Arşiv

  • Mayıs 2024 (5)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Engellerin kaldırılması her durumda iyiye işarettir

    Güven Sak, Dr.30 Temmuz 2011 - Okunma Sayısı: 1141

     

    Kıbrıs'ta Ada'nın kuzeyi ile güneyi arasında iki etnik kimliği birbirinden ayıran tarihi bir yeşil hat vardır. Bu hattan insanlar geçebilir; ancak Kuzey'de üretilen mallar geçemez. Artık Ada'nın kuzeyindeki Kıbrıslı Türkler'in güneyde çalışmasına izin veriliyor, ancak ürünlerini satmakta güçlük çekiyorlar. Bu Ada'da bölgesel farklılıkların yapısal hale gelmesinin en önemli nedenlerindendi. Yıllar önce adanın kuzeyinin neden sadece Türkiye ile ticaret yaptığını sorgulayan bir Dünya Bankası raporunun ilk taslağını okuduğumu hatırlıyorum. Sorunun cevabı Ada üzerindeki kilit rejimi idi; hala da öyledir. Bölgede şu anda iki geçiş kapatma rejimi uygulamadadır: İlki İsrail'de Filistinliler'e, ikincisi ise Kıbrıs'ta Kuzey Kıbrıslılar'a yöneliktir. İki uygulama da kötüdür.

    Geçen hafta Güney Kıbrıs hükümeti yeşil hattaki geçiş engellerini sadece jeneratör geçişleri için geçici olarak kaldırdı. Zigi Deniz Üssü'nde yaşanan trajik kaza sonrası Güney'de elektrik enerjisinin %52'si yok olmuştu. Güney yüzünü Kuzey'e çevirmeyeli yıllar olmuştu. Ben bunu geçici de olsa olumlu bir adım olarak görüyorum. Ticaretin serbestleştirilmesi barış için iyi bir adımdır. Serbestiyi sürekli hale getirmek ise hem taraflar için hem de bölge için faydalı olacaktır. Henüz o noktada değilsek de serbestinin fikri bile güzeldir.

    Bana sorarsanız, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Prof. Dr. Davutoğlu'nun sıfır sorun politikası da bu bağlamda değerlendirilmelidir. Ticaretin yaraları sarmasına ve bağlantıyı artırmasına izin vermek faydalıdır. Bağlantı sağlamak için ise komşu ülkelerin hükümetleriyle iyi geçinmeniz gerekir. Anlaşmazlıkların içten içe kaynadığı bölgemizde ise uluslar arasında ekonomik bağlantı yolunda hızlı bir başlangıç için "tasarıma dayalı iş yapma" modelleri geliştirmek gerekmektedir. Bölgede iş yapabilmek için her şeyden önce siyasetçilerin diktiği engeller kaldırılmalıdır. Siyasetçiler bu engellerle halklarını kontrol etmekte ve komşu halkların gitgide daha az iletişim kurmasını sağlamaktadır. İş yapma ağlarının ve sosyal küreselleşmenin çağı olan günümüzde ticaret önündeki fiziksel engeller gerçekten absürddür. Ama eski alışkanlıklar kolay kolay terk edilemez. Bu hem Kıbrıs için hem de Filistin için kötü bir durumdur.

    "Tasarıma dayalı iş yapma" modelinin sonuçlarını birkaç ay önce Erbil'de gördüm. Türkiye'nin Irak ile ticareti ilk Amerikan operasyonunun ardından sıfıra düşmüş, ikinci operasyonla birlikte ise tekrar hareketlenmeye başlamıştır. Şimdi Irak yeniden Türkiye'nin en büyük ikinci ticaret ortağıdır. Erbil ise Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY)'nin başkentidir. Erbil'deki modern havaalanı Türk müteahhitler tarafından inşa edilmiştir. Yeni kurulan alışveriş merkezleri Türk markalarıyla doludur.

    Cyprus Times'da Kuzey'den Güney'e elektrik jeneratörü ticaretiyle ilgili haberi okuduğumda KBY'yi hatırladım. Zira Türkiye'nin Irak'taki girişimcilik faaliyetleri de KBY'ye elektrik jeneratörü ihracatıyla başlamıştı. Türkiye'deki küçük yerel üreticiler böylelikle eve daha büyük şirketler olarak dönebilmişti. Bu formül Erbil'de işlemiştir. Şu anda KBY'nin kontrolündeki bölgede yaklaşık 740 Türk şirketi faaliyet göstermektedir. Türkiye KBY'yi artık terörist faaliyetler cenneti olarak değil iş fırsatlarıyla dolu bir cennet olarak görmektedir.

    İki ülke arasında ticaret engellerinin kaldırılması doğru yönde bir adımdır. Maalesef Kıbrıs örneğinde bu son derece seçici ve geçici olmuştur. Ama yine de iyidir. İyi hissettirmektedir.

     

    Bu köşe yazısı 30.07.2011 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır