Arşiv

  • Mayıs 2024 (11)
  • Nisan 2024 (15)
  • Mart 2024 (19)
  • Şubat 2024 (19)
  • Ocak 2024 (18)
  • Aralık 2023 (17)
  • Kasım 2023 (14)
  • Ekim 2023 (15)
  • Eylül 2023 (12)
  • Ağustos 2023 (21)
  • Temmuz 2023 (18)
  • Haziran 2023 (13)

    IMF'nin artan karamsarlığı ve Türkiye
    Fatih Özatay, Dr. 29 Eylül 2011
    IMF'nin geçen hafta yayımlanan 'Dünya Ekonomik Görünümü' raporunda işaret ettiği iki risk gerçekleşirse Türkiye ne yapmalı? Önce şu noktanın altını özenle çizmek gerekiyor: Avrupa Birliği'ndeki kriz daha fazla yayılmasa, bir miktar da yatışarak ağustos ayı öncesindeki 'sürüncemede' durumuna dönse, ABD'den de bugüne kadar gelenden daha fazla kötü bir haber gelmese, Türkiye ekonomisinde bir sorun yaşanmaz. [Devamı]
    IMF'nin bakış açısından 2012'de dünyanın görünümü
    Fatih Özatay, Dr. 28 Eylül 2011
    IMF'nin yılda iki kez yayınladığı 'Dünya Ekonomik Görünümü' raporunun ikincisi geçen hafta sonuna doğru yayınlandı. Nisan ayında yayınlanan ilk rapora kıyasla daha karamsar bir ton hâkim bu raporda. 2011 ve 2012 için yaptığı dünya büyüme öngörüsü yüzde 4 düzeyinde. 2011 öngörüsü bir önceki rapora göre 0.3, 2012 öngörüsü ise 0.5 puan daha düşük. Büyüme tahminlerinin aşağıya çekilmesinin temel nedeni ise, nisan ayından bu yana, ilk rapordaki beklentilerin aksine, ABD'nin toparlanamaması ve Avrupa'nın daha da karışması. ABD ve Euro Bölgesi'ne ilişkin 2012 büyüme tahminleri ise sırasıyla yüzde 1.8 ve yüzde 1.1. [Devamı]
    IMF'nin önerileri üzerine bir değerlendirme
    Fatih Özatay, Dr. 27 Eylül 2011
    Türkiye'nin, fiyat istikrarını ikinci plana atma ya da atılmış gibi bir izlenim verme lüksü yok. Sıra Türkiye'ye ilişkin IMF'nin yaptığı politika önerilerini yorumlamaya geldi. IMF, cari işlemler hesabımızın yüksek düzeyde açık verdiği ve bu nedenle ortaya çıkan döviz ihtiyacımızın ağırlıklı olarak kısa vadeli borçlanmayla karşılandığı bir ortamda, maliye politikasının sıkı olması gerektiğini belirtiyor, Bu amaçla geçici bütçe gelir artışlarını dikkate almadan sıkı bir bütçe yapılmasını tavsiye ediyor. Bu köşede aynı öneri defalarca yer aldı. Özellikle 2010'da ve 2011'in ilk yarısında koşullar uygunken 'basiretli bir tüccar' gibi davranmakta yarar vardı. Oysa şu anda ortam çok belirsiz ve Türkiye ekonomisinin çok yavaş bir büyüme temposuna girmesi, hatta küresel kriz şiddetlenirse 2009'dak [Devamı]
    IMF para politikası için başka telden çalıyor
    Fatih Özatay, Dr. 24 Eylül 2011
    IMF, Merkez Bankası'nın yeni para politikası uygulamasının hakkını veriyor ama buna katılmıyor. IMF'nin dördüncü madde çerçevesinde hazırladığı 2011 Türkiye Raporu'nun taslak sonuçları perşembe günü yayımlandı. Taslak sonuç raporu üç ana bölümden oluşuyor. İlk bölüm, küresel krizden bu yana olan biteni kısaca özetliyor, ikinci bölüm, bu gelişmelerin yarattığı temel sorunlara dikkat çekiyor. Üçüncü bölüm ise bu sorunları çözmek ya da hafifletmek için IMF'nin önerdiği ekonomi politikalarını anlatıyor. Bu yazının temel konusu, bu üçüncü bölümdeki para ve maliye politikası önermeleri. [Devamı]
    Yeni para politikası nasıl olmalı?
    Fatih Özatay, Dr. 22 Eylül 2011
    Risk seven finansal sektör ve varlık fiyatlarında balon, 'alışılageldik' politikanın yeterli olmayacağı kanısını yaygınlaştırdı. Bizim Merkez Bankası sayesinde, küresel krizde ortaya çıkan sorunlara ‘alışılageldik' para politikasının ne ölçüde çözüm üretebileceği hakkında tartışma yapmaya başladık Türkiye'de. Bunun oldukça yararlı olduğunu düşünüyorum. 'Alışılageldik' para politikasından kastettiğim, temel amacı fiyat istikrarı olan para politikası. Özellikle enflasyon hedeflemesi uygulayan ülkelerin para politikaları böyle. Enflasyon hedeflemesi uygulamasa bile Avrupa Merkez Bankası’nın para politikası da böyle. ABD Merkez Bankası için de büyük ölçüde geçerli bu. Salt fiyat istikrarına yönelen, finansal istikrarı ise mikro düzenlemelere bırakan, ancak kriz dönemlerinde ya da krize benzer [Devamı]
    Nasıl oluyor da oluyor? Finansal krizler -4
    Fatih Özatay, Dr. 21 Eylül 2011
    1997 ortasında Tayland'da kriz patlak veriyor. Hızla dört Asya ülkesine; Kore, Endonezya, Malezya ve Filipinlere sıçrıyor. Kriz 1998'de de sürüyor. Bu ülkelerin bazılarında kamu bütçesi fazla veriyor. Diğerlerinin bütçe açığı ise düşük düzeyde. Çoğunun cari işlemler sorunu yok. Krizden önce bu ülkelerde yüksek düzeyde işsizlik de yok. Ama bankacılık sektörlerinde sorunlar var. [Devamı]
    Ana akımın dışına çıkmak o kadar zor mu?
    Fatih Özatay, Dr. 20 Eylül 2011
    Yunanistan'a ilk kredi verildiğinde kredinin faizi Almanya'nın faizinden üç puan daha yüksekti. Gelişmiş dünyanın iktisat çevreleri, iktisat kuramında olan, büyük çoğunlukla zaten gelişmiş dünyanın iktisatçıları tarafından geliştirilen, şimdiye değin daha çok yükselen piyasa ekonomileri için geçerli olduğu düşünülen, bu nedenle de pek ilgilenmedikleri ve iktisadın ana kolu dışında gördükleri kuramlarla tanışmaya başladılar. Ne var ki hâlâ bir kısmı, genelleme yapmak pek sevimli değil ama yapayım; daha çok Almanya'daki iktisatçılar, bu kuramlarla tanışmaya pek istekli görünmüyorlar. Merkez bankalarının bankası konumundaki BIS, merkez bankacılara yönelik çeşitli toplantılar yapar. Görevim gereği bir ara düzenli olarak katıldım o toplantılara. Benim katıldığım düzeydeki toplantılar yılda iki [Devamı]
    Bir temel sorun: İşsizlikte katılık
    Fatih Özatay, Dr. 17 Eylül 2011
    İşgücüne katılımdaki artış, tarım dışındaki işsizlik oranının kriz öncesi düzeyine inmesini bir miktar engellemiş gibi görünüyor. Dün haziran ayına ait işgücü istatistikleri açıklandı. Toplam işsizlik oranında krizin etkisi bir süre önce tümüyle ortadan kalkmıştı. Kriz öncesinde (2006'da ve 2007'de) ortalama işsizlik oranı yüzde 10,2 düzeyindeydi, Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı birkaç aydır yüzde 10'un biraz üzerinde gerçekleşiyor. Haziranda da öyle oldu: Yüzde 10,3. Bir anlamda işsizlik oranında yüzde 10 dolaylarındaki katılığa geri dönmüş durumdayız. [Devamı]
    En gerçekleşebilir iyimser senaryo ne?
    Fatih Özatay, Dr. 15 Eylül 2011
    Yurtdışındaki koşullar temkinli tavrı ön plana çıkarırsa büyüme hızımız potansiyelinin altında kalacak. Birkaç liderin ve ekonomi hakkındaki görüşlerini saplantı haline getirerek asla uzlaşmaya yanaşmayan politikacıların ne yapacaklarına hiç bu kadar bağlı olmuş muydu ekonomilerin kaderi? Önümüzdeki birkaç yıl çok sayıda ülkenin büyüme hızının nasıl şekilleneceği ve bu ülkelerdeki işsizliğin ne yönde gelişeceği temelde iki unsura bağlı. Birincisi şu: Obama'nın işsizliği azaltmak amacıyla vergi gelirlerini düşüren ve eğitim ile altyapı harcamalarını arttıran yeni planı Kongre'de kabul edilecek mi? İkincisi: Avrupa, çöküşü önlemek üzere acil önlemler alacak mı? Daha somut olarak, ortak bir Avrupa tahvili çıkarılarak (Eurobond), sorunlu ülkelerin mevcut borçlarının bir kısmı bu tahvillerle de [Devamı]
    Büyümeye ilişkin senaryolar
    Fatih Özatay, Dr. 14 Eylül 2011
    Son hafta içinde büyüme hızımıza ilişkin önemli veriler açıklandı. Önce temmuz ayına ait sanayi üretim endeksi, sonra da yılın ikinci çeyreğine ilişkin gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) değerlerini öğrendik. Değerlendirmeye GSYH ile başlıyorum. İkinci çeyrekte bir yıl öncesinin aynı dönemine göre yüzde 8,8 oranında büyüdük. Ayrıca, daha önce yüzde 8,9 olarak açıklanan 2010 büyüme hızı yüzde 9, yüzde 11 olarak açıklanan 2011 birinci çeyrek büyüme hızı ise yüzde 11,6 olarak yukarıya doğru güncellendi. Bu değerler, anketlerde ortaya çıkan ortalama büyüme öngörülerinden yüksek olsalar da şaşırtıcı değiller. Birkaç nedenle. [Devamı]