Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Şili Kışı, Arap Baharı'ndan farklı değildir

    Güven Sak, Dr.30 Ağustos 2011 - Okunma Sayısı: 1501

     

    Dünyanın her tarafında orta sınıfın bir derdi var, Böyle bakınca Şili Kışı, Arap Baharı'ndan pek farklı durmuyor.

    Camila Vallejo Dowling 1988 doğumlu. 105 yıllık Şili Üniversitesi Öğrenci Birliği'nin ikinci kadın başkanı ve Şili Komünist Gençlik Örgütü üyesi. Şili'de lise ve üniversite öğrencileri haziran ayının başından beri sokaktalar. Camila da başlarında. Pinochet darbesi, Şili'de eğitim sistemini özelleştirmişti, Gençler şimdi bundan geri dönülmesini istiyorlar, Bu, insana "Tarih tekerrürden ibarettir" diye düşündürüyor, Prof. Dr. İsmail Türk yıllar önce dediydi ama ben bu kadar çabuk göreceğimi hiç düşünmemiştim. Küreselleşme, tarihi hızlandırıyor, Gelin bakın tarih nasıl tekrar ediyor? Yıllar önceydi, herhalde 1990'ların ortaları olmalı. Ben o vakitler yine yeni bir sosyal güvenlik projesinde çalışıyorum. İsmail Hoca bana "Mademki sosyal güvenlik çalışıyorsun, yalnızca yakın zamana bakma, geçmişte sistemin nasıl işlediğine de bak" demişti. "Birinci Savaş'tan önce dünyanın her yerinde sosyal güvenlik ve eğitim sistemleri özeldi. İşlemedi. Battı. İkinci Savaş'tan sonra kamu ağırlıklı sistemler kendiliğinden ortaya çıkmadı" diye de eklemişti. Şili Kışı ve Camila Vallejo haberlerini okurken ilk önce aklıma Prof. Dr. İsmail Türk'ün dedikleri geldi. Özelleştirme, 1980'lerin en gözde konusuydu. Üzerine ne çok kitap, makale yazıldı. Ben de az yazıcı kartuşu tüketmemişimdir, Buyurun şimdi gelinen noktaya. "Şili, Pinochet döneminde, eğitim sistemini özelleştirdi" deyince öyle 'kamu üniversiteleri kapatıldı' gibi algılamayın, Onlar da kaldı, Ancak fon kaynaklan ortadan kalktı. Eğitimde ikili bir yapı doğdu. Bir yanda, para verirseniz okuyabileceğiniz elit okullar, öte yanda ise para vermeden okuyabileceğiniz, diploma dağıtan sıradan okullar. Yoksul öğrenciler için eğitim bursları filan da var. Zaten Şili hükümeti, gösteriler karşısında, önce o bursların faiz oranlarını yüzde 6'lardan yüzde 4'lere indirdi. Ama gösteriler bitmedi. Herkes daha iyi bir eğitim istiyor, Hayata eşit şartlarda başlamanın mümkün olduğunu düşünüyorlar. İstiyorlar. Mümkün olup olmadığına bakmıyorlar. İstiyorlar, "İmkânsız" derseniz, o vakit "Gerçekçi ol: imkânsızı iste" diyecekler, 1968'de öyle olmuştu, Yine öyle olacak, Bakın Londra'yı kasıp kavuran yağma hadisesine ve de yangınlara, Bakın Almanya'da lüks otomobillere yönelik saldırılara. Her yerde aynı şey.

    Özelleştirmenin sonu

    Şimdi müsaadenizle gördüğümden üç sonuç çıkarayım: Birincisi, 1980'lerde Reagan Thatcher ile gelen özelleştirme piyasalaşma sürecinin galiba sonuna geldik. O süreç, gelişmiş ülkelerde en zengin kesimin pastadan aldığı payı arttırdı. 1970'lerde Amerika'da en zengin yüzde l'in Amerikan milli gelirinden aldığı pay yüzde 9'du. 2007 yılına gelindiğinde, bu pay yüzde 23,5 oldu. Bu ne demek? Orta sınıf eriyor, yoksullaşıyor demek, Bu sürece ilişkin 8 Şubatta "Biri yer biri bakar, sonunda kriz çıkar" diye bir IMF araştırmasını size anlatmıştım. Ona da bir bakıverin, İkincisi, dünyanın her tarafında orta sınıfın bir derdi var. Böyle bakınca Şili Kışı, Arap Baharı'ndan pek farklı durmuyor. Derdin niteliği coğrafyaya göre değişiyor ama orta sınıf hareketliliği hep aynı. Çünkü birinin ne yediğini, ötekinin yakından izleyebildiği bir çağda yaşıyoruz. Ulaşılabilecek imkânlar setinin ne olduğunu konumlan eriyen orta sınıftakiler yakından izleyebiliyor. İyi bir eğitimle nereye ulaşılabileceğini görüyorlar. İstiyorlar. Kahire'de de istiyorlar, Santiago'da da istiyorlar. Şam'da ve Diyarbakır'da da istiyorlar. 'Komşusu açken tok yatan' hadisesini geçtik. Zaten komşu filan da değiller. Ama o evlerden, o giysilerden, o imkânlardan 'onlar' da istiyorlar. Hem iyi, hem kötü. Üçüncüsü: Tarih tekrar ediyorsa ne beklenir? Amerikan tarihine bakınca şöyle görünüyor: 1870-1929 arası servet az sayıda kişinin elinde toplanıyor. 1947-1975 arasında refah paylaşılıyor. 1980-2010 arasında refah yine belli ellerde toplanıyor, Refahın paylaşılacağı bir dönemin başında mıyız? Galiba. Şili Kışı, Arap Baharı'ndan farklı değildir. Küresel orta sınıf hareketliliğinin parçasıdır. Orta sınıf, olup bitenin farkındadır ve payını istemektedir.


    Bu köşe yazısı 30.08.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

     

    Etiketler:
    Yazdır