Hemen yaftalamak hastalığı
22 Mart 2007
Uluslararası karşılaştırmalarda sıkça kullandığımız kişi başına milli gelir düzeyini üç alt bileşenin çarpımı şeklinde yazmak mümkün: İşgücünün verimliliği, işgücünün çalışabilir nüfusa (15-64 yaş arası) oranı ve çalışabilir nüfusun tüm nüfusa oranı. Sonuncu alt bileşen açısından şanslıyız, nüfusumuz genç. Sorun ilk ikisinde. Hem işgücünün verimliliği düşük, hem de mevcut işgücümüz küçük.Bu basit denklikten yola çıkarak şu malumu tekrar ilan etmekte bir sakınca olmasa gerek:
[Devamı]
Gevşemeden gevşetmek
19 Mart 2007
Kriz sonrasında çok yüksek bir düzeye çıkmış kamu borcunun sürdürülebilir olduğundan duyulan derin kaygıları gidermenin olmazsa olmaz koşuluydu mali disiplinin sağlanması. Faiz dışı bütçe fazlasının milli gelire oran olarak alacağı düzey o dönemden bugüne zihinlerde iyice yer etti. Milli gelire oran olarak ifade edilmesine karşın, kısaca yüzde 6.5'lik faiz dışı fazla hedefi dedik, öyle yazdık, konuşmalarımızda öyle kullandık. Neredeyse sihirli bir rakam haline geldi 6.5.
[Devamı]
İşsizlik sigortasının önemi
15 Mart 2007
Türkiye İş Kurumu sayfasında işsizlik sigortası şöyle tanımlanıyor: "İşsizlik sigortası, bir işyerinde çalışırken, çalışma istek, yetenek, sağlık ve yeterliliğinde olmasına rağmen, kendi istek ve kusuru dışında işini kaybedenlere, uğradıkları gelir kayıplarını kısmen de olsa karşılayarak kendilerinin ve aile fertlerinin zor duruma düşmelerini önleyen, sigortacılık tekniği ile faaliyet gösteren, devlet tarafından kurulan zorunlu bir sigorta koludur."
[Devamı]
Machiavelli'nin atladığı ayrım
12 Mart 2007
Aşağıdaki paragraf, yaklaşık 500 yıl önce Machiavelli tarafından yazılan Prens'ten (The Prince, 6. bölüm) bir alıntı: "Yeni bir düzen kurma konusunda öncülük etmek kadar yürütülmesi daha zor, başarılı olup olunmayacağı daha şüpheli, yönetilmesi daha endişe verici bir başka iş yoktur. Zira, eski düzenden çıkarı olanların tümü, yenilikçilerin düşmanıyken, yeni düzenden yarar sağlayacaklar, reformistleri destekleme konusunda oldukça kayıtsızdırlar. Bu sessizlik, kimi zaman, mevcut kanunlar çıkarlarına uygun olduğu için yeniliğe karşı çıkanların korkusundan, kimi zamanda uzunca bir süre denemedikçe yeniliklere şüpheyle yaklaşan insanların tutumundan kaynaklanır. Saldırgan bir tavırla reforma karşı çıkanlar, reform yapmaya çalışanlara hücum etmek için her fırsatı partizanca bir coşku
[Devamı]
Sanayi üretimine ilişkin bazı gözlemler
11 Mart 2007
Hafta içerisinde ocak ayı sanayi üretim indeksi gerçekleşmeleri açıklandı. Bir yıl öncesine kıyasla sanayi sektörü üretiminde yüksek bir artış var (yüzde 14,8). Tek bir aya ait gelişmeyi bir tarafa bırakalım. Yıllık yüzde değişim değerlerini kullanarak 1998 başından bu yana sanayi üretiminde ne tür gelişmeler olduğuna bir göz atalım bugün.
[Devamı]
Temel sorunlarımız
08 Mart 2007
Türkiye'nin yeni bir ekonomik reform dalgasına ihtiyacı var. Mevcut ekonomik program bizi bir yere kadar getirdi. Geldiğimiz yer, işe olumlu tarafından bakarsanız, 1990'larda hayal bile edemeyeceğimiz bir yer.
[Devamı]
Her baharda nezle olmamak için
05 Mart 2007
Potansiyel büyüme hızımızı yükseltmek ve uluslararası rekabet gücümüzü artırmak üzere alınabilecek çok sayıda önlem var. Bunlar genellikle 'reel' önlemler. Bu önlemleri bir bütün halinde ele almak bir mikro reform paketi tasarlamak anlamına geliyor. Dün, bunlar üzerinde düşünmenin, potansiyel büyüme hızımızı ve rekabet gücümüzü etkileyen başka unsurların olmadığı anlamına gelmediğini, bu başka unsurlar üzerinde durmayı da engellemediğinden söz ediyordum. Şimdi şunu ele alın:
[Devamı]
Temel sorunu görmezden geldikçe daha çok çalkantı yaşarız
04 Mart 2007
'Biz adam olmayız' ya da eski şerefli yenilgiler döneminden kalan 'biz (milli futbol takımı kastedilen) Kapıkule'den öteye geçmemeliyiz' gibisinden bir başlık oldu korkarım. Klişelerden etkilenmemek mümkün mü?
[Devamı]
Merkez Bankası köşeye sıkıştı mı?
01 Mart 2007
Son yazımın başlığı 'faiz indirimini öteletmemeli' şeklindeydi. Geride bıraktığımız mayıs ayında yazsaydım o yazıyı 'faiz artırımını gereksiz büyüklükte yapmak zorunda bırakmamalı' benzeri bir şey olabilirdi.
[Devamı]
Faiz indirimini öteletmemeli
26 Şubat 2007
Cari açığa nasıl bakıldığına bağlı olarak açığı düşürmek üzere uygulanacak faiz politikasının 180 derece zıt olabileceğini belirtmiştim dün. Açığın yurtiçi yatırımlar ile yurtiçi tasarruflar arasındaki farka eşit olduğundan yola çıkarsanız açığı düşürmek için faizleri artırmak gerekir. Açığın temel nedeninin liradaki değerlenme olduğunu, bunun arkasında da yurtiçindeki yüksek faizden yararlanmak isteyen yabancı fon akımları olduğunu düşünüyorsanız, faizleri indirmeniz gerekir.
[Devamı]