Eş’ari mi yoksa Luther mi daha tutucudur?
09 Mart 2018
Birisi doğunun diğeri de Batının önemli bir mezhep kurucusu. Türk aydını Doğunun imamını tutucu ve katı, Batının rahibini ise özgürlükçü olarak tanıyor. Peki bu iki resim gerçekten doğru mu? Gelin biraz daha yakından bakalım…
[Devamı]
Gazzâlî yüzünden mi geri kaldık?
23 Şubat 2018
Alman asıllı Oryantalist Joseph Schacht “Onbirinci yüzyılın başlarından itibaren, Müslümanların entelektüel hayatında genel bir durgunluğu fark ediyoruz” der. İskoç asıllı Anglikan Papaz Oryantalist Montgomery Watt’a göre de, İmam Gazzâlî (1058-1111) sonrası, özellikle de 1258’de Bağdat’ın Moğollarca istilasından sonra, İslam entelektüel hayatı durağanlaşmıştır.
[Devamı]
Radikaller neden mezheplere karşıdır?
10 Şubat 2018
Bir önceki yazıda size 2016 TEPAV saha araştırmasından bahsetmiştim. Aslında İslam dünyasında yaklaşık bir asırdır mezhep sistematiğine bağlı din öğretimi terk edildi. Mezheplerin çatışmayı beslediğini söyleyen muhataplarımız, olmayan bir hayaleti dövüyorlar. Türkiye’de de sık sık duyduğumuz Mezhepçilik ifadesi de aslında gerçekçi değil. Bu ifadeyi İran Jeopolitiğinin kullanışlı bir diplomasisi olarak görmek lazım. Zira İslam dünyasında İran Şiiliği ve Selefilik dışında hiçbir mezhebi kimliğin siyasi bir rolü bulunmuyor.
[Devamı]
Bir güvenlik sorunu olarak mezhepsizlik
26 Ocak 2018
Mezhepsizliğin Türkiye için yalnızca dinî bir mesele olmadığını düşünüyorum. Hatta bu meselenin bir güvenlik riskine dönüştüğünden bile bahsedebiliriz. Belki çoğunuz tam aksine mezheplerin, çatışmaların ana dinamiklerinden biri olduğunu düşünüyorsunuzdur. Haksız da sayılmazsınız. İnternette mezhep kelimesi ile savaş kelimesini yan yana yazdığınızda yüzlerce köşe yazısı çıkıyor karşınıza. Özellikle Suriye ve DEAŞ ile birlikte bu kavramları daha sık yan yana görür olduk. Basında, medyada toplumsal barış adına sürekli mezhep taassubundan, mezhep savaşlarından bahsediliyor.
[Devamı]
İslam’ın Kayıp Halkası: Ebû Hanife
12 Ocak 2018
Sözün başında bundan sonra ayda iki kez sizlerle Türkiye gazetesinin sayfaları aracılığıyla hasbihâl edeceğimi duyurayım. Adı gibi Türkiye gazetesi de büyük bir aile. Bu ailenin içinde Türkiye’nin birçok rengini bulmak mümkün. Farklılığımız ve çeşitliliğimiz bizim en büyük zenginliğimiz. Sağolsun İsmail Kapan Bey davet ettiler, biz de “davete icabet sünnettir” dedik, kabul ettik. 1988’de Ankara Demetevler’de soğuk kış sabahları dağıttığım gazetede yazmak nasip oldu. Nereden nereye… Dualarınızı beklerim.
[Devamı]
Türkiye’nin bir İran jeopolitiği var mı?
15 Ekim 2017
İran uzun zamandır bölgede silahlı grupları destekleyen bir ülke olarak anıldı. İran’ın elindeki güçlü ordu, Irak, Suriye ve Lübnan’da sahip olduğu paramiliter ve milis güçler onun bölgedeki gücünün en önemli göstergeleri sayılır. 1 Fakat belki de unutulan İran’ın bu gücünün arkasında yatan ve bu gücün önünü açan yumuşak güç unsurlarıdır. İran’ın bölgedeki jeopolitiğini önemli kılan unsur da bölgeyi dizayn etmede kullandığı bu yumuşak güç araçlarından geçiyor. Jeopolitik tasarım, belli bir kültür sisteminin devlet yoluyla hedef coğrafyalarda kültürel ve beşeri bir dünya inşa etme girişimi olarak görülebilir. Eğer bir siyasal güç (devlet) jeopolitik tasarımlar üzerinden bölgesel ve küresel bir güç haline gelmek istiyorsa, öncelikle buna hayata geçirecek güç araçlarını oluşturmak zorundad
[Devamı]
Radikalleşme: Teröre Giden Yol
25 Nisan 2017
Günümüz dünyasında gündelik yaşamda, siyasette, komşuluk ilişkilerinde, dini söylemde toplumsal ve bireysel ilişkilerde gittikçe artan bir öfke var. Gençlik ideolojilere karşı sert muhalefetini ve öfkesini, şiddete varan bir süreç içinde ifade etmeye başladı. Yani küresel ölçekte şiddete varan bir radikalleşmeyle karşı karşıyayız.
[Devamı]
IŞİD'in Gizli Hücreleri ve 15 Temmuz
22 Temmuz 2016
Nice’te Mohamed Lahouaiej Bouhlel adında 31 yaşında öfkeli, depresyon ilacı kullanan bir genç ele geçirdiği TIR’la 84 kişiyi öldürdü. IŞİD’in ideolojisiyle ve dindarlıkla hiç alakası olmayan bu genç nasıl hızla radikalleşti sorusu cevaplanmayı beklemektedir.
[Devamı]
Türkiye IŞİD’e karşı doğal direncini kaybediyor
09 Mayıs 2016
Türkiye’de IŞİD’ın çok güçlü bir destek bulduğu söylenemez. Bunu iddia etmek hem oldukça abartılı olur hem de gerçeklerle örtüşmez. Suriye’deki iç savaşla gündeme gelen yabancı savaşçılar ile ilgili rakamlar da bunu gösteriyor. Türkiye’den Suriye’ye savaşmak üzere giden kişi sayısının 2 bin-2 bin 500 civarında olduğu tahmin ediliyor. Bunların hepsinin IŞİD’e katıldığı da söylenemez.
[Devamı]