Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Bu ne TeTeKa bu ne KaHeKa!

    Güven Sak, Dr.02 Eylül 2011 - Okunma Sayısı: 1338

     

    TTK'yı bir an önce hakkıyla işletmek için adım atmak gerekirken, yabancının kafasını karıştıracak KHK'lar çıkarmak yanlıştır.

    Hükümetimizin kamu hizmetlerini etkinleştirmek için TBMM'den aldığı kanun hükmünde kararname (KHK) ile düzenleme yapma yetkisine dayanılarak atılan adımlara baktıkça benim aklıma "Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu" demek geliyor. Geçen dönemin TBMM'si devrim niteliğinde bir adım atarak bir türlü değiştirilemeyen Türk Ticaret Kanununu (TTK) değiştirmişti. Şimdi TBMM'nin verdiği bir yetki ile KHK'lar çıkarılarak kamu idaresine ilişkin kapsamlı düzenlemeler yapılıyor. KHK'lar çıktıkça, ben hep "Peki, o TTK'yı neden çıkardınız?" oluyorum. Hele hele bağımsız idari otoriteler konusunda yapılan düzenleme ile birlikte ben tam "Bu ne TeTeKa, bu ne KaHeKa" oldum. Birileri KHK çıkarma yetkisi bitmeden, üzerinde fazla da düşünmeden, dosyada ne var ne yok çıkan bir KHK'ya madde olarak ekliyor gibi duruyor. İzlenimim budur. Nasıl piyasa aktörlerinin ne yaptığını anlamadığı merkez bankası makbul değilse, yabancı yatırımcıların ne yaptığını anlamadığı kamu idaresi de olmaz. Bağımsız idari otoriteler konusunda olan da budur. Ramazanın ortasında, ağustos ayının 17'sinde yeni kurulmaya çalışılan Avrupa Birliği Bakanlığının çalışma esasları ve örgütlenmesi ile ilgili bir KHK yayımlandı. Bu KHK ile 'Bakanlıkların Kuruluş Esaslarına İlişkin Kanun'da bir değişiklik yapıldı. Ve bir parantez hükmü ile bağımsız idari otoritelerin 'her türlü faaliyet ve işlemlerini denetlemeye' bakanın yetkili olduğuna dair bir ifade de yasaya eklendi. Böylece efektif olarak bağımsız idari otoritelerin faaliyet ve işlemleri siyasi denetime açılmış oldu. Dikkat edin, idari değil, siyasi denetim. Gelin bunu biraz açayım. Bağımsız idari otoriteler, yani Sermaye Piyasası Kurulu, Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu, Rekabet Kurulu, Enerji Piyasası Denetleme ve Düzenleme Kurulu gibi kurumlar siyasi otoritenin kararı ile TBMM tarafından bağımsız idari otorite yapıldılar. Hangi işlemlerin idari ve teknik olduğuna karar veren ve bu alandaki uygulamanın hiçbir etki altında kalmadan yapılmasını isteyen siyasi otorite% Bu birinci noktadır. İkincisi, bağımsız idari otoritelerin faaliyet ve işlemleri için yargı denetim yolu zaten açıktır. Ayrıca bu kurumlar anayasal organlarca düzenli olarak denetlenmektedir. Yani bir başıbozuk, denetimsiz durum söz konusu değildir. Üçüncüsü, bu kurumlara atamaları uzaylılar değil, hükümetler yapmaktadır. Uygulamacıları seçen de hükümetlerdir. Dördüncüsü, yetkililer hakkında idari soruşturma açabilmek de esasen mümkündür. Ancak böyle bir kurum yetkilisini görevden almak, bakanlık müsteşarını görevden almaktan daha zordur. Amaç, idari-teknik uygulamada istikrardır. Şimdi TTK'yı en sonunda değiştirerek şirketler kesiminde bir devrime imza atan bir siyasi heyet, bağımsız idari otoritelerin günlük idari işleyişe dayalı teknik kararlarından neden rahatsızdır? Rahatsız edici olan, bağımsız idari otoritelerin içinde faaliyet gösterdikleri mevcut kural setinin hangi nedenle hükümeti rahatsız ettiğinin belli olmamasıdır. Bağımsız idari otoritelerin, içinde faaliyet gösterdikleri kurallar yanlışsa elbette değiştirilebilir. Ama somut olarak neyin değiştirildiğinin belli olması gerekir. Benim için değil, bu alanlara yatırım yapacak olanlar için elbette. Hangi kararın idari ve teknik olduğuna karar verecek olan siyasi otoritedir. Yanlış neredeyse onu değiştirirsiniz, ondan sonra idari otorite yine bağımsız bir biçimde yeni kural setini kullanarak çalışmaya devam eder. Problem kalmaz. Ama torba yetki ile "Bakanın hoşlanmadığı her karar, her an, her canımız istendiğinde denetlenir" derseniz olmaz. İstikrar bozulur. Şimdi TTK'yı bir an önce hakkıyla işletmek için adım atmak gerekirken yabancıların kafasını karıştıracak KHK'lar çıkarmak yanlıştır. Bağımsız idari otoriteler konusundaki parantez hükmü yanlıştır. İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün. Seçim sloganı bu değil miydi?


    Bu köşe yazısı 02.09.2011 tarihinde Radikal Gazetesi'nde yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır