Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    ‘Güvenli bölge’ tartışmaları

    Nihat Ali Özcan, Dr.14 Ağustos 2015 - Okunma Sayısı: 1184

    Suriye iç savaşı sadece sahada değil, değişik başkentlerde de sürüyor. Herkesin savaşla ilgili bir “planı” var. Bunların bir kısmı savaşın nasıl sonlan-dırılacağına, bir kısmı da Suriye’de askeri resmin nasıl değiştirile-bileceğine odaklanmış durumda.  

    Başta İran, Rusya, Suudi Arabistan ve ABD olmak üzere birçok ülke kapalı kapılar ardında Suriye’nin geleceğini tartışıyor. Diplomatik ziyaretler, niyet açıklamaları, telkinlerin yanı sıra askeri yardımlar, operasyonlar ve genişleyen işbirliği bunun en iyi göstergesi.

    ABD ise her iki konuda da aktif. Bu günlerde İncirlik üssünü kullanmaktan dolayı mutlu görünüyor. Ancak yetkililerin açıklamalarından Türkiye ile aralarında bazı pürüzlerin olduğu da anlaşılıyor. Özellikle, Suriye’de “güvenli bölge” ve PKK/PYD’nin statüsü konularında.

    Türkiye “güvenli bölge” konusunda uzun süredir ısrarcı. Ancak ABD’nin bu fikre pek sıcak bakmadığını biliyoruz. Sonuç olarak, Türkiye kendi planını kendi başına hayata geçirmek zorunda kalacak gibi görünüyor.

    Türkiye’nin ısrarının nedeni sadece sivilleri korumak değil, aynı zamanda Suriye’deki askeri resmi değiştirmek. Bunun için “dost gerilla” gruplarına ihtiyacı var. Dolayısıyla, planının kaderi “güvenli bölgeye” bağlı. Bu bölgedeki sivil halk gerillayı lojistik, personel ve istihbaratla desteklemeli ve gerilla da sivil halka koruma sağlamalı.

    Öte yandan, güvenli bölgenin kurulacağı coğrafyanın özellikleri çok önemli. Yeterli derinlik, genişlik ve ölçekte olmalı. Gerilla, tercihen, sırtını “dost” bir ülkeye, “halka” dayamalı. Her türlü askeri ve mali yardımı yapan eli açık bir sponsora sahip olmak da önemli. Üstelik bütün bunlar doğru zamanda gerçekleşmeli.

    İç savaşın beşinci yılında silahlı gruplar dini, mezhebi ve etnik motivasyonları aralarında paylaştılar. Kayıplar 270 bini, mülteciler on milyonu buldu. PKK/PYD örneğinde olduğu gibi bazıları “güvenli bölgelerini” çoktan kurdular. ABD ve AB’nin sponsorluğunu elde ettiler.

    Türkiye için masa başında, renkli kalemlerle çizilen haritalar iyi bir başlangıç olabilir. Asıl sorun, “dost” ahali ve “dost” gerilla grupları bulmak/kurmaktır. Güvenli bölgeyi, halkı ve kendisini savunacak, örgütleyecek sayıda, eğitimli, disiplinli, açık siyasi hedefleri olan, birbirlerini düşman görmeyen ve çatışmayan gruplardan söz ediyoruz.

    Gelinen aşamada “demokrasi” aşkı ve sivillerin korunması amacıyla “güvenli bölge” inşası, uğruna ölünecek cazip bir fikir olarak görülmeyebilir. Üstelik koalisyon üyelerinin ilişkilerine de hasar verebilir.

    Bu köşe yazısı 14.08.2015 tarihinde Milliyet Gazetesi'nde yayımlandı.

    Etiketler:
    Yazdır