Arşiv

  • Nisan 2024 (6)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)
  • Mayıs 2023 (9)

    Sarkozy ve rekabet
    Hasan Ersel, Dr. 28 Haziran 2007
    Geçen hafta Avrupa Birliği (AB) liderleri zirvesinde Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin ilginç bir girişimi oldu. Sarkozy, daha önce reddedilen AB Anayasa Taslağı'nda yer alan, "AB'nin rekabetin özgür ve bozulmamış (undistorted) olduğu bir iç piyasası olacaktır" ifadesinin bu metnin yerine geçecek olan antlaşmanın önsözüne konulmamasını sağladı. Oysa bu ifade 1957 Roma Antlaşması'nda belirtilen bu noktayı güçlendirmek üzere konulmuştu. Anlatılanlar doğruysa, bu eksikliğin farkına ilk varan Macarlar oldu. Sordukları, bu değişikliğin AB'nin rekabet politikasını etkileyip etkilemeyeceğiydi. İspanyol delegesinin de bunun ilkelerden birisini etkilediği görüşüne varmasından sonra konu dallanıp budaklandı. Bunun sonunda da "tam istihdam" ve "toplumsal gelişme", yeni yasal temelde AB' [Devamı]
    Acil eylem planını hatırlayanınız var mı
    Güven Sak, Dr. 26 Haziran 2007
    Tedavinin başlangıç noktası hastanın hasta olduğunu kabul etmesidir. Bu durum bugünlerde Türkiye'yi yönetenlerin ya da yönetmeyi düşünenlerin akıllarından hiç çıkarmaması gereken bir noktadır. Türkiye'nin bir problemi vardır. Türkiye'nin problemi siyasidir. Ortadaki siyasi problem, ekonomik konularda atılması gereken adımları engelleme potansiyeline sahiptir. İçinde bulunduğumuz siyasi krizin derinliği, Türkiye'nin bu bölgede üstlenebileceği, son derece hayırlı rolün başkalarına kaptırılmasına ve bir tarihi fırsatın kaçırılmasına sebep olabilir. Türkiye'nin geleceğinde, söyleyecek sözü olduğunu düşünenlerin ilk yapmaları gereken, gerçekle alakalarını kesmemeleri, ihtiyacı doğru tespit etmeleridir: Türkiye'nin ihtiyacı sağduyudur. Nisan 2007'nin sonunda yaşadığımız üç günlük "ak [Devamı]
    Düşük kur, hızlı büyüme
    Fatih Özatay, Dr. 25 Haziran 2007
    Dün bir grafik vermiştim. Paramızın reel olarak hızla değer kaybettiği dönemlerde, ya büyüme hızımız çok yavaşlıyordu, ya da küçülüyorduk. Genellikle de bu ikincisi gerçekleşiyordu. Buna karşın, liranın hızla değer kazandığı dönemlerde büyüme hızımız yüksek oluyordu. [Devamı]
    Bütçe harcamaları Avrupalı bir seçim ekonomisine benziyor
    Hasan Ersel, Dr. 25 Haziran 2007
    Hükümet faiz harcamalarındaki göreli azalmadan elde ettiğini 'Cari transferlere' yöneltmiş. Böyle bakınca ben bütçe uygulamasının, seçim olgusunu hesaba katan "Avrupa benzeri bir seçim ekonomisi" olduğunu düşünüyorum. [Devamı]
    Aşk bir bakışta mı gerçekleşti? Yoksa kadın mı elinden geleni ardına koymadı?
    Fatih Özatay, Dr. 24 Haziran 2007
    Bu pazar bir grafikle başlayayım yazıma. Grafikte 1988'den bu yana çeyrek yıllık dönemler itibarıyla büyüme hızımız (çubuklar) ve paramızın yabancı paralar karşısındaki reel değeri (reel kur endeksi) gösteriliyor. Kur endeksi Merkez Bankası'nın yayımladığı endeks ve endeksteki yükselişler liranın değerinin arttığını (reel olarak değerlendiğini) ifade ediyor. [Devamı]
    Finansal piyasalarda karbon kontratları alınıp satılıyor
    Güven Sak, Dr. 23 Haziran 2007
    Londra, karbon kontratları ticaretinin merkezi olmaya başladı. Londra'da finansal piyasalarla ilgili yetkililer 'çevreci finansal kontratlar' için nasıl bir yarış içinde olduklarını anlatıyorlar bu günlerde.  Bakalım daha neler göreceğiz? [Devamı]
    Oyakbank’ın ING’ye satışı neye alamettir
    Güven Sak, Dr. 22 Haziran 2007
    Aslında memlekette şizofrence bir durum olduğunu kolaylıkla söyleyebiliriz. Bu vaziyet gazetelerimize, televizyon ekranlarımıza da yansıyor. Bir tarafta, finansal piyasalarımızdaki mutluluk verici bir hava var. Yeni Türk Lirası her gün değerlenme rekorlarını egale ediyor. Gazetelerin ilgili bölümlerinde bir mutluluk havası hâkim. Gazetelerimizin bir de siyasetle ilgili bölümleri var ki, orada etraf esasen simsiyah. Yazarlarımız seçimlerin zamanında yapılıp yapılmayacağından emin değil. Etraf felaket senaryolarından geçilmiyor. Senaryo çalışmalarına o kadar aç bir halde olmalıyız ki, elin oğlunun memleketinde birileri "mesela dedik.." diye "adı üzerinde" bir senaryo yazmaya kalksa, bakanlarımız bile tedirgin oluyor. Mesele gazete manşetlerini günlerce meşgul ediyor. Genelkurmayımız açıklama [Devamı]
    Sürat felakettir
    Fatih Özatay, Dr. 21 Haziran 2007
    Kriz sonrasındaki ekonomik programın temel amaçlarından birisi de bankacılık sektörünü sağlığına kavuşturmaktı. Bu, bir yandan, bankaların sermaye yapısının güçlendirilmesi, geri dönmeyen kredi sorunlarının çözülmesi, daha iyi gözetim ve denetim sayesinde olacaktı. Diğer yandan da uzun yıllar sürdürülecek olan mali disiplin, kamunun borçlanma gereksinimini giderek azaltacaktı. Böylelikle, bankalar topladıkları paraların daha çoğu ile hane halkına kredi arz etme potansiyeline sahip olacaklardı. [Devamı]
    Kaynaklar sonsuzdur, gereksinimler ise sınırlı
    Hasan Ersel, Dr. 21 Haziran 2007
    Sayın Baturalp Candemir'in 31 Mayıs 2007 tarihli Referans gazetesinde yayımlanan "Partilerin Ekonomik Programına Dair (1) DP" yazısında, Sayın Erkan Mumcu'nun Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği'ndeki (TÜSİAD) konuşmasından bazı alıntılar yer alıyor. Bunlardan birisi benim ilgimi çekti. Sayın Mumcu şöyle demiş: "İktisadın meşhur... 'kaynaklar kıttır, ihtiyaçlar sınırsızdır', teorisi benim hiçbir zaman inandığım bir teori olmadı. Kaynaklar kıt değildir, kaynaklar sonsuzdur. Tam tersine insanın ihtiyaçları sınırlıdır." Sayın Candemir'in, daha çok şaşkınlık ifade eden, yorumu ise aynen şöyle: "İktisadın tanımını reddeden bu bakış açısı konusunda fazla yoruma gerek yok ama iktidara geldiğinde kaynakların (petrol, doğalgaz, işlenebilir toprak, her konuda yetişmiş insan gücü ve s [Devamı]
    Filistin Kadima’sını bulamadı ve işler iyice karıştı
    Güven Sak, Dr. 19 Haziran 2007
    Filistin'deki gelişmeleri izliyor musunuz? Bir süreden beri İsrail-Filistin sorununda işler iyice çığırından çıktı. Eskiden haber bültenleri İsrail saldırıları sonucunda hayatını kaybeden Filistinlilerin sayısını iletirdi. Bir süreden beri aynı haber bültenleri Filistinliler arası silahlı çatışmalardan ve hayatını kaybeden kadın-çocuk Filistinlilerden bahsediyor. Düne kadar Filistin'de iki devletli çözümden bahsedilirken şimdi artık üç devletli çözümden bahsedilmeye başlandı. Bütün bunlar Gazze'de Hamas'a bağlı milis güçlerin sokakları ele geçirmesi ile birlikte gündeme geldi. Gündem bu son gelişme ile birlikte değişti. Peki ama Filistin'de neler oluyor? Savaş yorgunu Filistinliler neden birbirlerine saldırıyorlar? En önemlisi ne yapmak gerekiyor? Gelin kısaca bir bakalım. [Devamı]