Arşiv

  • Mayıs 2024 (6)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    'Kütüphanesi yemekhanesinden iyi'

    Güven Sak, Dr.28 Haziran 2011 - Okunma Sayısı: 1503


    Sayın Başbakanımızın kitaba saygısı böyleyse ben neden Amazon'dan rahatlıkla kitap alıp okuyamıyorum? Neden?

    Geçenlerde elektronik kitabın giderek yaygınlaşmasını anlatırken "Sizi bilmem ama ben uzunca bir süredir almak istediğim kitaplar için www.amazon.com sitesinden sipariş veriyorum. Birkaç gün içinde istediklerim bir yerlerden masamın üzerine geliveriyor" demiştim. Erken konuşup, yıllardır işleyen bir sisteme nazar değdirdim galiba. Artık öyle otomatikman masama geliveremiyor ısmarladığım kitaplar. Gümrük idaremiz bir yeni düzenleme yapmış. Dışarıdan size gelen paketler belli bir sayıyı aşınca, işi yokuşa sürecek yeni bir icat çıkarmışlar. Hem mali hem de zaman açısından külfeti olan bir yeni süreç tasarımı söz konusu olan. Kitap bu yahu kardeşim, elbette sayısı belli bir miktarı aşıyor. Ne yapalım, adamlar oturup sürüyle kitap yazıyorlar. Ayrıca memlekette İngilizce kitap basımından para kazanan bir endüstri de yok ki korumak için çaba harcayalım. Velhasıl ben yapılan düzenlemeyi anlamadım. Hele geçen hafta AKP'nin yeni binasını dolaşınca daha bir anlamadım.

    İzlenimim şudur: AKP, kütüphanesine yemekhanesinden çok daha fazla zaman ve emek harcanmış bir partidir. Bu da bana ilginç geldi. Bildiğim kadarıyla CHP'nin yeni binası da AKP'nin yeni binasıyla aynı zamanlarda açılmıştı. Orada kütüphane gördüğümü hatırlamıyorum. Şimdi mesele şudur: Sayın Başbakanımız kitaba bu kadar saygı duyuyorsa, ben neden zamanlı kitap edinmekte zorluk çekiyorum? Gelin bir anlatayım da dinleyin.

    1980'li yılların ikinci yarısında ANAP'ın yeni binası açıldığında muhteşem görünüyordu. O günlerde Ankara'nın içinde bir başka duruyordu. Bugünlerde AKP binası da öyle. 1980'lerin ANAP binası, AKP binasının yanında baraka gibi duruyor. Birileri çıksa da değişen binalarla, Türkiye'nin gelişme sürecini bir resmetse, işlevsel açıdan nasıl bir değişim olduğunu anlatsa. Doğrusu hoş olurdu. İktidar partilerinin binaları güzel bir karşılaştırma imkânı verebilir. Ben bildiğimi söyleyeyim: 1980'lerin başında Türkiye'nin ihracatı 3 milyar dolardı ve bunun yalnızca yüzde 10'u sanayi malıydı. Şimdilerde ise ihracatımız 120 milyar doların üzerinde ve bunun yüzde 90'dan fazlası sanayi mallarından oluşuyor. Bu önemli bir yapısal değişiklik. Ülkenin iktidar partisinin genel merkez binası, elbette, ülkedeki değişimi de yansıtıyor olmalı. Acaba bununla ilgili bir kitap var mıdır? Amazon'dan bakayım. Sanki gelebilecekmiş gibi. Bu ilk nokta olsun. Ancak değişen bir tek Türkiye de değil, aynı zamanda dünyada inşaat teknolojisi de değişiyor. Geçenlerde Pakistan Devlet Başkanı Zerdari bir sohbetimiz esnasında lafı Turgut Bey'e getirip, "Bana ve eşime, yıllar önce, Ankara'da küçük bir alışveriş merkezi gezdirmişti. Ankara'nın değişen siluetinden çok gururlanıyordu" demişti. Burada vurgu AVM'nin ufaklığı üzerineydi. Sonra da "Ama unutmayalım, o vakit, inşaat teknolojisi öyleydi. Şimdilerde Dubai'deki o kocaman AVM'ler hızla inşa edilebiliyor" diye ekledi. Dolayısıyla bugünkü ihtişamlı binalar yalnızca ülkenin zenginleşmesiyle alakalı değil, aynı zamanda inşaat teknolojisindeki gelişmelerle de ilgili. Bu da olsun ikinci nokta. 

    Kitaba sınır neden?

    Gelelim Ak Kitaplık meselesine. Kütüphane binanın dördüncü katında yer alıyor. Yemekhane ise giriş katının bir altında. Bu iki mekânın konumlanışı bile ilginç değil mi? Genellikle bu memlekette yemekhaneye ilgi gösterilir ama kütüphane bizi pek ilgilendirmez gibi gelirdi bana. Şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Bir siyasi partinin içinde 600 metrekarelik sakin bir okuma alanının olması bana ilginç geldi. Ama işte var. Ayrıca içinde birkaç yıl önce yana yakıla aradığım 1907 ABD Bankacılık Paniği ile ilgili kitabı görmek de ilginçti. O vakit o kitabı da Amazon'dan almıştım, masama geldi. O zaman öyleydi.

    Kütüphanenin raflarını neler bulabilirim diye incelerken "Şimdi bu Ak Kitaplık içindeki bir dizi teknolojik yenilik de nereden çıktı?" diye Sayın Reha Denemeç'e sordum: "Sayın Başbakanımızın buraya taşınınca ilk talimatları arasındaydı" dedi. O güzel mekân Sayın Başbakanımız korumasa orada durmaz. Peki, Sayın Başbakanımızın kitaba saygısı böyleyse, ben neden Amazon'dan rahatlıkla kitap alıp okuyamıyorum? Neden?



    Bu köşe yazısı 28.06.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır