Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bir mikro reform örneği

    Fatih Özatay, Dr.28 Mayıs 2011 - Okunma Sayısı: 1080


    Yazılı kuralları bir gecede değiştirmek mümkün. Oysa davranış biçimlerini değiştirmek uzun bir süre gerektiriyor genellikle.

    Son cumartesi yazımda, bu cumartesi akademik dünyadaki olumsuz özendirme mekanizmalarını ve bu mekanizmaların doğurdukları garip sonuçları ele alacağımı söylemiştim. Bu işi ertelemem gerekiyor. Erteleme nedenim şu: Geçen cumartesi bürokrasiye ilişkin verdiğim olumsuz örnekle yetinmemem gerekiyor. Bu olumsuzluğun nasıl ortadan kaldırılabileceği ile de ilgili birkaç öneri ileri sürmekte yarar var. Özendirme mekanizmalarıyla ilgilenmemin nedeni, kurumsal yapı tarafından belirlenmeleri. Kurumsal yapı, bir ülkenin ekonomik performansını belirleyen en önemli unsurların başında geliyor. Ekonomik performans iç açıcı değilse bu durumda kurumsal yapıya yakından bakmakta fayda var. Temel sorular şunlar: Mevcut kurumsal yapıda olumsuz özendirimler ortaya çıkıyor mu? Kurumsal yapıyı nasıl değiştirmeliyiz ki bu olumsuz özendirme mekanizmaları ortadan kalksın?

    Bir tarafa yamanmak

    Son iki cumartesi verdiğim örnek bürokratik hayattandı: Birisinin görevden alınması ya da birisinin önünün kapatılması amacıyla bir inceleme yapılması ya da soruşturma açılması türü bir alışkanlıktan söz etmiştim. Amaç 'bizden olanlara' yer açılmasıydı. Bu davranış biçimi, yazılı olmayan bir kurala örnek gösterilebilir; dolayısıyla kurumsal yapının belirleyicilerinden biri. Bu durumda, bir reformcu açısından bu kurumsal yapıyı değiştirip değiştirmemek gerektiği sorusu şu soruya dönüşüyor: Bu yapı, nasıl bir davranış biçimini özendiriyor?

    Açık ki bu tür bir kurumsal yapı, sonuçta, 'bir tarafa yamanmak' biçimindeki davranışları özendiriyor. Yani, yükselmek için bilgi, deneyim, çalışkanlık ve yetenek değil de bir taraftan olmak gerekiyor algılaması genç çalışanlara yayılıyor. Bu saptamadan sonra reformcunun sorması gereken soru şu:

    Peki, özendirilen bu davranış biçimi ekonomi açısından iyi mi, kötü mü? Yanıt için yine 'açık ki' diyeceğim, ama gerçekten öyle; apaçık. Şu: Bilgi, deneyim, çalışkanlık ve yetenek yükselmek için gerekmiyorsa, bu durumda o ekonomide şu ya da bu düzeyde karar alan kamu görevlilerinin alacakları kararların çok da sağlıklı olmayacaklarını beklemek gerekir. Bu da o ekonominin giderek verimliliğinin düşmesi anlamına geliyor. Dolayısıyla reformcu, o ekonomide yaşayanların refah düzeylerini olumsuz yönde etkileyecek bir özendirme mekanizmasıyla karşı karşıya.

    Yetkililerin eğitimi

    Peki, nasıl ortadan kaldıracağız verimlilik üzerindeki bu aşındırıcı etkiyi? İlk seçenek, bu tür bir davranış biçimine sahip olup da bu davranışı uygulamaya koymak yetkisine sahip kişilerin eğitilmesi. Yazılı kuralları bir gecede değiştirmek mümkün. Oysa davranış biçimlerini değiştirmek uzun bir süre gerektiriyor genellikle. Sadece eğitimle kısa vadede sonuç almak mümkün değil. Kaldı ki ele aldığım konu, asıl olarak 'düzgün insan' olmak ile ilgili; bunun eğitimi sonradan alınamaz; çocukluktan başlamalı.

    İkinci seçenek, yazılı kuralları değiştirmek olabilir. Mesela bu tür inceleme ve soruşturma sonuçlarının, özlük hakları o kurumdaki yetkililerce belirlenmeyen bağımsız organlarca değerlendirilmesinin talep edilmesi hakkı verilebilir çalışanlara. Değerlendirme sonucu inceleme ve soruşturmaya uğrayan lehine çıkarsa da o soruşturma ve incelemeyi yapan elemanın performans puanı düşürülebilir başlangıçta. Benzer raporlar yazmaya devam ediyorsa da o eleman cezalandırılır. Buradaki kritik nokta, bu tür bir bağımsız organın nasıl kurulacağı ve işlevsel hale geleceği. Bu sağlanabilirse, o tür davranış biçimlerini 'ayıplamaya' yönelik kurum içi eğitimle birlikte sonuç almak mümkün olabilir. Belki...
    Verdiğim örnek 'yer boşaltma' operasyonuna ilişkin. Peki, o yerler zaten boşsa? Oralara liyakat sahibi insanların gelmesini nasıl sağlayacağız? Bu sorunun kolay bir yanıtı yok ne yazık ki. Gördüğünüz gibi, bu kadar mikro bir konuda bile reform yapmak oldukça zor.

     


    Bu köşe yazısı 28.05.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır