Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    İthalat, ihracat, işsizlik ve büyüme
    Fatih Özatay, Dr. 23 Kasım 2011
    Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin büyüme hızımızı öğrenmeye birkaç hafta kaldı. 2011'in tümü için yapılan büyüme tahminleri oldukça yüksek düzeyde. Mesela Orta Vadeli Program 2011 büyümesini yüzde 7.5 olarak öngörüyor. Uzun dönemli ortalama büyüme hızımızın yüzde 4.8 olduğu dikkate alınırsa oldukça yüksek bir rakam bu. [Devamı]
    Yeni bir ekonomik program gereksinimi
    Fatih Özatay, Dr. 22 Kasım 2011
    Çok farklı açılardan bakarak Türkiye'nin yeni bir ekonomik programa ihtiyacı olduğu saptamasını kolaylıkla yapmak mümkün. Küresel kriz sırasında sıçrayan işsizlik oranı, bu yılın ilk aylarından itibaren ‘normal’ düzeyi olan yüzde 10 dolaylarında gezinmeye başlamıştı. Mevsim etkisinden arındırılmış ağustos işsizlik oranı yüzde 9.6 olarak açıklandı. Bu değer ‘normal’in (çok az) altında olsa da, birkaç ay sonra işsizlik oranının yeniden yüzde 10 civarına yükselişine tanık olacağız. Büyüme hızımızın önemli ölçüde düşmesinin beklendiği 2012’de ise işsizlik oranı daha da yükselecek. [Devamı]
    Cari açık nereye?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Kasım 2011
    Borç bulmakta zorlanacağımız için daha az yatırım yapacağız, daha az tüketeceğiz. Sonuçta bu da cari açığa olumlu katkı yapacak. Hafta içinde eylül ayına ilişkin ödemeler dengesi verileri açıklandı. Dikkat çekici gelişmelerin başında cari işlemler dengesindeki kötüleşme geliyor. Mevsimlik nedenlerle cari işlemler dengesinde belirgin oynamalar olabiliyor. Oysa iktisadi açıdan bunların dışındaki hareketler önemli. Bu nedenle mevsim hareketlerinden arındırılmış cari işlemler dengesine bakıyorum. Bunu yaparken de cari dengeye ulaşmak için kullanılan üç ana kalemin (mal ihracatı, mal ithalatı ve turizm ile müteahhitlik gibi hizmetlerden elde edilen net döviz girişleri) mevsimlik hareketlerini ayrı ayrı dikkate alıyorum. İkinci olarak da enerji ürünlerine yaptığımız net ödemeleri dışlayan enerji [Devamı]
    Almanya cin fikirlere karşı
    Fatih Özatay, Dr. 17 Kasım 2011
    Almanya tarafından karşı çıkılan cin fikirlerden biri, Avrupa Finansal İstikrar Fonu'nun (EFSF) bankaya dönüştürülmesiydi. Türkiye’nin yirminci yüzyılın son dönemlerinde yaşadığı ‘cin fikir’ bolluğu Avrupa’da da yaşanıyor. Garip bir şey yok; sonuçta çok zor durumdalar ve çıkış arıyorlar. Onlar da biliyor öncelikle sorunlu ülkelerin kendilerine hemen çekidüzen vermeleri gerektiğini, bunun asla yeterli olmayacağını, temel çözümün Euro Bölgesi’ni sil baştan yeniden kurgulamaktan geçtiğini. Özellikle de maliye politikasının daha ‘merkezileşmesi’ gerektiğini. [Devamı]
    Cari açık
    Fatih Özatay, Dr. 16 Kasım 2011
    Dün, eylül ayına ait ödemeler dengesi verileri açıklandı. Ağustos verilerine ilişkin yaptığım değerlendirmede iki noktayı ön plana çıkarmıştım. Birincisi, cari işlemler hesabında (mevsim hareketlerinden arındırılmış verilerle) yılın ilk aylarından bu yana belirgin bir iyileşme vardı. İkincisi ise temmuz ve ağustos aylarında cari açığın net sermaye girişleri ile finanse edilen kısmında bir azalma gerçekleşmişti. Eylül ayında bu iki değişken de ters yönde hareket etti. Mevsim etkisinden arındırılmış cari açıkta artış gerçekleşti. Net sermaye girişi, yılın ilk yarısındaki düzeyine gelmese de yükseldi. [Devamı]
    ECB ve TCMB
    Fatih Özatay, Dr. 15 Kasım 2011
    Mevcut bataklığı kurutmak, kapsamlı bir ekonomik programla mümkün. Yetmez; programı uygulayacaklar güvenilir olmalı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda ve Yunanistan gibi sorunlu ülkelerin ve ileride bu gruba katılması muhtemel diğerlerinin devlet tahvillerini satın alıp bu tahvillerin faizlerinin yükselmesine engel olmakta niye nazlanıyor? Almanya ve Hollanda gibi ülkeler neden buna karşı çıkıyorlar? [Devamı]
    Hangi Avrupa Birliği?
    Fatih Özatay, Dr. 12 Kasım 2011
    Dönüp İtalya'ya 'Tahvillerini alıyorum. Ama vergileri arttıracaksın' diyen ECB'nin ülkenize dayatmada bulunmasını ister miydiniz? Katılım sürecine ilişkin görüşmelere başlamak üzere 2004 sonuna doğru Avrupa Birliği’nden (AB) tarih alınması, Türkiye ekonomisi açısından önemli bir gelişme oldu. 2001 krizinden sonra büyük çabalarla sağlanan makroekonomik istikrarın kalıcılığına yardımcı olacağı düşünüldü. Daha önemlisi, katılım sürecinde AB ile yapılacak müzakerelerin ve müzakereler çerçevesinde gerçekleştirilecek kurumsal değişikliklerin Türkiye’nin potansiyel büyüme hızını arttırmasına katkıda bulunacağı umuldu. Böylelikle zengin ülkelere yakınsamak mümkün olacaktı. Hem istikrarı kalıcı kılmak hem de zenginler ligine terfi etmek için önemli bir çapa olarak gördüğümüz AB müzakere sürecinin ( [Devamı]
    Makyaj lobisine sorular
    Fatih Özatay, Dr. 10 Kasım 2011
    Düşük maliyetle üretemediğimiz için makyajdan medet umuyoruz. Ama makyaj malzemesi fazla kullanılınca makyaj yapılan yüz bozuluyor. 182 ülke içinde 2005 başından 2011 sonuna kadar geçen sürede en yüksek fiyat artışına sahip elli birinci ülkeyiz. Sıralamayı en küçük enflasyondan en büyüğüne doğru yaparsak da yüz otuz ikinci sırada çıkıyoruz. Kısacası, 19901ı yıllardaki yüksek enflasyon oranlarını geride bırakmış olsak da diğer yüksek enflasyonlu ülkeler de enflasyonla mücadelede başarılı olduklarından enflasyon liginde iyi bir yerde değiliz. Sıralamayı 2005 başından bu yana yapmamın tek nedeni 2005 başında paramızdan altı sıfır atmamız. Paramızdan altı sıfır atma tarihini seçmemin elbette özel bir önemi var; "Kulaklara kar suyu kaçsın" istiyorum. Kaçar mı bilmem, kaçar ya da kaçmaz; başka o [Devamı]
    Enflasyonu ciddiye almak gerekiyor
    Fatih Özatay, Dr. 08 Kasım 2011
    Son zamanlarda çoğu ekonomi yorumcusu enflasyonu önemli bir sorun olarak görmemeye başladı. Küresel krizle birlikte finansal sektörün ayağa kaldırılması, ekonomik faaliyet hacminin yeniden canlandırılması ve işsizliğin azaltılması gibi amaçlar ön plana çıktı. Özellikle gelişmiş ülkelerde bazı cılız sesler dışında enflasyondan kimse söz etmez oldu. Bu düşünsel ortam Türkiye'yi de etkiledi. Çoğu yorumcu enflasyonu önemli bir sorun olarak görmemeye başladı. Ne var ki son aylarda yükselmeye başlayan enflasyonla birlikte "Acaba yine çift haneli enflasyon oranları ile yaşama tehlikemiz var mı" sorusu da yavaş yavaş zihinlere takılmaya başladı. [Devamı]
    Yola bir düşüldü mü?..
    Fatih Özatay, Dr. 05 Kasım 2011
    Ne yazık ki geldiğimiz noktada yine makro ekonomik istikrarı sağlamak öncelikli amaç haline dönüştü. Papandreu referandum kararını geri almış görünüyor. Ama güven oylamasına gitmekten vazgeçmedi. Bu satırların yazıldığı saatlerde oylamanın sonucu belli değildi. Papandreu'nun geri adımına karşın iki gün önceki yazımda belirttiğim kanım değişmedi; akıllı bir hamle yaptı. Halkına dönüp "Karar sizin" dedi ve böylelikle üzerinden bir miktar yük attı. Referanduma gitmese de Yunanistan halkı neyle karşı karsıya olduğunu daha iyi anladı. Öte yandan muhalefete de önemli bir mesaj verdi; mevcut ekonomik paketin beraber omuzlanması gerektiğini ortaya koydu. Aksi takdirde, o paketi şimdiki muhalefet iktidar olup omuzlamak durumunda kalacak. Perşembe günü bu köşede çıkan yazımda sanıyorum tek yanılgım [Devamı]