Arşiv

  • Nisan 2024 (13)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Kemerleri bağlayalım, lütfen
    Güven Sak, Dr. 25 Şubat 2010
    Herkesin kendine göre bir derdi var. Ortada itişen tarafların, hele bir dinlerseniz, acayip iddiaları var. Sorarsanız hepsi de haklılar. Şehvetle anlatıyorlar kendilerinin uğradığı haksızlıkları. Halbuki ortada tam bir "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferi var. "Kavgada yumruk sayılmaz" atmosferinde her şey mubahtır. Marifet, memleketi öncelikle bu havaya sokmamaktır. Kurumlar arasında uyumdan mesul olanlar, taraf olunca, bu kavga kaçınılmaz. Biz bu havayı, 1980 öncesinde, bir kez solumuştuk. Hoş değildi. Ama yapacak bir şey yok. Madem atmosferi bir bütün olarak değiştirmek mümkün değil, gelin bugün önümüzdeki dönemde, iktisadi istikrar için yapılabilecek olanla ilgilenelim. Kurallı maliye politikası bahsi bugün artık dünden daha önemli hale geldi. Hem içerideki hem dışarıdaki hav [Devamı]
    Mali kural neden görünenden daha farklı olmalı
    Güven Sak, Dr. 23 Şubat 2010
    Bundan birkaç yıl önceydi herhalde. O vakit, ben, "Türkiye'nin IMF'ye ihtiyacı olmayabilir. IMF'den kurtulmanın yolu, kurallı maliye politikası yolunda, hızlı adımlar atmaktır" düşüncesindeydim. Ama o vakit, daha 2008 global krizi yoktu. Biz seçim yolunda ve de 2008-2009 arasındaki gibi bütçedeki paraları çarçur etmemiştik. Hele hele şimdilerde ortada dolaşan bu PIGS meselesi hiç mi hiç yoktu. O vakit, ben bu sütunlarda konu ile ilgili pek çok yazı yazdım. TEPAV konu ile ilgili politika notları yayımladı. Geldik bugüne. Bugün isterseniz "Mali kural nasıl olmalıdır?" tartışmasına güncel bir katkı sağlayalım. Gelin bakın, bence, Hazine'nin üzerinde çalıştığı mali kural çerçevesi neden yanlıştır? Kural, neden bütçe dengesi üzerine değil de kamu harcamaları toplamı üzerine konulmalı [Devamı]
    2154'te dünya nasıl olur? Bölüm 1: Bir Madagaskar hikâyesi
    Güven Sak, Dr. 20 Şubat 2010
    Daha Oscar ödül töreni yapılmadı. James Cameron'un "Avatar" filmi bu yıl Oscar'ı silip süpürmeye aday filmlerden biri. Tören günü ne olacağını bilmem ama filmin bugün itibariyle ne kadar para kazandığı, kitlelere ne kadar uzanabildiği ortada. Sinema bir endüstriyse, oylamayı bu endüstrinin çalışanları yapacaksa, Avatar elbette Oscar'lık olur. Film, bütün gişe başarısı hikâyelerini altüst etti. Avatar, şubat ayı itibariyle sinema gişelerinden yaklaşık 2.5 milyar Amerikan Doları topladı. Ama bugünün konusu Avatar'ın gişe performansı filan değil, hatta Avatar filmi de değil. Siz hiç düşündünüz mü? 2154 yılında dünya acaba nasıl olur? Hani Avatar'daki gibi "Pandora"yı hayal etmeyelim. Gelin dünya nasıl olur diye bir düşünelim. Merak edenleri, düşünmek isteyenleri aşağıya bekleriz e [Devamı]
    İstanbul Sanayi Odası'nın anketine hiç baktınız mı
    Güven Sak, Dr. 18 Şubat 2010
    Türkiye ekonomisinde bir süredir ikili bir yapı gözlemleniyor. Bir yanda "tuzu kuru olan firmalar", öte yanda ise "dayanma güçleri her gün imtihana tabi tutulan şirketler" var. Bu "biri yer bir bakar" atmosferi, yakın gelecek için iyi değildir. Tedbir almak gerekir. Ayrıca İstanbul Sanayi Odası (İSO) Başkanı Sayın Tanıl Küçük son derece haklıdır. Hükümetimiz, tedbir bahsinde çoktan sınıfta kalmıştır. 2008 ve 2009'dan sonra 2010 yılını da heba etmek üzeredir. Bugün isterseniz öncelikle ekonomimizdeki ikili yapıya işaret eden İSO ekonomik durum tespiti anket çalışmasına bir bakalım. Bakalım ki, zayıf bir toparlanma ışığı verdiği için analistleri sevince vuran veriler doğru bir perspektife oturtulabilsin. Merak edenleri aşağıya bekleriz efendim. Hasan Ersel Hocamız, Tuncay Bulutay [Devamı]
    Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük banka faizi görmedim
    Güven Sak, Dr. 16 Şubat 2010
    Geçenlerde "Ben sizin üç ay sonra rakamlara bakarak göreceğinizi şimdiden yaşıyorum" ekolünden biri tam da böyle diyordu: "Altmış yaşındayım. Bu yaşıma geldim, bu kadar düşük faiz görmedim. Bu ortam acaba böyle devam eder mi" diye soruyordu. Bir yanda bu, öte yanda ise bankaların bir türlü artmayan kredi portföyleri ile azalmakta olan bir istihdam patikasının yan yana olduğu bir dönemden geçiyoruz. Heyecan yaratması gereken unsurlar, kuşku ifade ediyor. İleriye doğru bakanlar, girişimciliğin giderek zorlaştığını düşünüyorlar. Geçenlerde Rusya Devlet Başkanı Medvedev'in Meclis'te yaptığı bir konuşmayı okurken, benim aklıma bu takıldı. Hiç düşündünüz mü, "Memlekette bugün eksik olan nedir" diye... En büyük eksiklik, memleketin hedefsiz kalmış olmasıdır. İleriye doğru güvenle bakam [Devamı]
    Tekel ile üniversite sınavına girecek öğrencilerin ortak yanı
    Güven Sak, Dr. 11 Şubat 2010
    Bu hafta Tekel işçileri meselesi ile ilgili ne düşündüğümü sizlerle paylaşmıştım. Bu arada üniversite sınavına bu yıl girecek öğrencilerin katsayı derdi de ortalığı kapladı. Hiç düşündünüz mü, üniversite sınavına bu yıl girecek öğrencilerle Tekel'in tütün işleme tesislerinin kapatılması ile 4-C statüsüne aktarılacak işçilerin ortak yanı nedir? "Hadi canım" demeyin, gelin bir dinleyin: İkisinin ortak yanı da kamuda sürekli değişen kararlar nedeniyle yakın geleceği öngörememektir. Öngörülemezlik karar almayı zorlaştırır. Yatırım ortamını da bozar. Geleceğini tasarlamak isteyenleri zora koşar. İç karartır. Kötüdür. Türkiye, kamu kararları ile bireylerin hayatlarının karartılması, geleceklerinin belirsizleştirilmesi konusunda dünya rekortmeni sayılır. Sıralamaya kalksak, şu son birk [Devamı]
    Tekel, maliye politikasızlığı sorunu
    Güven Sak, Dr. 09 Şubat 2010
    Tekel işçileri bu saatten sonra elbette son derece haklıdır. Lafı eğip bükmeye de gerek yoktur. Ortada küresel krizin getirdiği derin bir sosyal felaket ihtimali vardır. Hükümet ise sosyal barışı korumak için ne yaptığını biliyor gibi görünmemektedir. Yaklaşık iki aydan beri, ülkemizin gündeminde yer bulmaya çalışan Tekel işçileri meselesine, ülkenin değişen koşullarını tespit ederek yaklaşmakta fayda vardır. Mesele esasen Tekel işçileri meselesi filan değildir. Mesele "küresel kriz sonrasında" kamu maliyesi, özelleştirme ve sosyal politika arasındaki etkileşime nasıl bakılacağı meselesidir. Hükümetimizin, Tekel işçileri özelinde bakıldığında, her zamanki gibi, değişenin farkında olmadığı ve de belirgin bir politika çerçevesine sahip olmadığı dikkati çekmektedir. İsterseniz önc [Devamı]
