Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Durum değerlendirmesi
    Fatih Özatay, Dr. 17 Şubat 2016
    Ekonomideki gidişata ilişkin önemli istatistikler açıklandı son günlerde. Bugün bu verileri topluca değerlendirmek istiyorum.Sanayi üretiminin yılın son çeyreğinde belirgin biçimde artması, 2015 GSYH büyümesinin tahmin edilenden yüksek çıkacağı beklentisi oluşturdu. Son üç yılın sanayi üretimi artış oranları (yüzde olarak) şöyle: 2013:  3,1; 2014: 3,6 ve 2015: 3,2. GSYH büyümesi ise daha farklı seyretti. Dönemin en düşük GSYH büyümesi en yüksek sanayi üretimini gözlendiği 2014’te: Yüzde 2,9. En düşük sanayi üretiminin gerçekleştiği 2013’te ise GSYH yüzde 4,2 oranında arttı.Altın ve enerji dışı ithalatı da GSYH büyümesi hakkında önemli fikir veriyor. Son zamanlarda yaptığım gibi euro-dolar kurundaki oynamalardan arındırarak inceliyorum bu veriyi. Durum şöyle: 2014’te yüzde 0,1 oranında azal [Devamı]
    Sanayi üretim artışı: Tahminin altında ama aynı zamanda üzerinde!
    Fatih Özatay, Dr. 10 Şubat 2016
    Pazartesi günü açıklanan sanayi üretimine ilişkin haberlerde, bir değişkenin ileride alabileceği değerlere için oluşturulan bekleyişler hakkında çalışma yapanları hayrete düşürecek bir ayrıntı vardı. Merak ediyorsanız, lütfen yazının son paragrafına kadar sabredin. [Devamı]
    Türkiye iki arada bir derede kalmış gibi durup bekliyor
    Güven Sak, Dr. 07 Ocak 2016
    Ben Türkiye’nin bugünlerdeki halini anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu. Türkiye’nin acil kararlar vermesi ve hızlı adımlar atması gerekiyor. Ama biz sanki bekliyoruz. Bir şeyi bekliyoruz ama neyi beklediğimiz konusunda da doğrusu rivayet muhtelif. Terk edilmiş bir tekne gibi denizin üzerinde sallanıyoruz. Nedir bu? Kimse olacaklardan sorumlu olmak istemediği için mi böyle bekliyoruz? Yok, yeni bir seyahat hazırlığı içindeysek neden yeni başlayacak seyahatin heyecanını içimizde duyamıyoruz? Neden kimse bize o yeni ufuklara doğru başlayacak seyahati şöyle şevkle anlatmıyor? Neden Ankara’da tüm kurumların üzerine ölü toprağı serpilmiş gibi bir hava var? Neden etrafta bir iki arada bir derede kalmışlık duygusu var? Halbuki buraya çok değil, iki ay önceki bir seçim zaferi ile gelmedik mi? Önümü [Devamı]
    2016’da ekonomimiz (2)
    Fatih Özatay, Dr. 06 Ocak 2016
    Geçen hafta, 2015 için bir yıl önce yaptığım öngörüleri gerçekleşmeler ile karşılaştırdım. Şimdi sıra ekonomimizin 2016’da nasıl şekilleneceğini tayin eden temel dışsal unsurlara ilişkin senaryolarda. Temel senaryom şöyle:1. Uzun bir süredir uygulanmakta olan ekonomi politikasının 2016’da da sürmesini bekliyorum. Düşük düzeyde bir bütçe açığı veren bir maliye politikası ve enflasyonun yıllardır hedefin üzerinde seyretmesine karşın faiz artırmaktan kaçınan (mahcup) bir faiz politikası devam edecek. Kredi artışını dizginleyen kararlarda ise kademeli ve ılımlı bir gevşeme olabilir.2. Yapısal reform adı altında açıklanan ‘niyet’ beyanının niyet düzeyinde kalacağını bekliyorum.3. Geldiğimiz noktada, özellikle özel sektörün yaptığı yatırımlar ile yabancıların Türkiye’de yaptıkları yatırımlar açı [Devamı]
    Türkiye ekonomisinin geleceği için Edirne’den öğrenmemiz gerekenler (1)
    Esen Çağlar 18 Aralık 2015
    Türkiye ekonomisi 2016’da yüzde 4 civarında büyüyecek. Bu rakam bankacıya, yatırımcıya bir şey ifade edebilir ama sıradan vatandaşa bir şey ifade etmiyor. Örneğin bu aralar Antalyalılara hiçbir şey ifade etmiyor; zira son Rusya krizinden sonra Antalya ekonomisi yüzde 4 falan büyümeyecek, elindekini koruyabilirse şanslı olacak. Sizin mahalleniz de büyük ihtimalle büyümeyecek, eğer etrafta yeni açılan bir dükkan veya yeni bir inşaat için vinç göremiyorsanız. [Devamı]
