Arşiv

  • Mayıs 2024 (6)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Mesele siyasidir kardeşim!

    Güven Sak, Dr.16 Temmuz 2011 - Okunma Sayısı: 1204

     

    Bir iktisatçı için küresel kriz normalde görülemeyenin görülebilir hale geldiği cennetten düşme bir fırsattır. Krizler iyi laboratuar ortamları yaratır. Bu günlerde küresel ölçekte bir ekonomik krizde verilen politika tepkisi ile tek bir ülkede çıkan ekonomik krizde verilen politika tepkisinin dinamikleri hakkında düşünüyorum. Bir ekonomik krize verilen politika tepkisi neredeyse her zaman siyasidir. Sorulması gereken soru şudur: "Ekonomik kriz sahipsiz yapısal meselelerle ilgilenmeye başlamak için bir fırsat olabilir mi?" ya da "Sahipsiz meselelerle ilgilenmek için mutlaka bir siyasi krize mi ihtiyaç vardır?" Sizce hangisi daha kolaydır? Küresel bir ekonomik krizin olduğu durum mu, yoksa yalnızca bir ülkede krizin patlak verdiği durum mu? Türkiye deneyimine bakılırsa, tercihim birinci seçenekten yana olacaktır. Ya da, İtalya'ya bakalım. Berlusconi-Tremonti husumeti bu bağlamda daha anlaşılabilirdir. Obama ve Cumhuriyetçi Parti arasındaki teatral borç tavanı pazarlığı da bu bağlamda düşünülebilir. Yoğun kriz koşulları altında bile mesele siyasidir kardeşim! Tüm o tiyatro bunun içindir. Bakalım neden böyledir.

    Birkaç gün önce İtalya Başbakanı ile Maliye Bakanı arasında başlayan gerginliği izlediniz mi? Müsaade ederseniz buradan başlayalım. Olay İtalyan Senatosu, piyasalarda yükselen gerginliği azaltmak için 48 milyar euroluk paketi onaylamadan önce patlak verdi. İtalya krizin başından bu yana yapısal eksiklikleriyle yüzleşme yolunda hiçbir adım atmamıştı. Berlusconi bu güne dek başka şeylerle meşguldü. Piyasalar ise bu yapısal eksikliklerden henüz ve ciddiyetle haberdar oldular. Piyasa aktörleri gerginleşince aynı sorunları eskisinden farklı biçimde okumaya başlarlar. Bu kez sırada İtalya vardı; bence İspanya da yakında gruba katılacak.

    Tasarruf paketi İtalyan hükümeti tarafından tasarlanmıştı. Gerginlikleri azaltmak önemlidir. Ancak, iki gün önce paket parlamentoda onaylanmadan evvel Berlusconi bir İtalyan gazeteciye şöyle dedi: "Tremonti kendisini dahi, diğer herkesi aptal zannediyor. Ona katlanıyorum, çünkü onu uzun zamandır tanıyorum ve bu şekilde kabullendim. Ancak ekip oyuncusu olmayan biri varsa o da kendisidir." Bu açıklama Tremonti bir diğer bakana "Cretino", yani aptal derken yakalandıktan hemen sonra yapılmıştı. Sonra olan oldu. Konu parlamento kararını vermeden gündeme geldiği için kamu borcundan kaçışlar başladı ve devlet tahvillerinin getirisi ciddi biçimde arttı. Neticede, olayın maliyeti kısa vadede oldu. Tremonti-Berlusconi tartışması uzun vadeli sonuçlar da doğurabilir. Peki, taraflar neden bu tartışmadan imtina etmemiştir?

    Bence fark krizin sadece İtalya'da değil, tüm dünyada yaşanmış olmasıdır. 2001 Türkiyesi'ni düşünün. Yangın yalnızca bizim ekonomimizde çıkmıştı. Sorumluluk tamamıyla hükümetindi. Türk bankalarının kredi limitleri düşürülmüştü. Her gün bir iki banka Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na devrediliyordu. Ayrıca, hükümetin acil durum yönetimi birimlerinin basiretsizliğinin Marmara'nın en kalabalık bölgelerinde gerçekleşen depremle birlikte ortaya çıkmasının üzerinden sadece bir yıl geçmişti. Sonrasında ekonomik kriz siyasi krize yol açtı. 2002 seçimlerinde seçmen, koalisyon hükümetinde yer alan bütün partileri acı biçimde cezalandırdı. Tayyip Erdoğan böylece ülkeyi yönetme şansına sahip oldu. Bu ayrıca büyük çaplı yapısal dönüşüm sürecini teorik olarak olanaklı kıldı (pratikte ne olduğu ise ayrı bir tartışma konusudur).

    İtalya örneğinde ise durum farklıdır. İtalya'da kriz küresel krizin göbeğinde patlak vermiştir. İtalya'nın siyasi elitleri "Bu bizim suçumuz değildi" deme hakkında sahiptir. Berlusconi'nin ne dediğini duyar gibiyim: "Olay çıkaran lanet Amerikalılar ve bizim dahi Tremonti'dir. Acılarınızın faili onlardır."

    Avrupalılar neden hızla çözüm bulamadılar? Berlusconi örneğinde de olduğu gibi, siyasi açıdan hareket alanı bulunmaktadır. Söz konusu olan tek bir ülkenin krizi değil, küresel krizdir.

    Ama son günlerde Washington'da süre giden tiyatroyu oldukça şaşırtıcı buluyorum. Başa gelen her şey Cumhuriyetçiler yüzünden değil miydi? Washington'da mesele niye siyasi değildir kardeşim?

     

    Bu köşe yazısı 16.07.2011 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır