Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Türklerin banka hesapları vardır, ancak tasarrufları yoktur

    Güven Sak, Dr.28 Nisan 2012 - Okunma Sayısı: 1496

    Banka hesapları var, ancak tasarruf etmiyorlar. Küresel Finansal Erişim Veritabanı (Global Findex)’nın son verilerine göre Türkler böyledir. Türkiye’nin 2011 sonuçlarını çok ilgi çekici buldum. Geçen hafta bu köşede Türkiye’nin yurtiçi tasarruf oranının 1980’lerdeki yüzde 25 seviyesinden 2010’da yüzde 12’lere düştüğünü belirtmiştim. Bu çok ciddi bir düşüştür ve açıklama gerektirmektedir. Sorulması gereken soru oldukça basittir: “Türkler neden tasarruf etmemektedir?”Global Findex’in 2011 sonuçları bizi ikinci mantıklı soruya götürmektedir: Türkler neden bankaların mevduat hesaplarını değil de kredi kartlarını tercih etmektedir?

    Önce dilerseniz Global Findex’in hikayesine bakalım. Global Findex veritabanı Bill & Melinda Gates Vakfı’nın finansal desteğiyle Dünya Bankası tarafından gerçekleştirilen bir projenin ürünü. Endeks dünya çapında bireylerin finansal hizmetlere ve kurumlara erişimini ölçüyor. 148 ülkede bireylerin tasarruf, borç alma, ödeme yapma ve riski yönetme davranışlarına bakılıyor. Veriler aralarında kadınların, yoksulların ve kırsal kesimde yaşayan bireylerin de bulunduğu bir örneklemle 18 soruluk basit bir anket çerçevesinde toplanmış. Çalışmayı Dünya Bankası ekonomistlerinden Aslı Demirgüç-Kunt ve Leaora Klapper gerçekleştirmiş.

    Peki, 2011 yılı itibariyle Türkiye’nin durumu nedir? Dünya üzerindeki yetişkinlerin yaklaşık yarısının finansal kuruluşlarda hesabı bulunmaktadır. Yüksek gelirli ülkelerde oran yüzde 90’dır. Türkiye ortalamaya yakın bir konumdadır: Yetişkinlerin yüzde 58’inin resmi bir finansal kuruluşta hesabı bulunmaktadır. Yani, küresel düzeyde Türkiye, orta gelir seviyesinde bir ülkeden beklenecek bir konumdadır. Ancak, iş tasarruflara gelince resim değişmektedir. 2011 yılında araştırmaya katılan 148 ülkede tasarruf eden yetişkinlerin oranı yüzde 22’dir. Türkiye bu klasmanda üst-orta gelir seviyesinde bir ülke gibi görünmemektedir. Bu noktada ortalamaların bir kimliği olmadığını ve herhangi bir mesaj vermediğini akılda tutunuz. 2011 yılında üst-orta gelir seviyesinde sahip ülkelerde yetişkinlerin yüzde 33’ü tasarruf etmiştir. Bu oran Türkiye’de sadece yüzde 9,5’tir. Bu elbette tek bir istatistiktir, ancak başta ortaya atılan fikri desteklemektedir.

    Kredi kartı kullanan bireylerin oranı daha da ilgi çekicidir. Kredi kartı kullanan yetişkinlerin oranı üst-orta gelir grubundaki ülkelerde yalnızca yüzde 12’dir. Dünya ortalaması yüzde 9’dur. Türkiye bu klasmanda açık ara öndedir: Kredi kartı kullanan yetişkinlerin oranı yüzde 45’tir. Rakamlara genel bir bakışla üç tane gözlem yapılabilir. Birincisi, Türklerin banka hesabı vardır, ancak banka hesapları tasarruf amaçlı kullanılmamaktadır. İkincisi, Türkler tasarruf etmediği gibi bankalardan kredi da almamaktadır. Türkler, borç almak için genelde aile ve arkadaşlara başvurmaktadır. Son olarak, finansal kuruluşlardan borç almayı sevmeyen Türkler, bu kuruluşların verdiği kredi kartlarına bayılmaktadır.

    Bildiğim kadarıyla Türkiye kredi kartına taksit uygulaması yapılan tek ülkedir. Diyelim ki LCD televizyon aldınız. Satıcıyla tokalaştır ve tutarı 12 taksitte ödemek üzere anlaşırsınız. Sonrasında aylık ödemeler kredi kartınızdan düşülür. Kredinizi televizyon satıcısı değerlendirir, bankanız borcunuza güvence verir. Velhasıl, Türkiye için 2011 rakamlarına bakıp da düzgün finansal kuruluşlardan borç alan Türklerin oranının yalnızca yüzde 5 olduğunu düşünmeyin. Bu ülkede kredi kartları orta vadeli harcama aracı olarak kullanılmaktadır.

    Türklerin banka hesapları vardır, ancak tasarrufları yoktur. Türkiye’de emlak yatırımı tasarruf, kredi kartı orta vadeli borçlanma aracıdır. Daha ayrıntılı bir inceleme için TEPAV Ekonomisti Ozan Acar’ın köşe yazısını TEPAV web sitesinden bulabilirsiniz. Ayrıca, Aslı Hanım’a bu şahane endeks için teşekkür ederim.

    Bu köşe yazısı 28.04.2012 tarihinde Hürriyet Daily News'te yayımlanmıştır.

    Etiketler:
    Yazdır