Arşiv

  • Mayıs 2024 (1)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Dövize alım müdahalesi gerekiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 26 Nisan 2007
    Pazartesi günkü yazımda, önümüzdeki dönemde olumsuz bir şokla piyasaların karışması durumunda, Merkez Bankası (MB) kura müdahale etmeli mi sorusunu yanıtlamaya çalışmıştım. Bugün ise tersi bir durumu ele alıyorum: Kur daha da aşağı doğru düşme eğilimine girerse, MB piyasaya alım yönünde müdahale etmeli mi? Önce son yazımda ulaştığım sonuçları özetleyeyim: [Devamı]
    Brezilya üzerine
    Hasan Ersel, Dr. 26 Nisan 2007
    Geçen hafta İstanbul'da yapılan bir toplantıda üç Brezilyalı iktisatçıdan ülkelerindeki gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini dinleme fırsatını elde ettim. Konuşmacılar, ana çizgileriyle iktisat politikasının doğru yönde devam edeceği konusunda görüş birliği içindeydiler. Ancak reformlar konusunda aynı iyimserlik yoktu. Devlet Başkanı Luiz Inacio da Silva'nın (Lula) olağanüstü sayılabilecek kamuoyu desteğinin (yüzde 48; bilebildiğim kadarıyla şu anda hiçbir demokratik ülkenin lideri böyle bir desteğe sahip değil) bu ülkenin ihtiyacı olan reformların yapılmasını sağlayacağını sanmadıklarını söylediler. Lula'nın kamuoyu desteğinin artmasına yol açan süreç oldukça karışık. Kendisinin üyesi olduğu Partido dos Trabalhadores'ın (İşçilerin Partisi) etkisini kaybetmesi, 6 Haziran 2005'te patlak [Devamı]
    Fransızlar Tony Blair’i çok seviyor
    Güven Sak, Dr. 24 Nisan 2007
    Nedir şimdi bu? Bir nevi "komşunun tavuğu komşuya kaz görünür" sendromu mu? İngiltere'de İşçi Partisi, lideri Tony Blair'i bir an önce emekliye ayırmaya çalışıyor. Blair baskılara dayanamayıp sonunda emeklilik tarihini açıklamak zorunda kaldı. Ama geçen hafta Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinde, bizim izlediğimiz TV programlarında ve okuduğumuz gazete yazılarında, en fazla adı geçen kişilerden biri de Tony Blair'di. [Devamı]
    Döviz müdahalesi gerekiyor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 23 Nisan 2007
    Başlıktaki sorunun uzun ve doğru hali şöyle: 'Şoklara bağlı olarak hızla döviz kuru artarsa, Merkez Bankası (MB) dövize müdahale etmeli mi? Geride bıraktığımız yılın mayıs ayında başlayan büyük dalgalanma sonucu kısa sürede döviz kurunda oldukça önemli oranda artış oldu. Belli bir süre sonra MB yüklü miktarda döviz satarak kura müdahale etti. MB'nin tepkisi, sadece müdahale şeklinde değildi; aynı dönemde faiz haddi oldukça yüksek bir düzeye sıçratıldı ve piyasadaki likiditeyi ayarlamaya yönelik bir takım önlemler alındı. [Devamı]
    Yabancı doğrudan yatırımın gözdesi Çin, Türkiye atakta
    Hasan Ersel, Dr. 23 Nisan 2007
    Çin 2000-2005 döneminde Türkiye'nin 5 katı yabancı doğrudan yatırım çekti. Söz konusu dönemde gelişmekte olan ülkelere yönelen yabancı doğrudan sermayenin yüzde 23,7'si bu ülkeye gitti. Son dönemde yabancı doğrudan yatırımların arttığı Türkiye'nin çekebildiği miktar ise bu büyüklüğün sadece yüzde 4,2'si. [Devamı]
    Enflasyonu düşük olanlar çok oynak, inatçıların ise enflasyonu yüksek
    Fatih Özatay, Dr. 22 Nisan 2007
    Yıllık tüketici enflasyonun uzun bir süredir dar aralıkta seyrettiğini gözlüyoruz. Ne yukarıya ne de aşağıya doğru belirgin bir eğilim alıyor. Ne de inatçı! 2004 yılının başından bu yana yıllık enflasyonun ortalama değeri yüzde 8.9 olmuş. Bu dönemde enflasyonun aldığı en yüksek değer 11.7, en düşük değer ise yüzde 7.1.Merkez Bankası'nın yayımladığı raporlardan da biliyoruz; bu davranış biçimi alt gruplara inildiğinde büyük farklılıklar gösteriyor. Bazı alt endeks gruplarındaki enflasyon son derece inatçı iken, bazıları tam aksine, son derece oynak. [Devamı]
    Washington’da Neoconlar için avlanma mevsimi başladı mı?
    Güven Sak, Dr. 20 Nisan 2007
    Haberi herkes Financial Times'tan öğrendi: Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz, bir Dünya Bankası çalışanı olan kız arkadaşının maaşını, kurallara uymadan ve emsalleri dikkate almadan, yükselttiği için eleştiriliyordu. Konu böyle bir etik skandalı olarak gündeme düştü. Çünkü kurala göre eşler veya partnerlerin birbirlerine sicil verecek şekilde, ast-üst ilişkisi içinde olmaması gerekiyordu. Bu olayda, Paul Wolfowitz, Dünya Bankası Başkanı olarak atandığında, konuyu açıklamış ve arkadaşının ABD Dışişleri Bakanlığı'nda bir başka göreve aktarılması için süreç başlatılmış. Ancak söz konusu süreçte, Wolfowitz'in atamanın bir terfi işlemi ile birlikte gerçekleştirilmesi ve de yüksek bir maaş artışı verilmesine yönelik müdahalesi eleştiri konusu oldu. [Devamı]
    Marifet bu işin neresinde?
    Fatih Özatay, Dr. 19 Nisan 2007
    Son verilere göre işsizlik oranında belirgin bir iyileşme gözlendi: Bu oran bir yıl önce yüzde 11.8 düzeyindeyken, içinde bulunduğumuz yılın ocak ayında yüzde 11'e düştü. Bu iyileşmeye karşın, işsizlik oranımız yüksek. Bir noktaya dikkat etmekte yarar var. Bu oran, çalışabilir yaştaki nüfusun (15-64 yaş arası) ne kadarının işgücüne katıldığına dayanılarak hesaplanıyor. İşgücü sayısı ile istihdam edilen kişi arasındaki fark işsizleri veriyor. İşsiz sayısının işgücü sayısına bölünmesiyle işsizlik oranı bulunuyor. [Devamı]
    ABD ekonomisine ilişkin iki gösterge de benden
    Hasan Ersel, Dr. 19 Nisan 2007
    Bir süredir ülkemiz finans çevrelerinde ABD ekonomisine ilişkin göstergelere olan talep pek arttı. "Filan gösterge beklentilere göre şöyle çıktığından" diye başlayıp sadece ABD ekonomisini çözmekle kalmayıp, bunun doların değeri ve hatta İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) üzerindeki olası etkilerini çıkarmaya yönelik "açıklamalar" pek sıklaştı. Doğrusu bunların nasıl yapıldığını anlayabilmiş değilim. Ama hayretle kıskançlık arasında bir yerde kalakaldığımı itiraf edebilirim. İşte bu nedenle ben de ABD'ye ilişkin iki göstergeyle bu kervana katılmaya karar verdim. [Devamı]
    Siyasi risk Ukrayna'nın notunu düşürdü
    Güven Sak, Dr. 17 Nisan 2007
    "Yok artık" demeyin. Önce bir izlenimlerimizi dinleyin lütfen. Türkiye artık siyasetin doğrudan etkisi altında günler geçiriyor. Çifte seçimin etkilerini hayatımızın her alanında yoğun bir biçimde hissediyoruz ve hissedeceğiz. Bundan böyle olup bitenlere bakarken, günlük hayatımızla ilgili kararları gözden geçirirken, aklımızın bir köşesinde hep siyasetle ilgili bir dizi parametre olacak. İyi olan; günlük kararlarımızı alırken siyasetin aklımızı, karar alma süreçlerimizi gölgelememesi, bizi etkilememesidir. Kötü olan, siyasetin günlük kararlarımız üzerindeki gölgesinin giderek büyümesidir. O büyüyen gölge, toplumumuzu iki büyük kampa ayıracak, derin bir çizginin netleşmesi ile olabilir ancak. İletişimi reddeden iki büyük kampa ayrılmak yalnızca kötüdür. Bu, Türkiye'nin Ukraynal [Devamı]