TEPAV web sitesinde yer alan yazılar ve görüşler tamamen yazarlarına aittir. TEPAV'ın resmi görüşü değildir.
© TEPAV, aksi belirtilmedikçe her hakkı saklıdır.
Söğütözü Cad. No:43 TOBB-ETÜ Yerleşkesi 2. Kısım 06560 Söğütözü-Ankara
Telefon: +90 312 292 5500Fax: +90 312 292 5555
tepav@tepav.org.tr / tepav.org.trTEPAV veriye dayalı analiz yaparak politika tasarım sürecine katkı sağlayan, akademik etik ve kaliteden ödün vermeyen, kar amacı gütmeyen, partizan olmayan bir araştırma kuruluşudur.
Değerlendirme Notu / Esra Özpınar - Yasemin Satır Çilingir - Ayşegül Taşöz Düşündere
Türkiye’de yaşayan Suriyelilerin emek piyasasına entegrasyonu sosyal uyum konusunda riskler barındırmaktadır. 2014 yılı verilerine göre, Türkiye’de 6 yaş ve üzeri nüfusun yüzde 68,8’i ilköğretim ve altı eğitim seviyesine sahiptir. AFAD 2014 Suriye’den Türkiye’ye Nüfus Hareketleri Raporu verisine göre ise 6 yaş üzeri kamp içi ve kamp dışı olmak üzere toplam örneklemin yüzde 79,8’i ortaokul ve altı eğitim seviyesine sahiptir. Benzer eğitim setine sahip yerli ve sığınmacı nüfusun emek piyasasında rekabet etmesi olasılığı vardır. Bu yüzden Suriyelilerin topluma entegrasyonu tartışılırken; emek piyasasında doğacak rekabet ve bunun yaratabileceği sosyal çatışmalar göz önünde bulundurulmalıdır. Bu çalışmada Suriyeli sığınmacıların Türkiye istihdamına olan etkileri, bu etkilerle şekillenen toplumsal algılar ve bu algıların sosyal uyum açısından önemi tartışılmıştır.
1. Emek Piyasasında Suriyeliler ve Türkiye İş Gücüne Etkileri
Suriyelilere çalışma izni verilmesi ve AB-Türkiye arasındaki anlaşma, emek piyasasında dengelerin değişeceğine işaret etmektedir. 2011 yılından itibaren Türkiye topraklarına 2,7 milyondan fazla sığınmacı gelmiş ve bu süreç içerisinde Türkiye’de 150 binden fazla Suriyeli bebek doğmuştur. Çalışma çağındaki yaklaşık 1 milyon Suriyeli, 11 Ocak 2016’da çıkarılan yasal çalışma izni ile kayıt içi ekonomiye katılabilir hale gelmiştir. Çalışma izni kapsamında, geçici koruma altında kayıtlı olunan illerde sığınmacılara çalışma hakkı verilmiş ve buna göre bir işyerinde mevcut çalışan sayısının yüzde 10’unu aşmayacak şekilde geçici koruma altındaki işgücünden istihdam edilmesi onaylanmıştır. Yüzde 10 kota sınırlamasının yerel işgücünü korumaya yönelik olması fakat geçici koruma altındakilerin de mağdur olmamaları için, iş sahibinin aradığı nitelikteki işçiyi İŞKUR’dan 4 hafta içinde bulamadığını ispatlaması durumunda kota uygulamasında esneklik sağlanmaktadır. Çalışma izninin yasal olarak verilmesi ile kayıt içi ekonomiye dâhil olacak sığınmacı sayısında artış beklenmektedir. Buna ek olarak, 18 Mart 2016’da kaçak yollardan AB’ye girmeye çalışan Suriyelilerin Türkiye’ye geri kabul edilişi için AB ile prensipte anlaşılmıştır. Bu anlaşma ile yasal olmayan yollardan Avrupa’ya giden Suriyeliler Türkiye’ye geri gönderilecek ancak geri gönderilen her Suriyeli karşılığında Avrupa Birliği, Türkiye’deki sığınma kamplarından bir sığınmacıyı kabul edecektir. Bu durumun, kitle halinde Avrupa’ya akan göç akınını yavaşlatması beklenmektedir. Dolayısıyla, Türkiye’deki toplam Suriyeli sayısında kısa vadede bir azalma yaşanmayacaktır. Bir başka deyişle, Suriye’deki savaş bitip ülke yeniden yaşanabilir hale gelene kadar 2,7 milyon Suriyelinin Türkiye’den ayrılması olası görülmemektedir. Bununla birlikte bu süreç içerisinde yaklaşık 1 milyon kişinin de emek piyasasına entegre edilmesi gerekmektedir.