Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Türk vatandaşlarını Suriye’de savaştırmak

    Nihat Ali Özcan, Dr.10 Temmuz 2015 - Okunma Sayısı: 1067

    ABD öncü-lüğünde IŞİD’e karşı hava saldırıları devam ediyor. Karada ise PKK/PYD var. Sonuçta, bölgede askeri ve siyasi resim sürekli değişiyor.    

    Değişimden en fazla etkilenen ülkenin Türkiye olduğunu söylemek abartı olmaz. Savaş,  ekonomik, sosyal, siyasi ve güvenlik açılarından gittikçe daha fazla maliyet çıkartıyor. Mültecilerden, kaybedilen pazarlardan, kapanan ticaret yollarından, savaşmaya gidenlerden, iç ve dış politikadan söz ediyoruz.

    Irak ve Suriye, devlet olma vasıflarını yitirdiler. Anlaşılan bu durum daha uzun yıllar sürecek. Gelecekte toprak bütünlüklerinin akıbeti ve ulaşacakları devlet modeli de muğlâk. Şimdilik tek gerçek, “devletimsi yapılarla” komşuyuz ve savaş sürüyor.

    Devletimsi yapılar, diğer devletler ve örgütlerle ittifak halindeler. Geniş topraklarda egemenler, asker/militan toplayıp, ordu kurarak savaş yapıyorlar. Tıpkı, Kürdistan Bölgesel Yönetimi,  PKK/PYD, IŞİD ya da Esad destekçisi gruplar gibi.

    Alışık olmadığımız bu tablo Türkiye için sorun olabilir. Özellikle de savaşan tüm gruplarda, gönüllü “asker/militan” olarak yer alan ve savaşan Türk vatandaşlarının çokluğu dikkate alındığında. Küçük bir araştırma, Irak ve Suriye’de savaşırken hayatını kaybeden çok sayıda Türk vatandaşının toprağa verilmek üzere Türkiye’ye getirildiği gösteriyor. Sadece, PKK/PYD saflarında hayatını kaybeden Türk vatandaşlarının sayısının beş yüzden fazla olduğu biliniyor. İstatistikler, böyle bir ortamda, yaralıların sayısının bunun 3-4 katı olabileceğini söylüyor.

    Gelişmelerin Türkiye’ye maliyetinin şimdiden düşünülmesi gerekir. Sadece insani kayıplar değil, acılı, kızgın, nefret dolu ailelerin, bunu suiistimal eden grupların nelere yol açabilecekleri iyi düşünülmeli.

    Siyasi sınırların, fikirleri, duyguları, ideolojileri ve insanları engelleyemediği bir dönemdeyiz. Bu nedenle, Irak ve Suriye’deki çatışmaların Türkiye içlerine sıçraması sürpriz olmaz. Burada sadece devlete yönelik şiddet hareketlerinden söz etmiyoruz. Tıpkı, 6-7-8 Ekim olaylarında olduğu gibi IŞİD’le savaşın Türkiye’ye sıçramasından da söz ediyoruz.

    Ankara, uzunca süre “yabancı terörist savaşçıların” geçişine mani olamadığı için eleştirildi. Şimdi eleştiriler azaldı. Gelişmede artan sınır kontrolünün büyük etkisi var.

    Sadece Suriye’ye savaşmaya giden yabancılara değil, Türk vatandaşlarına da engel olunmalı. Nitekim politik akıl, yabancıların Suriye’ye geçişine göz yummanın hata, hukuk ise yabancı ülke ve gruplar için savaşçı/asker toplamanın suç olduğunu söylüyor.

    Bu köşe yazısı 10.07.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır