Arşiv

  • Nisan 2024 (12)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Para politikasının gücünü azaltmak zorunda kalmak
    Fatih Özatay, Dr. 21 Şubat 2024
    Soru şu: Her likidite artışı enflasyonist midir? Şimdi, bu soru da nereden çıktı diyebilirsiniz. Bu yazı günışığına kavuştuğunda TEPAV’ın altıncı Para Politikası Değerlendirme Notu da yayımlanmış olacak.  Notun ilk taslakları, uzun ve zevkli tartışmaların yapıldığı bir toplantıdan sonra yayınlanan biçimini alıyor. O toplantıdaki hararetli bir tartışma nedeniyle bu soruyla işe başladım. [Devamı]
    Binlerce Porsche ve Audi neden Amerika’ya alınmadı?
    Güven Sak, Dr. 20 Şubat 2024
    2024 ilginç bir yıl olmaya aday görünüyor doğrusu. 2023’ün küresel ekonomi için uzun vadeli etkileri açısından en önemli hadisesi aslında jeoekonomik ayrışmaydı. Eskiden küreselleşme deyince dünya bir bütündü, parçalara ayrışmamıştı. Dünya o bütünlük sayesinde düzleşiyordu bir nevi. Artık değil. [Devamı]
    2024 Ocak ayı merkezi yönetim bütçe sonuçları: Filmi tekrar başa mı sarıyoruz?
    H. Hakan Yılmaz 19 Şubat 2024
    Ocak ayı Merkezi Yönetim Bütçe (MYB) gerçekleşmeleri, bütçe performansındaki olumsuz gidişin devam ettiğini bize göstermektedir. Bütçe dengesinde geçen yıl derinleşmeye başlayan bozulma, bu yılın Ocak ayında da devam etmiştir. Gelirlerdeki artışın enflasyon ve büyümenin üzerinde gerçekleşmesine rağmen özellikle cari nitelikli giderlerdeki artış oranının 2024 yılı MY bütçesinde hedeflenen artış oranlarının oldukça üzerinde seyretmesi, bütçe açığının artmasına neden olmuştur. Bu gelişme kaçınılmaz olarak seçimlerden hemen sonra geçen yıla benzer şekilde gelir ve harcama yönlü mali tedbirlerin gündeme geleceğinin sinyali olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle Orta Vadeli Programda Eylül ayı beklenmeden bir güncelleme yapılması ekonomik programa güven açısından önemli görülmektedir. [Devamı]
    Ekonomik büyüme ve istihdam
    Burcu Aydın Özüdoğru, Dr. 17 Şubat 2024
    Bu hafta açıklanan verilerle 2023 yılı istihdam piyasasına ilişkin gelişmeleri gördük. Hükümet yetkilileri, toplam istihdamın 32 milyona ulaşmasının ve işsizlik oranının %8,8’e gerilemesinin ekonomik programda hedeflenenden de öte iyi gelişmeler olduğunu vurgulayan açıklamalar yaptı. Peki, istihdam piyasası gerçekten de ekonomik programın meyvelerini aldığımız bir çıktı mı oldu, gelin bunu değerlendirelim. [Devamı]
    Finansmanda iyileşme
    Fatih Özatay, Dr. 16 Şubat 2024
    Uygulanmakta olan (eksik) rasyonele dönüş programının mütevazi enflasyon hedefine ulaşabilmesi için sağlaması gereken zorunlu koşulların en önemlisi, yurtdışından finansman akışının sürekli hale gelmesi koşulu. Türkiye Mayıs seçimleri öncesinde ne yazık ki ödemeler dengesi krizinin eşiğine gelmişti. Yüksek cari işlemler açığını normal yollarla finanse edemiyordu. Dış finansman kesilmişti. Seçimden sonra bu tabloda önemli bir değişiklik oldu. 2023’ün seçim sonrasını kapsayan son yedi ayında önemli bir finansman girişi gerçekleşti. Tabloda, 2022 Kasım - 2023 Mayıs dönemindeki, yani seçim öncesindeki yedi ay ile 2023 Haziran – 2023 Aralık dönemindeki, yani seçim sonrasındaki yedi ayın ödemeler dengesi verilerinin karşılaştırması yer alıyor. Net finansmanda belirgin bir artış hemen göze çarpıy [Devamı]
    Mızrak çuvala sığmadı: Ocak 2024’te Hazine rekor nakit açığı verdi
    M. Coşkun Cangöz, Dr. 10 Şubat 2024
    2023 yılı bütçe gerçekleşmeleri Hazine nakit dengesinin öncü gösterge niteliğinde olduğunu bilenler açısından sürpriz oldu. Zira 2023 yılında Hazine nakit dengesi 625 milyar TL açık vermişken merkezi yönetim bütçe açığı 1,375 milyar TL olarak gerçekleşti. Diğer bir ifadeyle nakit dengesi GSYH’nin yüzde 2,5’i kadar açık vermişken bütçe açığının GSYH'ye oranı yüzde 5,4 olarak gerçekleşti. Aradaki bu büyük fark, Aralık 2023’te tahakkuk eden bütçe harcamalarının nakit ödemesinin 2024 yılına ertelenmiş olmasından kaynaklanıyordu. Yaklaşık 750 milyar TL tutarındaki harcamanın 2023’te ödenmemiş olmasının Aralık sonunda 800 milyar TL civarında olan Hazine banka hesap bakiyesinin korunması çabasından kaynaklandığı değerlendirilmektedir. [Devamı]
    Hedef açıklamama inadının rasyonel bir nedeni var mı?
    Fatih Özatay, Dr. 09 Şubat 2024
    Bugün yılın ilk enflasyon raporunu açıklayacak Merkez Bankası. Son raporda 2024 sonu için tahmin edilen enflasyon aralığı yüzde 30-42 düzeyinde. Orta noktası ise yüzde 36. İlk merak edilen, yeni raporda enflasyon tahmininin değiştirilip değiştirilmeyeceği. Bu merakın ana nedeni ise Ocak enflasyonun yüzde 6,7 gibi yüksek bir düzeyde gerçekleşmesi. Ek olarak Şubat enflasyonunun bu gelişmeden etkilenerek daha önce tahmin edilenden biraz daha yüksek çıkma olasılığından söz ediliyor. [Devamı]
    Yoksulum, yoksulsun, yoksuluz
    Burcu Aydın Özüdoğru, Dr. 03 Şubat 2024
    Bu hafta TÜİK Gelir Dağılımı ile Yoksulluk ve Yaşam Koşulları istatistiklerini yayınladı. 2022 yılını referans alan her iki veri seti de Türkiye’deki yaşam koşulları ve gelir adaleti açısından kara bir tablo çiziyor. Biz ekonomistler, yüksek enflasyonun en büyük kaybedeninin düşük ve orta gelirli haneler olacağını uzunca bir süredir söylüyorduk. Bu hafta açıklanan veriler de malumun ilanı oldu. [Devamı]
    Enflasyonla mücadele için niyet olmayınca - II
    Fatih Özatay, Dr. 02 Şubat 2024
    Yazının başlığında yer alan ‘2’ sayısı da nereden çıktı diye sorarsanız, haksız olmazsınız. Üç hafta önce -9 Ocak’ta- yayımlanan yazımda, 1924-2024 döneminde her yıl gerçekleşen ortalama yıllık enflasyonun seyrini gösteren bir grafik vermiştim. Birinci yüzyılın ortalaması yüzde 23,6 idi. Yüksek enflasyonlu günler artık geride kaldı derken, 2017’den itibaren enflasyon yine yükselmeye başladı. Hem de ne yükseliş; 2022’de tüm yüzyılın en yüksek ikinci ortalama yıllık enflasyonu gerçekleşti. Bu gelişmeleri özetledikten sonra şu kısa soruyu sormuştum: “Neden böyle?” [Devamı]
    Enflasyonla mücadelede karşılaşılan zorluklar
    Fatih Özatay, Dr. 31 Ocak 2024
    Uygulanmakta olan ‘eksik’ ekonomi programının enflasyonla mücadele açısından karşılaştığı önemli zorluklar var. Birinci zorluk Mayıs seçimlerinden sonra döviz kurunun bu kadar sıçramasına izin verilmesinden kaynaklanıyor. İlk PPK toplantı tarihini öne çekerek -olağanüstü bir toplantı yaparak- politika faizi önden yüklemeli artırılabilirdi. Daha sonra kademeli bir artışa gidilebilirdi. Kurun bu kadar sıçramasında, programın faiz ve vergi oranları artışları dışında başka bir unsur taşımaması, kapsamlı bir programın uygulamaya sokulmaması da büyük rol oynadı. Bu eksiklikler, U-dönüş olabileceğine dair şüpheleri yaygınlaştırdı. Sonuçta, döviz kuru anlamsız bir ölçüde sıçradı. Mayıs sonunda dolar kuru 20 TL iken, Temmuz ortasında 26, Ekim ortasında ise 28 oldu. Beraberinde enflasyon da yükseldi [Devamı]