Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Tahrir termostat görevi görmektedir

    Güven Sak, Dr.26 Kasım 2011 - Okunma Sayısı: 1438

    Mısır Uyanışı’nın başlangıcını muhtemelen hatırlıyorsunuzdur. Dickens’ın İki Şehrin Hikayesi’nde dediği gibiydi: "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü”. Havada mutluluk ve gerginlik bir ardaydı; Kahire’de İslamcıların iktidarı ele geçirecekleri söyleniyordu.

    Bir Türk diplomatın Tahrir deneyiminin dönüştürücü gücünü vurgulayarak şöyle dediğini hatırlıyorum: “Tahrir Meydanı her zaman hataları düzeltmek için orada olacak. Halk, Mısır’ın yeni askeri yönetimi herhangi bir hata yaparsa tekrar Tahrir’e gidebileceğini biliyor.” Geçen hafta tam olarak böyle olmuştur.

    Tahrir şu anda Mısır’da siyasi iklimin termostatı görevini görüyor. Bildiğimiz gibi termostat, “kontrol sisteminin sıcaklığı belli bir düzeyde sabit tutmayı amaçlayan bir parçasıdır”. Halk herhangi bir şeyden memnun değilse, sisteme uyarı yapmak için “Tahrir’e gidebilir”. Ve işe yarar da.

    Şubat 2011’de Tahrir Meydanı gösterileri Hüsnü Mübarek’in düşmesine yol açtı. Ancak o dönem Mısır’da yaşananlar bir devrimden ziyade askeri darbeye benziyordu. Mübarek’in düşüşünden sonra ordu yönetime el koydu ve protestolar yatışmaya başladı. Ancak geçen hafta askeri cunta da dahil Mısır’ın siyasi çevreleri Tahrir deneyiminin hala canlı ve ayakta olduğunu öğrendiler. Bu hem iyidir, hem de kötüdür.

    Dilerseniz iyi kısımdan başlayalım. Artık, Mısır Silahlı Kuvvetler Yüksek Şurası ve Mısır’ın gelecekteki yöneticileri Tahrir testinden geçmeleri gerektiğini bilmektedir. Aslına bakılırsa, gösterilerin tekrar başlamasından önce bol miktarda uyarı işareti verilmişti. İlk olarak, Mübarek’in istifasından sonra protestocuların kaldırılmasını istediği Olağanüstü Hal Kanunu’nun kapsamı genişletildi. Daha sonra, gösteri yapan Hristiyan Kıptiler sokaklarda öldürüldü. Ve son olarak Başbakan Yardımcısı Ali El-Selmi’nin hazırladığı, “Selmi Belgesi” olarak da anılan ve ordunun seçimler yapıldıktan sonra da anayasanın koruyucusu olarak anayasa üstü yetki sahibi olmasını öneren belge yayımlandı. Tüm bu olaylar demokrasiye uygun olmayan bir atmosfer yaratmaktaydı ki Tahrir alarmı devreye girdi. Siyasi elitler Tahrir’den yükselen ateşin ve taleplerin hızına yetişmekte zorluk çekmektedir.

    Yine de, termostat sisteminin sınırlılıkları vardır. Mısır devleti halkın iş, ekonomik büyüme ve refah taleplerini karşılamak için bir hükümete ihtiyaç duymaktadır. Öncelikli olarak siyasi dönüşüme odaklanılması ekonomik durumun arka plana atılmasına yol açabilir. Mısır ekonomisi ise acil eyleme muhtaçtır. Bunları Türkiye’nin son dönemdeki deneyimlerine bakarak söylüyorum. 2007’den beri Türkiye'de hiçbir önemli reform gerçekleştirilmemiştir. Parlamento’nun 2007’den bu yana siyasi dönüşüme odaklanmış olması nedeniyle Türk ekonomisi beş yıl kaybetmiştir.

    Mısırlılar Tahrir modelini siyasi dönüşümü sağlamak için icat ettiler. Model bir termostat gibi çalışmakta ve demokratik geçiş sürecine elverişli bir ortam oluşturmaktadır. Tahrir Versiyon 2.0 kontrol sisteminin hala etkili olduğunu göstermiştir. Şimdi ise Mısırlılar bu işlevi sandığa taşıyarak halkın seçilmişlerce temsil edilmesini sağlayacak bir yol tasarlamalıdır. Aksi takdirde Mısır dönüşüm sürecinde Araf’ta kalacaktır.

     

    Bu köşe yazısı 26.11.2011 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır