Arşiv

  • Nisan 2024 (14)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    2007 siyasetin yılı, peki ya 2008
    Güven Sak, Dr. 20 Mart 2007
    Sabahları CNBC-e'ye bakınca insan nerede yaşadığını şaşırıyor. Bir yandan Çin Merkez Bankası'nın faiz artırım kararı, öte yandan "Acaba Japon merkez bankası ne yapar?" endişesi. Büyüme rakamları konuşuluyor. Ama konuşulan Çin'in ya da Japonya'nın büyüme rakamları. Bir bakıyorsunuz, konu finansal sistemin sağlığına gelmiş. Konuşma konusu: Amerikan finansal sistemi. Arada ufak ufak Türkiye seçimleri de gündeme girmeye başlıyor. Türkiye'de olduğunuzu böylece anlıyorsunuz. [Devamı]
    Global risk artınca, öncelik yerel riski azaltmaktır
    Güven Sak, Dr. 09 Mart 2007
    Şimdi kafalarımız karışık. Ama bu kez kafa karışıklığı yalnızca bize özgü değil. Her yerde kafalar karışık. Herkesin aklında bir sürü soru var. Şanghay'daki borsa sarsıntısı, hem ABD borsalarını hem de gelişmekte olan ülkelerin borsalarını sarstı. Görüntü aslında komik. Şanghay Borsası esasen ne Çin ekonomisinde olup bitenin aynası ne de ABD'deki hisse senedi piyasaları ile karşılaştırıldığında dikkate alınabilecek bir büyüklüğe sahip. [Devamı]
    Seçim yılı hiç önemsiz olur mu
    Güven Sak, Dr. 02 Mart 2007
    İtalya'da Prodi yeni hükümeti kurmaya çalışıyor. Her zamanki sihirli formül gereksiz bir biçimde etrafta. "Seçim kanunu değişikliği" gerektiğini herkes söylüyor. Ama küçük partilerin önemi, büyükleri öne çıkaracak bir seçim yasası değişikliğini imkânsız kıldığı için tartışmalar anlamsızlaşıyor. İtalya'nın ihtiyacı güçlü hükümet. Çünkü reformlar güçlü hükümet gerektiriyor. Dünyanın sekizinci en büyük ekonomisine sahip İtalya'da gündemin en tepesinde siyaset var. [Devamı]
    AB korkusunun kaynağı iletişim problemidir
    Güven Sak, Dr. 27 Şubat 2007
    Türkiye'de halinden memnun olmayanların sayısında artış olduğunu epeydir vurguluyoruz. Hatırlayalım, lütfen. Birincisi, toplam işsizler içinde bir yıldan uzun bir süreden beri iş arayanların sayısı son iki yılda yüzde 40'a yükselmişti. İkincisi, 15-24 yaş arasında iş bulmaktan ümidini kesenlerin sayısı yine son iki yılda yaklaşık yüzde 100 oranında artmış ve en sonunda 300 bin seviyesine ulaşmıştı. Bitmedi. Üçüncüsü, tarım kesiminde toplam istihdam 1999 yılından beri tempolu bir biçimde azalıyor. 1999 yılında tarım kesiminde çalışanları 100 olarak alırsak, bugün bu rakam 70'lere doğru geriliyor. Dördüncüsü, perakende piyasasında bakkalların sayısı 1999 yılında 100 olarak kabul edilirse, 2006 yılında 75'e kadar düşüyor. Kahraman bakkal modernleşmenin önünde duramamış. Ancak aynı [Devamı]
    450 bin kişi ne anlama gelir
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2007
    "Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü" diye başlamıyor muydu, Charles Dickens "İki Şehrin Hikâyesi"ne? İşte şimdi de öyle bir zamanın içindeyiz. Hızlı bir dönüşüm sürecinin daha başındayız. 2001 krizinin ardından gelen göreli istikrar ortamı, memleket ekonomisini dünya ekonomisine daha bir sıkı bağladı. 1996 yılında imzaladığımız Gümrük Birliği anlaşması göreli istikrar ivmesiyle çalışmaya başladı. Memleket ekonomisinde değişimin kapıları ardına kadar açılıverdi. Zamanların en iyisi ve zamanların en kötüsü işte böyle başladı. Şimdi Türkiye'de halinden göreli olarak memnun olanlar olduğu gibi, halinden göreli olarak memnun olmayanlar da var. Diyeceksiniz ki, zaten hep öyle olmaz mı? Doğru. Ancak gelecekten umutlu olanlarla gelecekten umutsuz olanların gündemlerinin bir [Devamı]
    Asıl risk mutsuzların intikamıdır
    Güven Sak, Dr. 20 Şubat 2007
    Türkiye ekonomisi ile ilgili yayınların ortak yanı bir mutsuzluk havasıdır. Ekonomiyle ilgili yayınlardaki mutsuzluğun nedeni, dünün risk göstergelerini bugünün gerçekleri içinde değerlendirebilme basiretini gösterebilecek analist eksikliğidir. Cari işlemler açığı yüksektir. Ancak cari işlemler açığının finansman biçimi kapsamlı bir değişim içindedir. Türkiye'ye son iki yılda giren doğrudan yabancı yatırımların toplamı 27 milyar ABD Doları'dır. 2005 yılında toplam doğrudan yabancı yatırım girişi 9 milyar ABD Doları iken bu tutar 2006 yılında 18 milyar ABD Doları'na çıkmıştır. Yalnızca bu rakamlar bile Türkiye'nin "öteki dönemler"e benzemeyen bir "yeni dönem" içinde olduğunu göstermektedir. Bu yeni dönemde yabancılar doğrudan yatırımlarla Türkiye'ye gelmektedirler. Portföy yatır [Devamı]
    Başkan Putin'in inovasyon ekonomisi ne demektir
    Güven Sak, Dr. 13 Şubat 2007
    Bu hafta gündemde, Rusya Devlet Başkanı Viladimir Putin'in Amerika Birleşik Devletleri ile ilgili sözleri var. Başkan Putin hafta sonunda "ABD yüzünden kimse kendini güvende hissetmiyor" mealinde bir açıklama yaptı. ABD Savunma Bakanı Gates de ona cevap verdi. Başkanın ABD ile ilgili değerlendirmeleri daha tartışılacak gibi duruyor. Konu aslında enerji güvenliği tartışması ile de yakından alakalı. Son zamanlarda Batı'da enerji güvenliği adı altında yapılan tartışmaların tamamı, aslında, "Rusya yüzünden kimse enerji konusunda kendisini güvende hissetmediği" için gündemde. Ukrayna ve Gürcistan'a karşı gündeme gelen "gaz arzı ile laf dinletme" politikası herkeslerde olumsuz bir etki yaratmış duruyor. Başkan Putin'in "ABD yüzünden son zamanlarda kimse kendini güvende hissetmiyor" a [Devamı]
    Herkes halinden memnunken inovasyon olmaz
    Güven Sak, Dr. 09 Şubat 2007
    Geçenlerde etrafı saran inovasyon muhabbeti son derece eğlendiriciydi. Son derece eğlendiriciydi; çünkü kocaman kocaman isimler salt muhabbet olsun usulü inovasyon üzerine konuşuyorlardı. Konu ile ilgili bir toplantı vardı. Birileri soru soruyordu. Onlar da konuşuyorlardı. Söylenenlere baktığınızda akılda kalan bir tek şu olabilir herhalde: İnovasyon iyi bir şeydir. [Devamı]
    Öteki Türkiye ile ilgilenmeyi bir tek Dünya Bankası’na bırakmamalıyız
    Güven Sak, Dr. 02 Şubat 2007
    Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz Türkiye'deydi. Medyamızda daha çok çorabındaki yırtıklar nedeniyle yer aldı. Halbuki Wolfowitz "Sosyal Riskin Azaltılması Projesi" kapsamında yapılanları görmek için Türkiye'ye gelmişti. Sürekli olarak da "Eğitim Şart" benzeri bir ifade kullandı. Dünya Bankası'nın yoksullara, dönüşüm sürecinin başlangıçtaki kaybedenlerine yönelik çalışmaları aslında şöyle bir "Ne oluyoruz?" diye etrafa bakmamızı sağlamalıydı. Ama öyle olmadı. Çoraptan fırlayan başparmaklar medyamıza daha fazla haber geldi. Bugün müsaadenizle, vaktiyle, Serdar Turgut'un ilgimizi çekmeye çalıştığı "Öteki Türkiye"ye doğru bir bakalım. [Devamı]
    Bu sefer 1970'lerin hatalarına düşmeyelim, lütfen
    Güven Sak, Dr. 26 Ocak 2007
    Ateş düştüğü yeri yakar. Yaranın sıcaklığı geçtikçe, acısı artar. Kaybın yarattığı boşluk, gün geçtikçe daha çok can acıtır. Hep böyle olmaz mı? Hrant Dink cinayeti sonrasında, eşinin, ailesinin ve yakınlarının acısı paylaşılabilir mi? Elbette paylaşılamaz. Her ölüm ani ve erkendir. Güzel de değildir. Ancak evvelki gün, Hrant Dink için İstanbul'da düzenlenen cenaze töreninde görünür hale gelen tablo, herhalde herkesin aklına hemen o "Hak şerleri hayreyler" diyen ilahiyi getirmiştir. Hani Erzurumlu İbrahim Hakkı'nın on sekizinci yüzyıldan kalma o ilahisini. "Mevlam görelim neyler/Neylerse güzel eyler" diyen ilahiyi. [Devamı]