    Bölünmüşlük
    Fatih Özatay, Dr. 09 Aralık 2015
    Bu yıl ekonomi dalında Nobel ödülünü alan Angus Deaton bir arkadaşıyla birlikte yeni yayınladığı çalışmasında önemli bir bulguya dikkat çekiyor. Orta yaştaki beyaz Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşları için ‘de’ beklenen ortalama yaşama süresi düşmekteymiş. Özellikle eğitim düzeyi düşük olanlarda bu olgu daha belirginmiş. “Beyaz ABD vatandaşları için ‘de’ “diyorum çünkü zaten siyah ABD vatandaşlarının ortalama hayat beklentisi beyazların oldukça altında.ABD’de beklenen ortalama yaşam süresinin bazı Avrupa ülkelerinde beklenen ortalama yaşam süresine göre daha az olmasının temel nedeni olarak çoğu araştırmacı beyazlarla siyahlar arasındaki bu farkı gösteriyorlarmış. Oysa diyor, başka bir Nobel ödüllü Stiglitz, Deaton’un son bulgusu farklı ve çok önemli bir gelişmeye işaret ediyor. [Devamı]
    Velev ki ekonomik reform yaptık
    Fatih Özatay, Dr. 02 Aralık 2015
    1 Kasım seçiminden hemen sonra ‘istikrar’ üzerine bir yazı yazmıştım. Amacım ‘istikrar’ın illa iyi bir şey olmayacağına dikkat çekmekti; olumsuz da olabilirdi istikrar. Ne yazık ki son gelişmeler Türkiye’de kötü anlamda bir istikrarın oluşmakta olduğuna dair yeni kanıtlar sundu. Şehitler, sokağa çıkma yasakları, çatışmalar, toplumsal barışı savunan Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Can Dündar’ın ve Erdem Gül’ün yaptıkları haberden ötürü tutuklanmaları. Şiddetin ve baskının hakim olduğu bir istikrar açık ki özlenen bir istikrar değil.Yine defalarca bu köşede yer aldı. 1) Türkiye’ye yatırım yapmak için gelen uzun vadeli yabancı sermaye (doğrudan yabancı yatırımlar) son yıllarda baş aşağıya gidiyor. Buna karşılık yurtdışına giden yerli sermaye miktarı artıyor. 2) Özel sektörün yatırım harcamaları 2 [Devamı]
    Türkiye’nin kurla imtihanı artık geçmişte mi kaldı?
    Güven Sak, Dr. 26 Kasım 2015
    Bu aralar ne zaman etrafa bakıp televizyonlarda konuşanları dinlesem Türkiye’nin döviz kuruyla imtihanı sanki geçmişte kalmış gibi bir izlenim ediniyorum. Ama bana öyle gelmiyor. Türkiye’nin döviz kuruyla imtihanı asıl şimdi başlıyor. Neden şimdi? Gelin anlatayım. [Devamı]
    Neden en fazla üretim kaybı Türkiye’de?
    Fatih Özatay, Dr. 25 Kasım 2015
    G-20 ülkeleri içinde ‘gelişmiş ülkeler’ sınıfına girmeyen on tane ülke var: Arjantin, Brezilya, Çin, Endonezya, Güney Afrika, Hindistan, Meksika, Rusya, Suudi Arabistan ve Türkiye. Son yirmi yıl içinde Çin’in ve Hindistan’ın hiçbir zaman üst üste iki çeyrek yıl ya da daha uzun bir süre milli gelirleri eksi büyüme (küçülme) göstermedi. Farklı bir ifadeyle, bu ülkeler resesyon yaşamadılar. Arjantin ve Suudi Arabistan için veri kısıtı var (Arjantin önemli resesyonlar yaşadı ama son yirmi yılın sadece küçük bir kısmı için çeyrek dönemlik milli gelir verisi var. Suudi Arabistan’ın ise hiç çeyrek yıllık milli gelir serisi yayınlanmıyor). [Devamı]
    İnternet’inizi nasıl alırsınız?
    30 Ocak 2014
    Türkiye İnternet’le tanışalı 20 yıldan fazla olmuş. ODTÜ ve TÜBİTAK’ın işbirliği ile Türkiye dünyaya ilk kez İnternet’le bağlandığında herhalde çok az kişi bugün geleceğimiz yeri tahmin edebilirdi.  21 Nisan 1993 tarihinde gazetelerimiz, “İnternet sistemi”nin Türkiye’de günde 750 bin bilgisayarı birbirine bağlayabileceğini ve yaklaşık 1 milyon kişi tarafından kullanılabileceğini kaydetmişler. Bugün Türkiye’de 35 milyondan fazla İnternet kullanıcısı var.  Onuncu Kalkınma Planında, bu sayının 2018’de 63 milyona çıkması hedefleniyor. Aynı planda yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ihracatı içindeki payının yüzde 3,7’den 5,5’e, Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payının ise yüzde 0,86’dan 1,8’e çıkması öngörülüyor. [Devamı]