Sarkozy ve rekabet
28 Haziran 2007
Geçen hafta Avrupa Birliği (AB) liderleri zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ilginç bir girişimi oldu. Sarkozy, daha önce reddedilen AB Anayasa Taslağı'nda yer alan, "AB'nin rekabetin özgür ve bozulmamış (undistorted) olduğu bir iç piyasası olacaktır" ifadesinin bu metnin yerine geçecek olan antlaşmanın önsözüne konulmamasını sağladı. Oysa bu ifade 1957 Roma Antlaşması'nda belirtilen bu noktayı güçlendirmek üzere konulmuştu. Anlatılanlar doğruysa, bu eksikliğin farkına ilk varan Macarlar oldu. Sordukları, bu değişikliğin AB'nin rekabet politikasını etkileyip etkilemeyeceğiydi. İspanyol delegesinin de bunun ilkelerden birisini etkilediği görüşüne varmasından sonra konu dallanıp budaklandı. Bunun sonunda da "tam istihdam" ve "toplumsal gelişme", yeni yasal temelde AB'
[Devamı]
Acil eylem planını hatırlayanınız var mı
26 Haziran 2007
Tedavinin başlangıç noktası hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Bu durum bugünlerde Türkiye'yi yönetenlerin ya da yönetmeyi düşünenlerin akıllarından hiç çıkarmaması gereken bir noktadır. Türkiye'nin bir problemi vardır. Türkiye'nin problemi siyasidir. Ortadaki siyasi problem, ekonomik konularda atılması gereken adımları engelleme potansiyeline sahiptir. İçinde bulunduğumuz siyasi krizin derinliği, Türkiye'nin bu bölgede üstlenebileceği, son derece hayırlı rolün başkalarına kaptırılmasına ve bir tarihi fırsatın kaçırılmasına sebep olabilir. Türkiye'nin geleceğinde, söyleyecek sözü olduğunu düşünenlerin ilk yapmaları gereken, gerçekle alakalarını kesmemeleri, ihtiyacı doğru tespit etmeleridir: Türkiye'nin ihtiyacı sağduyudur. Nisan 2007'nin sonunda yaşadığımız üç günlük "ak
[Devamı]
Düşük kur, hızlı büyüme
25 Haziran 2007
Dün bir grafik vermiştim. Paramızın reel olarak hızla değer kaybettiği dönemlerde, ya büyüme hızımız çok yavaşlıyordu, ya da küçülüyorduk. Genellikle de bu ikincisi gerçekleşiyordu. Buna karşın, liranın hızla değer kazandığı dönemlerde büyüme hızımız yüksek oluyordu.
[Devamı]
Bütçe harcamaları Avrupalı bir seçim ekonomisine benziyor
25 Haziran 2007
Hükümet faiz harcamalarındaki göreli azalmadan elde ettiğini 'Cari transferlere' yöneltmiş. Böyle bakınca ben bütçe uygulamasının, seçim olgusunu hesaba katan "Avrupa benzeri bir seçim ekonomisi" olduğunu düşünüyorum.
[Devamı]
Aşk bir bakışta mı gerçekleşti? Yoksa kadın mı elinden geleni ardına koymadı?
24 Haziran 2007
Bu pazar bir grafikle başlayayım yazıma. Grafikte 1988'den bu yana çeyrek yıllık dönemler itibarıyla büyüme hızımız (çubuklar) ve paramızın yabancı paralar karşısındaki reel değeri (reel kur endeksi) gösteriliyor. Kur endeksi Merkez Bankası'nın yayımladığı endeks ve endeksteki yükselişler liranın değerinin arttığını (reel olarak değerlendiğini) ifade ediyor.
[Devamı]
Finansal piyasalarda karbon kontratları alınıp satılıyor
23 Haziran 2007
Londra, karbon kontratları ticaretinin merkezi olmaya başladı. Londra'da finansal piyasalarla ilgili yetkililer 'çevreci finansal kontratlar' için nasıl bir yarış içinde olduklarını anlatıyorlar bu günlerde. Bakalım daha neler göreceğiz?
[Devamı]
Oyakbank’ın ING’ye satışı neye alamettir
22 Haziran 2007
Aslında memlekette şizofrence bir durum olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu vaziyet gazetelerimize, televizyon ekranlarımıza da yansıyor. Bir tarafta, finansal piyasalarımızdaki mutluluk verici bir hava var. Yeni Türk Lirası her gün değerlenme rekorlarını egale ediyor. Gazetelerin ilgili bölümlerinde bir mutluluk havası hâkim. Gazetelerimizin bir de siyasetle ilgili bölümleri var ki, orada etraf esasen simsiyah. Yazarlarımız seçimlerin zamanında yapılıp yapılmayacağından emin değil. Etraf felaket senaryolarından geçilmiyor. Senaryo çalışmalarına o kadar aç bir halde olmalıyız ki, elin oğlunun memleketinde birileri "mesela dedik.." diye "adı üzerinde" bir senaryo yazmaya kalksa, bakanlarımız bile tedirgin oluyor. Mesele gazete manşetlerini günlerce meşgul ediyor. Genelkurmayımız açıklama
[Devamı]
Sürat felakettir
21 Haziran 2007
Kriz sonrasındaki ekonomik programın temel amaçlarından birisi de bankacılık sektörünü sağlığına kavuşturmaktı. Bu, bir yandan, bankaların sermaye yapısının güçlendirilmesi, geri dönmeyen kredi sorunlarının çözülmesi, daha iyi gözetim ve denetim sayesinde olacaktı. Diğer yandan da uzun yıllar sürdürülecek olan mali disiplin, kamunun borçlanma gereksinimini giderek azaltacaktı. Böylelikle, bankalar topladıkları paraların daha çoğu ile hane halkına kredi arz etme potansiyeline sahip olacaklardı.
[Devamı]
Kaynaklar sonsuzdur, gereksinimler ise sınırlı
21 Haziran 2007
Sayın Baturalp Candemir'in 31 Mayıs 2007 tarihli Referans gazetesinde yayımlanan "Partilerin Ekonomik Programına Dair (1) DP" yazısında, Sayın Erkan Mumcu'nun Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'ndeki (TÜSİAD) konuşmasından bazı alıntılar yer alıyor. Bunlardan birisi benim ilgimi çekti. Sayın Mumcu şöyle demiş: "İktisadın meşhur... 'kaynaklar kıttır, ihtiyaçlar sınırsızdır', teorisi benim hiçbir zaman inandığım bir teori olmadı. Kaynaklar kıt değildir, kaynaklar sonsuzdur. Tam tersine insanın ihtiyaçları sınırlıdır." Sayın Candemir'in, daha çok şaşkınlık ifade eden, yorumu ise aynen şöyle: "İktisadın tanımını reddeden bu bakış açısı konusunda fazla yoruma gerek yok ama iktidara geldiğinde kaynakların (petrol, doğalgaz, işlenebilir toprak, her konuda yetişmiş insan gücü ve s
[Devamı]
Filistin Kadima’sını bulamadı ve işler iyice karıştı
19 Haziran 2007
Filistin'deki gelişmeleri izliyor musunuz? Bir süreden beri İsrail-Filistin sorununda işler iyice çığırından çıktı. Eskiden haber bültenleri İsrail saldırıları sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısını iletirdi. Bir süreden beri aynı haber bültenleri Filistinliler arası silahlı çatışmalardan ve hayatını kaybeden kadın-çocuk Filistinlilerden bahsediyor. Düne kadar Filistin'de iki devletli çözümden bahsedilirken şimdi artık üç devletli çözümden bahsedilmeye başlandı. Bütün bunlar Gazze'de Hamas'a bağlı milis güçlerin sokakları ele geçirmesi ile birlikte gündeme geldi. Gündem bu son gelişme ile birlikte değişti. Peki ama Filistin'de neler oluyor? Savaş yorgunu Filistinliler neden birbirlerine saldırıyorlar? En önemlisi ne yapmak gerekiyor? Gelin kısaca bir bakalım.
[Devamı]