Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Ben böyle haberler okumak istiyorum

    Güven Sak, Dr.26 Ağustos 2011 - Okunma Sayısı: 1083

     

    Yerel otoriteleri büyüme ve sanayileşme konusunda yarıştırmak Çin modelinin en güzel örneklerinden biri.

    Gazeteye bakıyorum. İçim kararıyor. Bağımsız idari otoriteleri bağımlı yapıyormuşuz. Bir bakanımıza göre istesek zaten kapatırmışız kardeşim. Küresel kriz bizi teğet bile geçmeyecekmiş. Zaten en güzel otomobili de biz yapacakmışız. Ne diyeyim? Haydi hayırlısı. Ben gazetede bunları okumak istemiyorum. Geçen gün China Times'ta bir haber vardı. Ben işte öyle haberler okumak istiyorum. Çin'in İngilizce gazetelerinden China Times'ta Wu Yiyao'nun haberi gözüme takıldı. Buna göre, Zeçiang eyaleti sınırları içinde Yuhang'da yurtdışından dönen beceri ve proje sahibi Çinliler için oluşturulacak organize sanayi bölgesi konusunda çalışmalar son aşamasına gelmiş. Çalışmaya geçen yılın haziran ayında başlamışlar, şimdi uyguluyorlarmış. Amaç yurtdışındaki beceri sahibi Çinlileri Çin'e geri getirmek ve Çin'in değer zincirinde ileriye doğru sıçramasını sağlamakmış. Memlekete dönmek isteyenlere yalnızca arsa da değil aynı zamanda girişim sermayesi desteği de var. Konu ile ilgili açıklamaları ise Zeçiang eyaleti parti komitesi yapmış. Haber, sanayi bölgesinin üç boyutlu bir planını da içeriyordu. Müsaadenizle bu haberden birkaç sonuç çıkartayım, bugün. Birincisi, sanayi bölgesinin planları Haziran 2010'da yapılmaya başlanmış, şimdilerde uygulamaya geçiliyormuş. Herkes krizin ortasındayken Çinliler yarını planlıyorlarmış. Adamlar göğüslerini gere gere "Bu kriz bizi teğet geçti" diye toplantı toplantı gezebilecekken yarını planlıyorlar. İkincisi, doğrudan sanayi bölgesi deneyimi ile ilgili. Çin, sanayileşmesini, geliştirdiği özel sanayi bölgelerine borçlu. Türkiye de sanayileşmesini sanayi bölgelerine borçlu. Onlar 1980'de başladı. Biz ise 1960'ta başladık. Ama hazin olan şu ki, Dünya Bankası'nın konu ile ilgili yeni yayınında tek bir Türkiye örneği yok. Ama bolca Çin örneği var. Üçüncüsü, sistemin merkezinde uzayan krizin, merkezden çevreye beceri transferi için son derece uygun bir fırsat olduğunu da onlar görüyor ve biz daha göremiyoruz. Silikon Vadisi'nden memlekete dönmek isteyenler var ama Türkiye'de onların elinden tutacak yok. Onlar fırsattan istifade ediyor. Biz edemiyoruz. Bu da üçüncü nokta.

    Yenilikçi bir adım

    Dördüncüsü, verimlilik artışlarının ve yüksek teknolojili bir ekonomiye geçişin yolu büyük reformlar değil, ustalıkla tasarlanmış küçük adımlardır. "Yurtdışından dönen beceri ve proje sahibi Çinliler için sanayi bölgesi oluşturulması" fikri işte böyle küçük ve yenilikçi bir adımdır. Biz burada eğitim reformu, yargı reformu diye inlerken adamlar orada doğru adım tasarlamayı biliyorlar. Bizim burada girişimci arsa bulamazken, bulduğu arsanın değeri roket gibi artarken, belediye dahil herkes bir rant pastasını nasıl paylaşacağız diye asli işine odaklanamazken, bakın esas malı orada götürüyorlar. Beşincisi, açıklamayı yerel parti komitesinin yapması da ayrıca manalı bana kalırsa. Yerel otoriteleri sanayileşme konusunda yarıştırmak Çin modelinin en güzel örneklerinden biri. Ama biz herhalde ayıp olmasın diye, kalkınma ajanslarını ve yerel idareleri yarıştırmayı hiç düşünmüyoruz. Zaten yarıştırsak, ortada mebzul miktarda idare olduğundan birbirlerine girerlerdi. O da yarışmaya kalkmayı bile becerebilseler yani. Ben artık gazetelerde böyle yenilikçi fikirlerle dolu haberler okumak istiyorum. Ama orası Çin, burası Türkiye.

     


    Bu köşe yazısı 26.08.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır