Enflasyonda düşüşe hazır olalım
01 Şubat 2007
2004 başından bu yana dar bir aralıkta seyrediyor enflasyon. Son üç yılın ortalama yıllık enflasyonu yüzde 8.9 düzeyinde gerçekleşti. Geride bıraktığımız yılın temmuz ayı değerini (yüzde 11.7) bir tarafa bırakırsak ulaşılan en yüksek değer yüzde 10.6, en düşük değer ise yüzde 7.3.
[Devamı]
Üçüncü bir neden daha var
29 Ocak 2007
Protesto edilen senetler ile büyüme hızımız (ekonomik faaliyet düzeyimiz) arasındaki ilişki üzerineydi dünkü yazım. Bu ilişkinin ters yönlü olması gerektiği konusunda yaygın bir kanı var. İşler yolunda giderken protesto edilen senet tutarının azalması gerektiği düşünülüyor. Her zaman doğru olmayabilir oysa bu.Dün iki noktaya dikkat çekmiştim. Birincisi, büyümeyle birlikte artan ekonomik faaliyet düzeyi senet kullanımını da artırıyor. Artan senet kullanımı ile birlikte protestolu senet tutarı da artabilir. Daha önemlisi, kapsamlı bir reform sürecinden geçen ekonomilerde kazanan ve kaybeden kesimler oluşuyor. Reform yapılmasa, bu ekonomiler doğal mecralarında aksalar da kazananlar ve kaybedenler ortaya çıkıyor; ama reform daha kısa bir sürede ve daha çok miktarda kazanan ve kaybeden oluşturu
[Devamı]
Ekonomi büyürken protesto edilen senet tutarı neden artıyor?
28 Ocak 2007
Uzun zamandır grafiklere yer vermiyordum yazılarımda. Uzun, göreli bir kavram şüphesiz. Söz konusu uzunluk, açık ki 'bana göre'. 'Mümtaz' grafiklerimden sizleri 'mahrum' edişimin temel nedeni iki okurumdan aldığım ortak eleştiriydi. Ne istiyorlarsa grafiklerimden... Eleştirenlerden biri babam, diğeri de arkadaşım Rana. Babam emekli subay, Rana ise nöroloji profesörü. Her daim askerlerin (özellikle son yıllarda emekli askerlerin) ve tıp doktorlarının (bilhassa nörologların) sözlerine dikkat etmek gerekir.
[Devamı]
Psikopat yetiştirmemek için
25 Ocak 2007
Taşımacılığımızın yüzde 92'si karayoluyla gerçekleştiriliyor. Buna karşın yol standardımızın iyi bir düzeyde olmadığı hep yazılıp çiziliyor. Kötü kalitenin bir göstergesi de bu alanda yapılan kamu harcamalarının milli gelire oranının düşüklüğü. Bu oran bize benzer ülkelerde yüzde 5-7 aralığında iken bizde 1.7 dolaylarında. Önemli bir fark var arada. Dünya Bankası'nın yatırım ortamı raporları kötü kalitenin bir başka göstergesine daha işaret ediyor. Mal taşıması sırasında oluşan kayıpların taşınan malın değerine oranı yine bizim gibi ülkelerle karşılaştırıldığında oldukça yüksek.Elektrik kesintisi nedeniyle şirketler kesiminin uğradığı kayıpların cirolarına oranı yüzde 3.6 düzeyinde Türkiye'de. Gelin bu rakamı bazı ülkelerle karşılaştıralım: Çin'de yüzde 2, Brezilya'da yüzde 1.5,
[Devamı]
Eninde sonunda düşecek
22 Ocak 2007
Onca yılın 'kötü' makroekonomik politikalarının yarattığı tahribatın 'nadide çiçeklerinden' biri de 'dolarizasyon'. Tahribat artarken yerli paraya olan güven giderek azalıyor; yabancı para kullanımı yaygınlaşıyor.Dolarizasyon farklı biçimlerde karşımıza çıkabiliyor. Mesela bu sorunun yoğun biçimde yaşandığı bir ülkenin hazinesi yerli para cinsinden borçlanmakta zorlanıyor. Döviz cinsinden ya da dövize endeksli borçlanma tahvilleri çıkarmak durumunda kalıyor. Ya da tasarruf sahiplerinin döviz cinsinden mevduatları yerli para cinsinden mevduatlarına kıyasla giderek artıyor.Bu sürecin en belirgin özelliklerinden biri de döviz kurunun giderek çok önemli bir değişken haline gelmesi. Ekonomide alınan bütün kararlar üzerinde belirleyici oluyor kur. Herkes kurla yatıp kalkıyor. Ekonomi p
[Devamı]
Anlamsız bir yazı
21 Ocak 2007
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin finansa erişim sorunu üzerinde durdum son iki yazımda. Bugün kaldığım yerden devam ediyorum. Tüm dünyada bu tür işletmelerin ekonomi içinde büyük ağırlıkları var. AB'de tüm işletmeler içinde bu işletmelerin payı yüzde 90 dolaylarında. İstihdamın ise yüzde 70'ni yaratıyorlar. Türkiye'de 150 ve daha az sayıda işçi çalıştıran ve bilanço büyüklüğü 5 milyon doların altında olan işletmelerin toplam işletmelere oranı yüzde 99.3. Yaratılan istihdamın yüzde 77'si bu tür işletmelere ait.
[Devamı]
Piyasa mekanizması çalışmazsa...
18 Ocak 2007
Küçük ve orta ölçekli işletmelerin tüm işletmeler içindeki ağırlığı çok fazla. Türkiye'de de böyle, AB üyesi ülkelerde de. Bu oran yüzde 90'ların üzerinde. Bir rapora göre Avrupa'da küçük ve orta ölçekli işletmelerin çalıştırdığı ortalama kişi sayısı sadece beş. Toplam istihdama katkıları ise yüzde 70 dolaylarında.
[Devamı]
Küçükler krediye nasıl erişecek?
15 Ocak 2007
Dilime doladığım 'mikro reform' başlığı altında neler yapılabileceği konusunda aralıklarla yazılar yazdım bugüne değin. Gündem izin verdiğince. Sanırım vakti geldi bu konuya yeniden dönmenin.
[Devamı]
Bu takımın kalecisi neden gidip gol atmıyor? Batı'da öyle mi ama!
14 Ocak 2007
1960'ların ikinci yarısı. İstasyonun hemen yanı başında iki katlı ahşap bir bina. 1955 yılında eğitime başlayan bir okul. Altı tane açılmış tüm Türkiye'de. Biz, o zamanki ismiyle Konya Maarif Koleji olanındayız.
[Devamı]
Cumhurbaşkan-lığından başka sorun mu yok?
11 Ocak 2007
1970-2001 arasında ulaşabildiğimiz ortalama büyüme hızı sadece yüzde 3.9. Dönemi kısaltır, 1990-2001 yaparsanız, bu düzey yüzde 3'e düşüyor. Bundan sonra en az 10 yıl süreyle yüzde 7'ye yaklaşan bir büyüme hızı yakalarsak, AB üyesi ülkelerin o zamanki ortalama kişi başına gelir düzeylerinin yüzde 50'sine ulaşabileceğiz ancak.
[Devamı]