskiden bir tek Amerikalılar böyle yaşardı. Şimdilerde özellikle Avrupa'da havaalanları yaşam biçimimizin ayrılmaz bir parçası oldu. Bu herhalde akılda tutulması gereken ilk nokta. 

    3 milyar dolarlık pazar
    İkincisi, alın mesela çiçek işini. Dünyada iki büyük çiçek ticareti bölgesi var. İlki Avrupa. Burada ticareti yapılan çiçeklerin temel üretim alanı ise Afrika, özellikle Kenya. İkincisi Amerika, bu çiçeklerin üretim alanı ise Latin Amerika, özellikle Kolombiya. Peki nasıl taşınıyor taze kesme çiçek? Öncelikle ve özellikle hava kargosu vasıtasıyla. Nairobi'deki tarım işçileri için de Avrupa üzerindeki hava trafiğinin kesintisiz işlemeye devam etmesi önem taşıyor. 1950'de kesme çiçek ticaretinin küresel ölçeği 3 milyar dolar civarındaymış, şimdilerde ortada yüz milyarlarca dolarlık bir sanayi var. Havaalanları artık daha da önemli. Bu da ikinci nokta. Üçüncü nokta ise şu herhalde: Türkiye'de bölgesel planlar yapılırken "bulunsun, fena olmaz" diye değil, geliştirilecek yeni endüstriler ile birlikte bakarak havaalanı inşa etmek gerekiyor. Bölgesel kalkınma, kentsel planlama ile yakından alakalı. Ama daha durun bakalım. Geçen hafta New York'ta "Central Park civarındaki faytonlar kaldırılmalı mı, kaldırılmamalı mı?" eylemleri vardı. "Ben" diyordu, bu gösterileri takip etmiş bir Suriyeli insan hakları eylemcisi, "insan hakları konusunda değil, hayvan hakları konusunda eylem yapılan bir ülkede yaşamak istiyorum." Ben de. Ama istemekle olmuyor.

     

    Bu köşe yazısı 24.05.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır