Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Ramallah'tan Beytüllahim'e kaç saatte gidilir?

    Güven Sak, Dr.01 Ekim 2011 - Okunma Sayısı: 1545

    Filistin sanayileşmeyi başaran ilk Arap ülkesi olabilir. Orada bu potansiyel vardır. Nitelikli işgücü dışındaki imkanlar düşünüldüğünde, ironik bir biçimde İsrail’in altyapısı Filistin için önemli bir değerdir. İsrail Türkiye ile birlikte bölgenin sanayileşmiş iki ülkesinden biridir. Teoride, Filistinliler’in dünya ile bağlantı kurmada herhangi bir sorunla karşılaşmamaları gerekir.  Lojistik altyapı ve yol ve liman bağlantıları hemen yanı başlarında, İsrail’de mevcuttur. En azından yatırım ortamına belli bir mesafeden bakan naif bir ekonomist böyle düşünecektir. Acaba bu ekonomist hiç Ramallah'tan Beytüllahim'e seyahat etmeye çalışmış mıdır? Çalışsaydı farklı düşünürdü. Çalışsaydı, Filistinli iş çevrelerinin kızgınlığını anlayabilirdi. Ayrıca Devlet Başkanı Abbas’ın neden Birleşmiş Milletler (BM)’e üyelik başvurusu yaptığını daha iyi kavrayabilirdi.

    Birkaç yıl önce Ramallah’tan Beytüllahim’e gidiyordum. Yola çıkmadan önce taksi şoförüne bütün yolcuların sorabileceği, gayet normal bir soru sordum: “Beytüllahim'e kaç saatte gideriz?” Şoförün cevabı etkileyiciydi: “Duruma bağlı. Eğer İsrail üzerinden otobanla gidersek bir saatten az sürer. Ama Batı Şeria üzerinden gidersek uçan İsrail kontrol noktalarının sayısına da bağlı olarak üç saat kadar sürebilir.” İki şehir arasındaki mesafenin kuş uçuşu yirmi kilometre olduğunu da belirteyim. O gün iki şey öğrendim: Birincisi, Batı Şeria sınırları içerisinde Filistin Ulusal Yönetimi (FUY)’nin sivil veya askeri kontrolü altında olmayan İsrail kontrol noktaları olduğuydu. İkincisi ise çevrede hareket edebilen “uçan” kontrol noktalarının varlığıydı: Bir gün varlar, bir gün yoklardı. Gelin de böyle bir ortamda yatırım yapmayı, iş yapmayı deneyin. Filistin’in sanayileşmesi yalnızca görünürde kolaydır.

    Geçen hafta Filistin Devlet Başkanı Mahmut Abbas New York’ta idi. Filistin’in bir üye devlet olarak kabul edilmesi için BM’ye başvuruda bulundu. Bu son derece anlaşılabilir bir girişimdir. Söz konusu olan BM’dir. 9265 nüfuslu Nauru Cumhuriyeti bile üye devlet kabul edilmektedir. Nauru, BM’nin 193 üyesinden biridir ve diğer üye devletlerle eşit oy hakkına ve saygınlığa sahiptir. Yaklaşık yüz bin nüfuslu Kiribati Cumhuriyeti için de aynı durum geçerlidir. FUY, İsrail işgali altında bulunan Batı Şeria ve Gazze’de yaşayan yaklaşık dört milyon Filistinliyi temsil etmektedir.

    Bölgede orta sınıfların seslerini duyurmaya başladığı bir çağda yaşıyoruz. Eskiden, zincirlerinden başka kaybedecek hiçbir şeyleri olmayan mesleksizler değişimin aktörleri olarak görülürdü. Artık rejimleri yıkanlar dünyayla bağlantısı son derece yüksek olan, batının yaşam standartlarının farkında olan ve kendi ülkelerinde de değişimi sağlamak isteyen orta sınıflardır. FUY’nin yaptığı tanınma başvurusunun yarattığı neşe bu bağlamda değerlendirilmelidir. Hamas ve liderleri Gazze sahillerinde kumdan kaleler inşa ederken Mahmut Abbas-Salam Fayyad ikilisi Filistinliler için bir devlet inşa etmektedir. Bu Filistin direnişi için yeni bir dönemdir. Süreç Filistin’de İsrail menşeli yerleşim mallarının protesto edilmesiyle ve Batı Şeria’daki devlet inşa etme girişimleriyle birlikte başlamıştır. Tüm bunlar Hamas Gazze’yi altüst ederken yaşanmıştır. Bu kez Filistinliler sadece devletleri olsun istememektedir; şikayet etmekle yetinmemekte, cesur eylemlere girişmektedir.

    Bu olayın ehemmiyetini anlamakta güçlük çekiyorsanız Batı Şeria’da iş yapmaya çalışan Filistinli işadamlarını ve Ramallah'tan Beytüllahim'e kaç saatte varılacağını kestiremediğinizi düşünün.

     

    Bu köşe yazısı 01.10.2011 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır