Arşiv

  • Mayıs 2024 (6)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    Yerinizden kalkmayın ve kemerinizi bağlı tutun
    Güven Sak, Dr. 04 Kasım 2011
    Artık Avrupa'daki kriz nasıl seyrederse seyretsin Türkiye'yi her durumda aynı ölçüde olumsuz etkileyecek. Uçak seyahati sırasında, türbülans başlarsa öyle demezler mi? "Aman yerinizden kalkmayın ve kemerinizi bağlı tutun". Kendi emniyetiniz için elbette. Her zamankinden daha fazla temkinli olmamız gereken bir dönemden geçiyoruz. Yunanistan Başbakanı Papandreu'nun uygulayacağı ekonomik tedbirleri halka sorma kararı Avrupa'yı karıştırdı. Ortada Yunanistan'a karşı bir nevi 'nankör kedi' tepkisi var. İzliyorsunuzdur. Avrupa referandumda çıkacak bir 'hayır' kararının ekonomiyi olumsuz etkilemesini bekliyor. Avrupa için böyle bir durumda beklenen şimdikinden daha büyük bir çalkantıdır. Bu ilk noktadır. Türkiye açısından bakıldığında da çalkantılı bir yeni döneme giriyoruz. Ama bana kalırsa Türki [Devamı]
    Bangkok sokaklarında timsahlar yüzer
    Güven Sak, Dr. 01 Kasım 2011
    Dünyada tek başımıza değiliz. Bize benzeyen ve de beceriksizlikte bizimle yarışabilecek bir ülke daha var: Tayland. 2011 Tayland için "Zamanların» en iyisiydi ve zamanların en kötüsüydü" diye anılmaya aday görünüyor. Aynı Türkiye yani. Daha bu yılın temmuzunda Dünya Bankası, bundan böyle Tayland'ın 4200 dolarlık kişi başı milli geliriyle alt orta gelirli bir ülke olmaktan çıktığını üst orta gelirli bir ülke olduğunu açıklamıştı. Aynı Türkiye gibi. Yine ağustosta yapılan seçimlerle Tayland askeri yönetimden çıktı. 1967 doğumlu Yingluck Shinawatra, hem Tayland'ın ilk kadın başbakanı oldu hem de 60 yıldan beri ülkenin başına geçen en genç siyasi lider unvanını aldı. Sonra bu yılın muson yağmurları beklenenden yoğun geldi. 2011'de Bangkok sokaklarında, aynı 19. yüzyıl sonunda olduğu gibi yine [Devamı]
    Bütün sorunların anası
    Güven Sak, Dr. 29 Ekim 2011
    Asıl sorun karar alıcıların 19. Yüzyıldan kalma meselelerle meşgul olmalarıdır. Van depremi etrafında gelişen organizasyon karmaşasını takip ediyor musunuz? Oradaki koordinasyon zafiyeti Türkiye’nin köklü sorunlarına işaret etmektedir. Hakikaten, Türkiye’deki bütün problemlerin anası nedir? Akla Kürt sorunu geliyor, değil mi? Ya da belki Ermeni sorunu? Bana kalırsa, 19. Yüzyıldan kalmış bu meseleler Türkiye’nin 21. Yüzyıldaki asıl gündemi olamaz. Asıl sorun ekonomiyle ilgilidir. İzin verin açıklayayım:  Asıl sorun ülkenin yeni bir başlangıç yapmasına elverişli ortamı sağlayacak kurumsal kapasitededir. Türkiye ya yüksek gelirli bir ülke haline gelecek, ya da içinde bulunduğu orta gelirli ülke konumuna sıkışıp kalacaktır. Ancak birinci gruba erişilmesine olanak verecek tüm reformlar son on y [Devamı]
    99'dan beri bir arpa boyu yol gitmişiz
    Güven Sak, Dr. 28 Ekim 2011
    Van depremi gösterdi ki, Türkiye hâlâ gelişmekte olan ülkeler kategorisinden çıkamamıştır. Ülkeler ikiye ayrılır: Organizasyon kapasitesi gelişmiş olanlar ve diğerleri. İlk gruptakilere gelişmiş ülkeler diyoruz. İkinci gruptakilere ise gelişmekte olan. Van depremi gösterdi ki, Türkiye hâlâ ikinci grupta. 1999'da Marmara depreminden 2011 Van depremine memleketin organizasyon kapasitesinde belirgin bir gelişme gözlenmemektedir. En azından benim Van depremi çerçevesinde gördüklerimden çıkardığım sonuç budur. Deprem hepimizi üzdü ama üzüntü rasyonel değerlendirme kabiliyetimizi kaldırmamalı. Önce üç tespit yapayım, sonra yukarıdaki hüküm cümlesine nasıl vardığımı açıklayayım. İlk tespit şudur: Kızılay'ın yıkılan binalarda oturanların barınma sorunlarını düşünürken, hasarlı binalarda yaşayanlar [Devamı]
    Merkez Bankası hangi dilden konuşacak?
    Güven Sak, Dr. 25 Ekim 2011
    Umarım bugün Merkez Bankası kumda oynamayı bırakır ve belirsizlik ortadan kalkar. Türkiye'nin durumu hakkındaki kanaatimiz değişiyor. Bu aralar ben etraftan hep aynı soruyu duyuyorum. Mahcup biçimde yanıma geliyorlar. "Pardon", diyorlar, "vaziyetimiz hakikaten öyle bize anlatıldığı gibi iyi midir?" Vaziyetin iyi olduğuna inanmak istiyor gibiler. İşlerin kötü olabileceğini duyarlarsa, sanki çok üzülecek gibiler. Ama öyle ya da böyle, istemeye istemeye de olsa hakikati de duymak istiyorlar. Ama giderek artan bir kötümserlik eğilimi görüyorum. Geçiş dönemleri hep böyle oluyor. İyimserden kötümsere ya da kötümserden iyimsere geçiş öyle birden olmuyor. Artan kötümserleşmenin kurlardaki hareketlilikle yakından alakalı olduğunu düşünüyorum. Geçen hafta, Dünya Bankası ve TEPAV’ın düzenlediği bir t [Devamı]
    Gençler burada, işçiler nerede?
    Güven Sak, Dr. 21 Ekim 2011
    Anketlere göre ABD’Ii isçilerin yüzde 86'sı eylemciler ile aynı fikri savunuyor. "Ve dostlarım, hareketin bütün tarihini size şöyle özetleyebilirim: Önce sizinle ilgilenmezler, yokmuşsunuz gibi yaparlar. Sonra sizinle dalga geçerler, karşınıza geçip gülerler. Sonra size saldırırlar, sizi yakmaya çalışırlar. En sonunda kazanırsınız, adınıza anıtlar dikerler. Süreç Amerikan Birleşik Giyim İşçileri Sendikası için de böyle olacaktır." Bu tartışmalı ifade 1918 yılından kalma. İddiaya göre Mahatma Gandi böyle söylemiş. Simdi kimin söylediğini unutun. İfadeye Zuccotti Parkı sakinleri açısından bir bakalım, müsaadenizle. Önce hakikaten herkes onlar yokmuş gibi yaptı. Sonra dalga geçtiler. Simdi 'yakma' aşamasına doğru hızla ilerliyoruz. Ama bakın, "Wall Street'i işgal" eylemcilerini daha New York' [Devamı]
    Bu yargıyla yerli otomobil olmaz
    Güven Sak, Dr. 18 Ekim 2011
    Fikri mülkiyet hakları ile ilgili ihtilafların yargıda kolaylıkla çözülemediği yerde, katma değeri yüksek üretim olmaz. Bu ara bildiğimiz dünyada isyan ateşleri yanıyor. Hafta sonu dünyanın bin yerinde isyan gösterileri vardı. Yeni normalin eskisine benzemeyeceğinin en güçlü kanıtı ortalığı saran bu isyan ateşidir. Ben bugün bizatihi isyanların kendisi ile alakalı değilim. Bugün, bu yılın başından beri, takip ettiğim isyan gösterileri ile ilgili üç adet tespit yapmak istiyorum. Hem de böyle yazının tam da başında. Benim ilk gördüğüm şudur: Dünyada iki tür ülke vardır: Gösteriler sırasında göstericiden çok polisin zarar gördüğü ülkeler ile polisten çok göstericinin zarar gördüğü ülkeler. İngiltere ilk grupta, Türkiye ise hala ikinci gruptadır. Suriye'yi müsaadenizle değerlendirmeye bile alm [Devamı]
    Mısır’ın da Özal’ına ihtiyacı vardır
    Güven Sak, Dr. 15 Ekim 2011
    Mısır’da yaşanan değişimin hızı hayal kırıklığına yol açıyor. Örneğin, 1958 yılında çıkarılan Olağanüstü Hal Kanunu’nu ele alın. Eski Devlet Başkanı Mübarek, Tahrir Meydanı göstericilerinin talepleri üzerine Kanun’u, uyuşturucu ve teröre ilişkin düzenlemelere indirgemişti. Buna karşılık ordu yakın zamanda Olağanüstü Hal Kanunu’nun kapsamını grevlerin ve söylentilerin bastırılması ve trafik karışıklıklarının düzenlenmesi gibi alanları da içine alacak şekilde genişletti. Bu geri dönüş İsrail Büyükelçiliği’ne yapılan saldırıdan sonra meydana geldi. Pazar günkü ölümler ise polis devletinin gelmek üzere olduğuna işaret etti. Yolun sonunda birileri çıkıp “Mısır’da işler böyledir. Daha fazla kısıtlamaya ihtiyaç var” diyebilir. Bu tuzak yakın dönem Türkiye tarihini iyi kötü bilen herkese fazlasıyl [Devamı]
    BB'min kırmızı ışığını özledim
    Güven Sak, Dr. 14 Ekim 2011
    BB'nin ilk yıl yalnızca 25 bin kullanıcısı vardı. Simdi ise BB'deki servis arızası 70 milyon kişiyi etkiledi. Birkaç gündür BlackBerry'im (BB) çalışmıyor. Dünyada bir BB servis arızası varmış. E-posta ve mesajlarımı zamanında okuyamıyorum. BB'min kırmızı ışığını ve mesaj alırken şöyle bir titreyivermesini özledim. Mutsuzum. Bir eksiklik varmış gibi hissediyorum. Halbuki çocukluk yıllarımda, 1960'lı yılların başında, şehirlerarası aramalarda, telefonla 'aranmaz', telefon bağlatılırdı'. Önce telefon santralini arardınız, sonra oradaki görevliye konuşmak istediğiniz kişinin telefonunu 'yazdırırdınız'. Sonra görevli o numarayı sizin hatta 'bağlardı'. Nereden geldiğim belli olsun diye bunu söylüyorum. BB'min kırmızı ışığını özleyeceğim o günlerde aklıma bile gelemezdi. BB'nin piyasaya çıkışı 19 [Devamı]
    i-Pad kabını geçemeyen yerli otomobil yapamaz
    Güven Sak, Dr. 11 Ekim 2011
    Fikri mülkiyet haklan konusunda ne yapacağına karar verememiş bir ülke, üretimde katma değerini arttıramaz. Bu günlerde bizi bir yerli otomobil markası çıkartma merakı sarmış durumda. Bu da bizim memleketteki sağ popülizmin bir başka tezahür biçimi bana kalırsa. Eskiden ağır sanayi hamlesi vardı. Sonra Jet Fadıl araba üreteceğim dediğinde konunun gönül telini derin derin titretebildiği belli olmuştu. Simdi en son aşamadayız: "Nasıl yaparız?" diye milletçe bir yol arıyoruz. Olur mu? Neden olmasın? Ama nasıl olabileceği üzerinde düşünmeden ortada dolanmamakta fayda var. Bugün ilk noktayı koyayım, tartışma sürecine ben de dahil olayım. Söylenecek birçok laf var. Bugünün konusu şöyle olsun: Fikri mülkiyet hakları konusunda ne yapacağına karar verememiş bir ülke, üretimde katma değerini arttıra [Devamı]