Arşiv

  • Nisan 2024 (13)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Aktif rasyosu tümden kalkmalı
    Fatih Özatay, Dr. 30 Eylül 2020
    Yüksek hızda kredi artışı finans sisteminin sağlığı açısından iyi bir şey değil. Dünyada yaşanan finans krizlerinin yaklaşık yarıya yakınından önce hızlı kredi genişlemesi olduğuna dair ikna edici bulgular var. [Devamı]
    Öncelikle attığınız her adımın yirmi yıl sonrasını düşünün
    Güven Sak, Dr. 29 Eylül 2020
    Neden mi yirmi yıl? Hatırlıyor musunuz? Amerika’da 65 yaş üstü nüfusun toplam nüfus içindeki payının yüzde 8’den yüzde 16’ya çıkarak ikiye katlanması bir asır sürmüşken; mevcut nüfus projeksiyonları, Türkiye’de yüzde 8’lerden yüzde 16’ya yirmi yılda ulaşabileceğimizi gösteriyordu. Bu durumda, ne yapmak gerekir? “Öncelikle attığınız her adımın yirmi yıl sonrasını düşünün.” derim ben. [Devamı]
    Vergi mükellefinin artan riski
    Fatih Özatay, Dr. 25 Eylül 2020
    Döne döne benzer konuları ele almak oldukça can sıkıcı. Aslında “ele almak” değil de “ele almak zorunda kalmak” demek daha doğru olacak. Sıkıcılığı hem kendim için hem de sizler için mümkün olduğunca azaltabilmek için farklı biçimlerde incelemeye çalışıyorum “ele almak zorunda kaldığım” konuları. [Devamı]
    Bir şey olmaz
    Fatih Özatay, Dr. 23 Eylül 2020
    Pandemide içeriye kapanmak bahçe özlemi uyandırınca yazın bahçeli bir eve taşındık. Şu sıralar evin dış su yalıtımı işleri var. Geçen bir geceliğine park etmiş bir “kepçe (ekskavatör)” bile vardı bahçede. Bayağı da “havalı” duruyor komşulara karşı. Herkesin arabası varsa bizim de kepçemiz var durumu. Hava kısmı bir tarafa, ekonomik faaliyet hacmine katkıda bulunduğumuz için ailecek gururluyuz da. [Devamı]
    Fırsatı nasıl kullanacağız derken fırsatı kaçırdık
    Güven Sak, Dr. 22 Eylül 2020
    TÜSİAD’ın “Türkiye’nin Fırsat Penceresi: Demografik Dönüşüm ve İzdüşümleri” raporu Ocak 1999 tarihliydi. Bundan yirmi yıl önce memleketin en önemli konularından biri demografik fırsat penceresiydi. Şimdi yirmi yıl sonra artık o pencerenin kapandığından söz etmeye başlamakta, doğrusu ya, biraz geciktik. Arada “Aman bu fırsatı kullanalım.” diye düşünürken fırsatı kaçırdık. Hayat işte böyle. Halbuki tüm alametler ortadaydı. [Devamı]
    Selef mi Selefîlik mi?
    Hilmi Demir, Dr. 20 Eylül 2020
    Etimolojik benzerlik, her zaman anlam benzerliğine yol açmaz. İşte Selefi ile Selefîlik de böyledir. Selef kelimesi, Hazreti Peygamber sonrası oluşan üç asrı ifade eder. Ancak Muhammed b. Abudulvehhab, teolojik argümanlarla halkı Osmanlıya karşı isyana teşvik etti. Bu argümanlarının da “Selef’in itikadı”na dayandığını iddia etti. [Devamı]
    Neden tek bir politika faizine ihtiyaç var?
    Fatih Özatay, Dr. 18 Eylül 2020
    Merkez Bankası’nın (MB) karmaşık mekanizmalarla piyasaya fon aktarması yerine, tek bir faizden -politika faizi olması gereken repo faizinden- fon aktarmasının içinde bulunduğumuz koşullar altında elzem olduğunu daha önce belirttim. Dolayısıyla ortalama fonlama faizi (bankalara verdiği çok kısa vadeli borcun ortalama faizi) denilen bir kavrama ihtiyaç kalmayacak ve bankaların kendi aralarında yaptıkları işlemlerde ortaya çıkan faiz (piyasa faizi) ilan edilen repo faizine “milim” yakın bir düzeyde belirlenecekti. Bu faiz de mevduat ve kredi faizini etkiyecekti. Böylelikle mesaj net olacaktı. MB mevduat ve kredi faizlerinin düşmesini istiyorsa tek bir faizi düşürecek, yok yükseltmek istiyorsa tek bir faizi artıracaktı. [Devamı]
    İnceledikçe ilginçliği artan kriz: 2018-2019
    Fatih Özatay, Dr. 16 Eylül 2020
    Bir süredir Ağustos 2018’de patlak veren ekonomik kriz üzerine yazıyorum. “Şu andaki durumu bırakıp neden iki yıl önceye gidiyorsun” diye sorabilirsiniz. Gayet de haklı olursunuz. Şu sıralar “Finansal Krizler ve Türkiye” adlı kitabımın yeni baskısı için -ne yazık ki- yeni bölümler yazıyorum. Bitti gibi. Ancak işin içine girince ne denli ilginç bir kriz olduğu daha çok belirginleşiyor. Bu nedenle bu köşeyi sık sık bu krizle meşgul etmeye başladım. [Devamı]
    Amerikan şirketleri Çin’den çıkıyor gibi görünmüyorlar
    Güven Sak, Dr. 15 Eylül 2020
    COVID-19 küresel salgını ile birlikte, bundan altı ay önce, ilk konuşulan konulardan biri küresel değer zincirlerinin yeniden yapılanmasıydı. Hatta Türkiye’de biz bile umutlanmıştık bir ara hatırlarım. Geçen haftanın benim için en dikkat çekici haberi Çin’de faaliyet gösteren 346 Amerikan şirketinin görüşlerini içeren bir anketin sonuçlarıydı öncelikle. Önce o haberden başlayayım, sonra konuyu bir yerinden Türkiye’ye bağlayayım. [Devamı]
    Coşku-çöküş-coşku-çöküş: Çok maliyetli bir döngü
    Fatih Özatay, Dr. 11 Eylül 2020
    Finansal istikrarı bozan coşkular arkasından çöküş getiriyor. Pandemi öncesindeki istihdam kaybının ana nedeni, 2018-2019 krizinde inşaat sektörünün çökmesi. 2018’in Ağustos ayında patlak veren ekonomik kriz öncesinde hem maliye politikasına ilişkin göstergeler uluslararası ölçütlere göre oldukça sağlamdı hem de bankacılık sektörümüz sağlıklıydı. Buna rağmen kriz yaşadık. Krizin en belirgin özelliği ise büyük istihdam kaybı oldu. Öyle ki, son krizde küresel krize kıyasla ekonomimiz sınırlı bir daralma göstermişken, istihdam kaybı küresel krizdekinin çok üzerinde gerçekleşti. [Devamı]