    Yunanistan, kesinlikle Avrupa Birliği'nin meselesidir
    Güven Sak, Dr. 04 Şubat 2010
    Yunanistan'ın kamu maliyesine ilişkin sorunları yalnızca Yunanistan'ın meselesi değildir. Bu çerçevede, Yunanistan Maliye Bakanı Papaconstantinou'nun açıklaması doğrudur. Almanya ve Fransa'dan gelen açıklamalar ise tam da doğruyu yansıtmamaktadır. Yunanistan, Avrupa Birliği'nin meselesidir. Yunanistan'ın yaratıcı muhasebe teknikleri kullanarak, bütçe performansını olduğundan daha iyi göstermiş olması elbette kötüdür. Ancak Avrupa Birliği'ne yakınsama sürecinin, geriden gelen üyelerin iç tasarruf oranlarını düşürüyor olması yapısal bir mesele olarak ele alınmalıdır. Konu Türkiye ile de yakından alakalıdır. Yunanistan olayından sonra Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliği tartışması artık yeni bir düzlemde yapılacaktır. Geçen pazartesi Radikal'in ekinde yer alan demeçler, Avrupa Birl [Devamı]
    Türkiye'nin büyüme stratejisi nedir
    Güven Sak, Dr. 02 Şubat 2010
    Türkiye ekonomisinin dinamikleri üzerinde düşünmeye başlamıştık. İlk önce, geçen hafta, düşük tasarruf oranı meselesine değindik. Orada yapılması gereken güçlü bir mali kural ve de onun güvenilirliğini garanti altına alacak bir izleme mekanizmasıydı. Bu hafta konumuz ise ekonomimizin bir başka meselesi olsun istedim. Sizce Türkiye'nin büyük bir ekonomi olması, burada büyüme sürecinin yeniliklere ve icatlara dayalı olması ihtimalini olumsuz etkiler mi? El cevap: Etkiler. Ya da daha temkinli ifade etmek gerekirse etkileyebilir. Gelin bir bakalım. Ortadaki problemi görelim. Önce isterseniz ne demek istediğimi daha açıklıkla ifade edeyim. Çin'in yükselişinin bize ve herhalde pek çok ülkeye daha şöyle bir mesaj vermiş olması gerekir: "İşçilik maliyetlerini düşük tutarak ayakta kalmak [Devamı]
    Büyüme kirli olmak zorunda mıdır?
    Güven Sak, Dr. 30 Ocak 2010
    Türkiye, 2002'den beri etkileyici bir biçimde değişiyor. Bir yandan yüksek büyüme oranları, öte yandan ise hızla değişen bir iktisadi yapı. Türkiye giderek artan bir hızla dünyalı bir ekonomiye sahip oldu bu dönemde. Tam da o nedenle 2008 küresel krizinden en çok etkilenen ülkelerden biri de Türkiye oldu. Bunu söylemek için herhalde "füzelerin nasıl uçabildiğini" bilmek filan da gerekmiyor. Küresel ekonominin ayrılmaz bir parçası olanın, küresel krizden en çok etkilenmesi de kaçınılmaz. Kalanı boş laftan başka bir şey değil. Türkiye, 2002 yılından beri hem niceliksel hem de niteliksel göstergeler açısından hızlı bir değişim sergiliyor. Şimdi bunların harikulade bir dönüşüm resmi olarak alt alta yerleştirilebilmesi esasen mümkün. Ama bakın tam da öyle olmuyor. Peki, neden hızlı [Devamı]